Berlin’de sanat dolu hafta sonu
Berlin, bu hafta sonu bir kez daha çağdaş sanatın başkenti oluyor.
Her yıl mayıs ayında düzenlenen Berlin Gallery Weekend, dünyaca ünlü sanatçıları ve sanatseverleri şehrin dört bir yanına yayılan bir kültürel keşfe çağırıyor.
Bu yıl 52 galeri, 59 farklı mekânda 80’in üzerinde sanatçının eserini sergiliyor.
Sadece bir sanat etkinliği değil bu; aynı zamanda Berlin’in ekonomik ve kültürel nabzını tutan, küresel bir vitrin.
Bu yılki etkinlik, ekonomik zorlukların ve kültürel kesintilerin gölgesinde, Berlin’in hâlâ neden önemli bir sanat merkezi olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Artan yaşam maliyetleri ve sanatçıları cezbeden diğer şehirlerin yükselişi konuşulurken, BGW Direktörü Antonia Ruder, esas meselenin hala Berlin’de yaşayan sanatçı yoğunluğu olduğunu vurguluyor.
Ve haklı da.
Monica Bonvicini, Anne Imhof, Olafur Eliasson gibi isimlerin hem burada yaşıyor hem de burada üretmeye devam ediyor olması, şehrin hala ilham verici bir çekim merkezi olduğunu kanıtlıyor.
AVM’de 24 saat açık sergi
Etkinliğin dikkat çekici projelerinden biri, Batı Berlin’in simge yapılarından lüks alışveriş merkezi KaDeWe’nin 24 saat açık sergi alanına dönüşmesi.
Mağazanın vitrinlerinde Saadane Afif, Karin Sander, Alexandra Bircken gibi Berlin merkezli sanatçıların işleri sergileniyor.
Sanatı galeriden çıkarıp, alışveriş caddesinin yoğun insan trafiğine sunmak, sadece yaratıcı değil, aynı zamanda kamusal alanda sanatın rolüne dair güçlü bir adım.
Bir diğer iddialı açılış ise Schöneberg’de restore edilen 1950’lerden kalma bir benzin istasyonunda kurulan ‘Die Tankstelle’.
Pace Gallery ve Galerie Judin’in ortak projesi olan bu yeni sanat alanı, Jean Dubuffet, Jean-Michel Basquiat ve Robert Nava’nın eserlerinden oluşan ‘Reverse Alchemy’ sergisiyle açılıyor.
Aynı alanda Galerie Judin’in Tom of Finland retrospektifi de var.
Elbette Berlin’in kültürel kurumları da aktif.
Neue Nationalgalerie ve Gropius Bau’nun ortaklaşa hazırladığı Yoko Ono retrospektifi, sanatçının 60 yılı aşkın üretimini iki farklı şekilde izleyiciye sunuyor.
Ancak asıl ses getiren etkinlik, 2 Mayıs akşamı Peaches’ın Ono’nun efsanevi eseri ‘Cut Piece’i yeniden canlandıracağı özel performans.
Biletler çoktan tükendi, ama konuşulması belli ki aylar sürecek.
Hamburger Bahnhof ise Chanel Kültür Fonu ile hayata geçirdiği ilk proje kapsamında, Klára Hosnedlová’nın dev enstalasyonuna ev sahipliği yapıyor.
Brutalist mimariyle post-Sovyet estetiğini harmanlayan bu sürrealist dünya, hem ölçeği hem de işçiliğiyle dikkat çekiyor. Dokuz metreyi bulan duvar halıları, cam heykeller ve özel üretim objelerle mekan etkileyici bir hale geliyor.
Kadın sanatçılar ön planda
Bu yılki programda dikkat çeken bir diğer unsur, kadın sanatçıların katılımındaki yükseliş.
Anne Imhof’un Galerie Buchholz’daki ‘Cold Hope’ serisi, Marianna Simnett’in Galerie Société’deki ‘Charades’ adlı sergisi gibi.
Berlin Gallery Weekend sadece sanat meraklıları için değil; şehri tanımak isteyen gezginler, koleksiyonerler, kültür turizmi takipçileri ve yaratıcı sektör profesyonelleri için de iyi bir fırsat.
Sanatla ekonomik canlılık arasında sıkı bir ilişki kuran bu etkinlik, Berlin’in turistik cazibesini artırırken aynı zamanda şehre doğrudan gelir sağlayan bir dinamizm yaratıyor.
Hatırlatalım, Berlin Gallery Weekend’in 21. edisyonu, bu yıl 2 - 4 Mayıs tarihlerinde gerçekleşiyor.
