Efendim diyorlar ki, Beşiktaş’ın kadrosu kantarda ağır basıyor...
Valla doğruya doğru... Ne var ki bu ağırlık pozisyon üretimine ve gollere yansımıyorsa neye yarar ki!
Efendim, Galatasaray iç hatlarda kötü, dış kulvarda ise harika oynuyor... Valla bu da doğru...
Ama kazın ayağı hiç de öyle değil! Öyle Konya maçını kıstas alıp, Kartal’ın fark yapacağını savunanlar da yanıldı sanırım!
Karşındaki sıradan bir takım değil, Galatasaray arkadaş... Neticede adı derbi, öyle istatistikler, kadro derinliği, etkili kramponlar vs, hepsi detaydan öteye gitmiyor bazen!
İşte derbinin ilk yarısı...
Pjanic’in serbest atışta, orta ile karışık şutunda top üst direğe çarparak dışarı gitti... Alex Teixeira bu yarının en net pozisyonunu yakaladı, kaçırdı, o da, biz de şaşırdık! Herkes kaçırır ama Alex asla dedik, biz de yanıldık!
Futbol böyle bir oyun işte, yenildiğiniz zaman, yan yollara saparsınız, o yenilgiye kılıf uydurmaya çalışırsınız! Yıllardır hiç değişmedi, pek de değişeceğe benzemiyor arkadaş.
Bu tip sert söylemler, tribünlere oynamaktır, ya da günü kurtarmaktır! Bu savım tüm takımlar için geçerlidir. Hele hele hakem ve VAR konusunda yapılan eleştirilere aynen katılıyorum.
‘Kaotik ortam’ ve ‘güven erozyonu’ var. Hele ‘şeffaflık’ sıfırın altında! Neyi, kimden saklıyorsunuz?
Bunu düzeltmenin yolu da tüm kulüplerin birleşerek atacakları adımlardan geçer... Oturun TFF ile masaya, sorunları tartışın, önerilerinizi getirin, çözüm üretin, nokta atışı hamleler yapın. Öyle bağırıp - çağırmakla, sert açıklamalarla bu işler düzelmez! Ki bu filmi yıllardır hep birlikte izliyoruz!
MHK, velev ki yine değişti, Serdar Tatlı’nın yerine yeni birisi geldi. Sorunlar bitecek mi? Ne değişecek Allah aşkına?
Hakemler adaletli maç yönetecek mi? VAR’daki isimler görevini dört - dörtlük yapacak mı? Valla pek
Beşiktaş’ın Sporting maçının onbiri, gerek Sergen hocanın, gerekse camianın ve bizlerin beklediği kadroydu. Devler Ligi’nde yerli - yabancı sınırı yok, kimi oynatırsan, oynat!
Sakatlık olmasın Beşiktaş’ın şu kadrosu iç hatlarda uzak ara şampiyon olur. Transferlere bakarak, Kartal’ın Devler Ligi’nde kalıcı olacağı yolunda öngörüde bulunmuştuk, biz de sakata geldik anlayacağınız! Üst tura geçme umudu, artık mucizelere kaldı, UEFA bile tehlikeye girdi!
***
İki takım için de, ya tamam, ya devam maçı...Birisi veda edecek, diğeri ise umutlarını kalan maçlara taşıyacak. Düdük çaldı, Kartal kanatlandı, öyle bir baskı kurdu ki, rakibin eli - ayağına dolaştı. Ama, Sporting savunmada asla güvenliği elden bırakmadı, Kartal’a bu anlarda pek de pozisyon vermediler.
Böylesi kritik maçlarda, baskı kurmak, pozisyon üretmek elbette önemli. Ama asla savunma güvenliğini elden bırakmayacaksınız. Dememiz o ki, sabırlı olacaksınız, paldır - güldür saldırmayacaksınız! Öyle ailecek hücuma çıkarsanız, başınıza ummadık işler gelir.
Ersin
Koca Beşiktaş, rakip kaleyi taa 25. dakikada yoklayabildi!
Olacak iş mi bu?
O da Güven Yalçın’la, hem de üç kez...
İkisi kalecinin kucağına, biri auta, hepsi o kadar!
Arkadaş golcü ya, pas yerine hep vurmayı tercih etti nedense!
Artı, rakibin oyun anlayışı nedeniyle bırakın Kartal pozisyon üretmeyi, sahasından çıkmak da bile zorlandı.
Başakşehir mi?
Görüyoruz ki, ekonomik darboğaz nelere kadir oluyormuş! Hiç aklınıza gelir miydi Fenerbahçe ile Galatasaray’ın yakınlaşacağı, birlikte mağazalar zinciri açacakları? Bu bir rüya falan değil, gerçek arkadaşlar gerçek...
Diyeceksiniz ki; “Ne o, karşı mısınız yoksa!..”
Yooo aslaa.... Dostluk gibisi var mı?
Bu oyun ülkeleri, insanları birbirine yaklaştıran, dostluk ve barışı sağlayan en büyük faktördür...
Yıllarca yazdık, çizdik, söyledik... Saha içinde rekabet olsun, ama saha dışında dostluk köprüleri atılsın, kavgadan, hırdan - gürden bıktık! Valla, ister gerçek, ister suni olsun, iki kulübün kol-kola girmeleri, gelirlerini artırma adına mağaza veya başka projeler peşinde koşmaları hoşuma gitti.
Sadece mağazalar mı, sponsorları da birlikte bulacaklarmış!
Valla helal olsun iki kulübe, ilk adım kimden geldiyse gelsin fark etmez, önemli olan bu birlikteliği bozmadan devam ettirmek.
Yerliciyiz diye, yabancı teknik adamlara külliyen karşı olduğumuz anlamı sakın ola çıkarılmasın!
Örneğin rahmetli Jupp Derwall...
Türk futboluna katkılarını nasıl unuturuz?
Örneğin... Sepp Piontek... Her ikisi de baş tacımız...
Ya diğerleri? Yani Milli Takım’la yolları kesişen yabancılar...
Getirdik, günü kurtarma adına! Sonra mı?
Ceplerine dolarları koyduk, ülkelerine postaladık!
Yoookkk arkadaş yookkk!
Biz eleştirmekten bıktık, MHK uyarmaktan usandı! Kokartlısı, kokartsızı al birini, vur ötekine! Ders almayı bir kenara bıraktılar, bildiklerini okuyorlar!
Sizinle bu sezonu nasıl bitereceğiz? Süper Lig’in daha 8.haftası... Ali Palabıyık (FIFA)... Yaşar Kemal Uğurlu (FIFA)... Atilla Karaoğlan...
Üçüne de kırmızı kart! Kırmızı ötesi olan var, o da Ali Palabıyık! Hangi hatanı yazsak kardeş? Muslera’yı senden fazla severiz, başarılı buluruz, örnektir, efendidir! 400. maçı diye kıyak mı yaptın, çift sarıdan kızartmadın!
Durrr...
Sadece o mu? Ya Fatih Terim, ona da kart çıkaramadın!
Bitmedi... Maçı 8 dakika uzattın, üç dakika da cepten kıyak yaptın!
Yaşar Kemal Uğurlu yılların hakemi, üstelik FIFA kokartlı! Yönetim tarzı, ne tecrübesiyle, ne de kokartıyla asla örtüşmüyor!
Burnunun dibindeki faulü süzemiyor, ya da işine gelmiyor! Örneğin Felix’in Can’a yaptığı buz gibi faul, gelin görün ki Uğurlu çalmıyor! Sergen Yalçın haklı olarak o pozisyona isyan ediyor, şekeri yükseliyor, sinirinden topu vuruyor, Yaşar Kemal Uğurlu kırmızıyı çakıyor! Karar doğru, olmasına doğru da, Can’a yapılan faulü niye görmüyorsun? Ohhh ne güzel önce tahrik et, sonra kırmızıyı çek!
Gördük ki, yaralı Kartal’da sakatlar düzeliyor, Sivasspor maçıyla dönüşler başladı... Vida on birde, N’Skala, Necip ve Texeira yedek kulübede. Savunmanın sigortası Vida, nihayet formasına kavuştu, kaptan olarak sahaya çıktı. Vida ile Serdar Saatçi sanırsınız ki kardeş, bu kadar mı benzerlik olur arkadaş... Serdar’ın maşallahı var, boylu - poslu gelecek adına güven veriyor... Sakatlıklar nedeniyle harika bir fırsat yakaladın kardeş, bu şansını iyi kullan emi? Vidalı savunma