Doğduğumuz gün annemizin kokusunu tanıyarak başlıyoruz öğrenmeye. Bir adada Robinson gibi yaşasak bile en azından hayatta kalmayı öğreniyoruz. Kısacası istesek de istemesek de hayat bir şeyler öğretiyor bize. Ama “öğrenme ihtirası” ya da sevgili Şadan Gökovalı Hoca’nın tabiriyle “öğrenme şehveti” diye bir şey daha vardır ki işte o sizi farklı kılar.
Bir mucize gibidir adeta. Merak edersiniz ve ilgilendiğiniz konu neyse hep öğrenmek istersiniz. Öğrenme hırsıyla kazandıklarımızı başarıya ya da hayırlı işlere tahvil edebilmek ayrı bir tartışma konusudur ama beni merak etmeye ve öğrenmeye yönlendiren mucizem Allah ömür versin sevgili ilkokul öğretmenim Zeynep Ünlü idi. Hep hayırla anarım.
Geçtiğimiz hafta o mucizelerden birini sevgili İlter Akat Hocamızı kaybettik. Ege ve Dokuz Eylül Üniversitelerinde öğretim üyeliğinden, Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığı’na, Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliğinden Yaşar Üniversitesi Rektörlüğü’ne kadar akademisyenliğin her kademesinde yaptığı pek çok onurlu göreve rağmen Prof. Dr. İlter Akat Hoca her şeyden çok gerçek bir öğretmendi. Üç yıl kadar önce bir mülakat nedeniyle İlter Hoca ve zarif eşi Nur Hanımefendi’nin evlerinde misafirleri olmuştum. 86 yaşındaydı ama hala öğretmendi. Hayata dair tavsiyeleriyle geçmişti mülakatımız.
Cenazesinde de hep aynı şey konuşuldu. Önemli bir bölümü akademisyen olarak çeşitli üniversitelerde görev yapan çok sayıda öğrencisi İlter Hocaları sayesinde öğrenmeyi öğrendiklerinden söz ediyorlardı kendi aralarında.
Sevgili Şadan Gökovalı Hocam vefatından birkaç hafta önce İlter Akat Hocamızı anlatan bir makale yazmış. Daha iyi anlatılamazdı. Buyrun Şadan Hoca’nın kaleminden okuyalım İlter Akat Hocamızı: “Uluslararası terminolojide, mesleğini sürdürüp unvanını koruyan profesörlere “Emeritus” deniyor. İlter Hoca, bunun gerçek örneklerinden biri. Yakından biliyorum. Memuriyet açısından emekli olduktan sonra da bedel beklemeden öğreticiliğini sürdürüyor. Öğrenmeyi sevdirmeye çalışır İlter Akat ile onun gibi hocalar... Böylesi hocalar, bilgi cömerti olur; öğrencilerinin yarının hocası olarak, deyim yerindeyse, kendisini aşmasını ister. Gerçekten de İlter Hoca’nın hoca yaptığı öğrencisi az değildir.
Sözümüzü yine Şadan Gökovalı’nın İlter Akat Hocamıza atfettiği bir Ali Yüce şiiriyle noktalayalım. Nurlarda uyu sevgili İlter Akat Hocamız.
“Sen bize güldüğün zaman
Nerden gelirdi gözlerin
Sen bize küstüğün zaman
Yüzün nere giderdi
Öğretmenim...”
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024