Ali Nail Kubalı

Ali Nail Kubalı

ankubali@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Değerli okurlarım artık hiç kimse meydanlarda, televizyonlarda, “Her şeyi siyasi iradeden bekliyorlar!” diye şikayet edemez. Çünkü artık “siyasi irade” döbeti devir aldı...
Bundan böyle:
Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinin koruyucusu siyasi irade olacaktır,
Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçisi siyasi irade olacaktır.
Demokrasi, içeride; siyasi partiler arasındaki veya sağ sol, dinci laik, Kürt Türk çatışmaları ile işleyemez duruma düşerse demokrasinin kurtarıcısı siyasi irade olacaktır,
Geçmişte olduğu gibi demokrasi dışarıdan; komşularımızın, düşmanlarımızın veya müttefiklerimizin desteğinde bir kasıtla karşılaştığında bunun da engelleyicisi siyasi irade olacaktır,
PKK ile mücadele de ağırlıklı olarak polis içinde kurulacak yeni özel harekat birlikleri eliyle siyasi irade tarafından yürütülecektir.
Özetleyecek olursak Tanrı korusun, eskiden olduğu gibibir gün ülkemiz, kaosa sürüklenme tehlikesi ile karşı karşıya kalırsa...
“Yeşil kuşak” projeleri gibi trilyon dolar bütçeli global tasarımların bir piyonu haline getirilip iç çatışmalara sürüklenmeye çalışılırsa...
mezhep ayrılıkları etnik ayrılıklar gibi toplumsal fay hatlarından kanırtılıp parçalanmak istenirse...
Hükümetler istifa etmiş yenileri kurulamaz ise... Tayini yapacak Cumhurbaşkanları seçilemez ise...
demokrasiyi yaşatmak için hiçbir şey fayda etmez ise...
Silahlı kuvvetler, demokrasiyi korumada son çare olma konumundan çıkmıştır artık. Siyasi irade bu sorumluluğun tamamını isteyerek omuzlamıştır. Bu durumlarda siyasi irade kendi tecrübeleri ile ne yapılacağına karar verecek ve uygulatacaktır. Doğal olarak bu uygulamalarda orduya da bazı görevler dülebilecektir. Ama karar ve uygulama sorumluluğu siyasi iradenindir. Ordu sayın başbakan yardımcısının söylediği gibi siyasi irade önünde “topuk selamında” olacaktır.
Bu gelişme demokratik midir? Hiç şüphe yok ki demokratiktir. Olması gereken, bütün çağdaş ülkelerde de olan budur. Budur ama ama o çağdaş ülkelerde:
- Lise mezunlarının oranı yüzde 78,5 iken (AB 27 ülke), Türkiye’de yüzde 47,8’dir...
- 18 yaşında olup okumakta olan nüfus oranı yüzde 77 iken, Türkiye’de yüzde 38,4’tür...
- Orta okul sonrası eğitimi bırakmış öğrenci oranı yüzde 15 iken, Türkiye’de yüzde 45’tir...
- Ülkeyi parçalamak isteyen terör örgütü kamplarını ve teröröristleri senelerce barındıran Yunanistan, Suriye, Bulgaristan, Irak gibi komşular yoktur...
- 30 yıl üstesinden gelinemeyen bir terör hareketi yoktur....
- O ülkelerle ilgili global güçler tarafından tasartımlanmış yeşil kuşak, bop, mop gibi projeler yoktur...
Bütün bu nedenlerle, yüksek öğrenim kurumlarında, yargıda, hükümetin yapısında, Kürt Sorununun çözümü açılımlarında gerçekleştirilenler gibi silahlı kuvvetlerimiz bünyesinde de gerçekleştirilen bu ileri demokrasiye geçiş hamlesinin vatanımız için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum değerli okuyucularım...