MECLİS’E sevk edilmiş bulunan anayasa değişikliği taslağı, sonunda referanduma gitmesi kaçınılmaz olduğu düşünülerek hazırlandı. Bu nedenle referandumda bu taslağa farklı nedenlerle ‘evet’ demesi istenen grupları memnun etmek için yapay maddeler konuldu.
Örneğin; kadınlara pozitif ayırımcılık yapılmasına karşı çıkılabilir mi? Bu gün bir çoğu din ve töre baskısı ile okula gönderilmeyen, bu nedenle de ortalama eğitim seviyesi erkeklerden aşağıda olan kadınlarımızın eğitim seviyeleri erkeklerle rekabet edecek seviyeye gelene kadar pozitif ayırımcılık yapılması doğaldır.
Taslağa konan madde bunu söylüyor söylemesine ama bu ayırımcılığın nasıl yapılacağını söylemiyor. Örneğin; tüm siyasi partilere milletvekillerinin yüzde 50’sinin kadın olması mecburiyetini, parti yönetimlerinin yüzde 50’sinin kadın olması mecburiyetini, parti başkanlarının birer dönem kadın, birer dönem erkek olması mecburiyetini, üniversitelere girecek öğrencilerin yüzde 50’sinin kız öğrenciler olması mecburiyetini getiriyor mu? Bu pozitif ayrımcılığın nasıl olacağı kanunlara bırakılmış! Bu kanunlar çıkar mı? Ben eşini, kız çocuklarını başlarını örtmeden sokağa salıvermeyen zihniyetin bu kanunları engelleyeceğini düşünüyorum! Bu kanunlar “milletvekili dokunulmazlığı”nı kaldıracak kanununlar ne kadar çıktıysa o kadar çıkar!
Gelelim memurlara tanınacak olan toplu sözleşme hakkına. Anayasa değişikliği memurlara toplu sözleşme hakkını tanıyor ama grev yapma hakkını tanımıyor. Toplu sözleşme hakkı da sonradan çıkarılacak kanunlarla tanınacak.
Bir an için memurlara toplu sözleşme hakkını tanıyan yasanın çıkarıldığını düşünün. Memurlar oturdular iktidarla ücret müzakeresine. Taraflar anlaşamadılar. Memurlar ne yapacaklar. Grev yasak. Sokağa çıkıp gösteri yürüyüşü yapmak yasak. Tekel işçilerinin başlarına gelen orta yerde. Sendikalarının önünde bir bildiri okumalarına bile izin vermediler. İşçisini, sendikacısını, onlara destek vermek isteyen bugün milletvekili olmuş eski sendika başkanını hepsini sopalarla, gazla sokak sokak kovaladılar.
Böyle toplu sözleşme hakkını memur ne yapsın. Başa bela. Anlaşamamışlarsa evinde oturamaz. “Grev yaptın” derler! Yasak! Sokağa çıkamaz! Gaz var! Sopa var! Memurlar bu “gel gel” maddesine kanarlar mı dersiniz? Türkiye ortalamasının çok üzerinde eğitime sahip memurlarımız bu yemin içindeki zokanın iğnesini göremezler mi? Mutlaka göreceklerdir!
Biraz dikkatli bakalım bu anayasa değişikliğinin içindeki yemleri hepimiz görebiliriz! Bu yemlerin yasaya monte edilmiş olmasının bir tek amacı var değerli okuyucularım, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu (HSYK) ele geçirmek, Anayasa Mahkemesi’ni işleyemez hale getirmek.
- Eski Cumhurbaşkanı ve eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer “Hukuk ayaklar altında” diyor,
- Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Bu anayasa değişiklik tekliflerini dayatırsanız ‘AKP devleti ele geçiriyor’ ithamından kurtulamazsınız” diyor.
- Yüksek mahkemelerin hepsi bu değişikliklere karşı,
- HSYK bu değişikliklere karşı,
- Barolar Birliği karşı,
- Tüm muhalefet partileri, Kürt’ü, Alevisi, Cumhuriyetçisi, dincisi karşı!
Bu anayasaya evet oyu verirken vicdanı olan her insanın eli titrer değerli okurlarım!