İstanbul’da doğan ama aslen Trabzonlu olan iki ünlü, ilk kez bir projede bir araya geldi… Alper Kul ve Öykü Gürman’ı “Temel Sümela’nın Şifresi Yeniden” filmi buluşturdu… 31 Ocak’ta vizyona giren filmde Alper Kul ile Öykü Gürman, fıkralardan tanıdığımız Karadenizli iki karakteri canlandırdı. Alper Kul’un ilk kez Temel’i oynadığı film değil bu ama Öykü Gürman’ın Temel’in Fadimesi’ni ilk oynayışı…
Şarkıcılığın yanı sıra oyunculuk da yapan ve beşinci sezonunda “Gönül Dağı” dizisinin kadrosuna katılan Öykü Gürman ve en renkli Karadenizli Temel’i her seferinde başarıyla canlandıran Alper Kul’la bir araya geldik, filmlerini ve sanat yolculuklarını konuştuk.
Öykü Gürman’ı bu filme çeken ne oldu?
Önceki “Temel” filmlerini izlemiştim ve içimden de geçirmiştim aslında ben de bir oynasam ne güzel olur diye. O yüzden teklif gelince kabul ettim.
Alper Kul’un Temel’i oynadığı bu kaçıncı film?
Daha önce “Sümela’nın Şifresi Temel” ve “Moskova’nın Şifresi Temel”i çekmiştik. Aslında bu bir devam filmi değil. Temel karakteri üzerinden bunu yeniden yapılandıralım istedik.
Önceki “Temel” filmlerinin yapımcısı Adem Kılıç bu kez proje tasarımcısı, bu filmin senaristi yine Yılmaz Okumuş, yapımcısı ve yönetmeni Bilal Kalyoncu. Üçüncü “Temel” filmini yaparken Yılmaz Abi’yle (Okumuş) Trabzon’a gittik. Bilal de geldi, mekânları gezdik. Daha iyisini yapmak için uğraşalım dedik. Çünkü Temel bizim sözlü edebiyatımızın, Anadolu coğrafyasının önemli bir unsuru. Bizim bölgeden de bir fıkra kahramanı çıkarmışlar ve ona da Temel demişler. Temel sadece bizde yok, Yunanistan’da da var. O Temel’le bizimkinin özellikleri farklı ama öyle bir karakter onlarda da var.
Temel karakterini nasıl bir yerden görüyorsunuz?
Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden mezunum, geleneksel Türk tiyatrosundan Kavuklu ve Pişakar kültürüne vakıfım. İstanbul Şehir Tiyatroları tedrisatından geçtim. Bu geleneksel kodlar beni çok gıdıklıyor, çok hoşuma gidiyor. Seviyorum da, o yüzden çok kıymet veriyorum. Temel karakterini oynuyor olmaktan da gurur duyuyorum. Bunu yeni nesillerle buluşturmak istiyorum. Çocukların daha çok izleyebileceği bir hâl olsun, sinemalardan sonra televizyona geçince herkesin gönül rahatlığıyla izleyebileceği tatlı bir fıkra kahramanı Temel’e yakın bir tat yakalayalım istedim. Animasyonlar var geçişlerde, çocukların hoşuna gideceği bir yere çektik Temel’i.
Temel dediğimiz adamın özellikleri şudur:
Politik doğruculuğu yok. Kendi bildiği ve doğru olduğuna inandığı ahlaki değerlerin peşinden gidiyor. Ferhat gibi dağları deliyor, dostu için ölümü göze alıyor, duygu bütünlüğü sağlıyor, sebat ediyor.
“Böyle bir ekibin içinde yer aldığım için mutluyum”
Alper Kul, uzun uzun Temel’i anlattı. Öykü Gürman, oynadığı Fadime için neler söylemek ister?
Senaryoyu okuduğumda çok eğlendim, güldüm. Çok da sevdiğim sahneler vardı. Karadeniz’in türküsünden fıkralarına Karadeniz kültürünü anlatan bir dili var. Filmdeki Fadime, Temel’in sevdalısı. “Sen Anlat Karadeniz”de Asiye rolünü oynadığım için şiveye de hâkimdim. Böyle bir ekibin içinde yer aldığım için mutluyum. Salih Kalyon, Gürkan Uygun, Şinasi Yurtsever, Adem Yılmaz ve Alper’le oynadığım için çok şanslıyım.
Nerelerde çektiniz filmi?
Alper Kul: Gürcistan, Batum’dan başladık. Sonrasında Sürmene’de ve Trabzon merkezde çektik. Trabzon’un tarihi yerlerinde Sümela Manastırı’nda da çekim yaptık, daha önce hiç kullanılmayan yerlerde de…
Hangi futbol takımının taraftasınız?
Öykü Gürman: Trabzonspor
Alper K.: Öykü fena Trabzonsporlu, ama ben o kadar takım tutamıyorum. Anlamadığım için de çok ilgi duymadım.
“Berk’le ikiziz, hiçbir zaman ayrılamayız”
Öykü ve Berk Gürman kardeşler olarak çıktığınız müzik yolculuğunda sonra kardeşinizle yollarınız ayrıldı. Neden böyle bir karar verdiniz?
Öykü G.: Bu sorunun cevabı çok uzun fakat, özeti şu: İkizim Berk’in farklı hedefleri vardı, İspanya’ya gitmek gibi. Flamenko zor bir müzik. Türkçe sözlü Flamenko müziği olarak “Boyalı Direk”i yaptık. Berk, sekiz yaşından beri flamenko gitar çaldığı için, popüler şarkılar üretmeyi tercih etmedi. Belli bir süre devam ettik ama onların çok anlaşıldığını düşünmedi. İspanya’ya gidip flamenko yapmak istiyordu. Flamenko festivallerine katıldı, kültür elçisi olarak Sevilla’da, Cordoba’da, Teneferi’de, Kanarya Adaları’nda birlikte festivallere katıldık ama maalesef bunlar çok haber olmadı… O artık İspanya’da yaşıyor ama aramızda bir sorun yok, ikiziz biz, hiçbir zaman ayrılamayız. Tekrar bir araya gelsek, yine yaparız bir şeyler.
“Depremden sonra her hafta psikolojik destek alıyorum”
Bugünden geriye dönüp baktığınızda iyi ki yapmışım ve keşke yapmasaydım dedikleriniz?
Öykü G.: Keşkeler bence insanın hayatında pranga gibi. Pişmanlıklar elbette olabilir ama onları da bir öğreti olarak görmek lazım. Ama şunu söyleyebilirim: Kardeşim adına biraz daha ısrarcı olup çok iyi müzisyenlerle farklı projeler yapabilirdik.
Alper K.: Hiç keşkem yok şükürler olsun. İyi ki yapmışım dediğim iki konu var. Birincisi oyunculuk yapmaya karar vermem. İkincisi evlilik ve çocuklarım. Çok mutluyum. Çocuklarımla da gurur duyuyorum, huzurluyum.
Hobileriniz neler?
Alper K.: Hobi nedir diye çok düşünüyorum. Yazmak hobi midir? Yazdığını kitap yapınca o zaman iş olmuyor mu o? 6 Şubat depremi nedeniyle Kahramanmaraş’ta yardım çalışmalarına katıldım. Orada geçirdiğim günlerden sonra psikolojim bozuldu. O tarihten bu yana psikoloğa gidiyorum. Haftada bir terapistim bana mentörlük yapıyor. O da soruyor hobilerin ne diye? Bir ara kaya tırmanışı yapmıştım, o hobi midir?
Ö.G.: Arkadaşlarımla görüşmeyi, bir yerlere gidip masa kurmayı, şarkı söylemeyi çok seviyorum.
Son okuduğunuz kitap?
Alper K.: Falih Rıfkı Atay’ın “Çankaya: Atatürk Devri Hatıraları” kitabı.
Öykü G.: Kemal Sayar’ın “Başı Sınuklar İçin Kılavuz”u.
“Mitolojik çocuk romanları yazıyorum”
2021 yılında yazdığınız “Dışarıdakiler” romanının devamı gelmeyecek mi?
Alper K.: Mitolojik çocuk romanları yazıyorum. İki oğlum var, biri 6 diğeri 11 yaşında mitolojiyi çok seviyorlar. Kültürel tarihi anlatmayı çok seviyorum. O dönemde nasıl yemek yapıyorlardı, iklimler nasıldı gibi konuları derinlemesine araştırıyorum. Veysel Dombas gibi hocalarımıza Sümerologlara danışıyorum. O bölgelere gidiyorum. Biraz yorucu oluyor, bazen içinde boğuluyorum ama Frigler’den Hititler’e çok şey öğreniyorum.
“Komedi ekibiyle turneler çok eğlenceli geçiyor”
Eskiden sahnede tek başına şov yapan Alper Kul, “Güldür Güldür” ekibine katıldıktan sonra stand up’tan vaz mı geçti?
Alper K.: Tek başına şov yaptığında turneler çok sıkıcı geçiyor. İnsanlarla birlikte bir şeyler üretmek, kalabalık bir ekiple turneye, festivallere gitmek çok eğlenceli. Tek gidince otel odasında oturup duruyorsun. Sahnede sürekli insanlarla iletişim hâlinde olmanın da farklı bir enerjisi var. O sana bir pas atıyor, sen ona.
“Güldür Güldür”de bir sezon varsanız bir sezon yoksunuz, neden?
Alper K.: Bu sene bu film dahil dört projem olduğu için BKM’den izin istedim. Geçen yıl Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde ders verdiğim oyunculardan altısıyla BKM’nin yapımcılığında benim yazdığım “Kadife Tavşan”ı sahneleyeceğiz. 23 Şubat’ta galası olacak.
“Dizi oyunculuğu fedakarlık istiyor”
Öykü Gürman’ın şarkıcılık yanında bir de oyunculuk kariyeri var. Oyunculuk yapmanız içinilk teklif kimden ve ne için geldi?
Öykü G.: İlk oyunculuk teklifi yönetmen Faruk Teber ve yapımcı Faruk Turgut’tan gelmişti. Bülent İnal, Uğur Güneş, Menderes Samancılar, Zuhal Olcay, Zuhal Çetinkaya ve Meral Çetinkaya’dan oluşan çok iyi bir kadrosu vardı “Urfalıyım Ezelden” dizisinin… Çok iyi bir projeydi ama yapımcıyla kanal arasındaki sorunlar nedeniyle yedinci bölümde bitti. Sonrasında “Sen Anlat Karadeniz”de Osman Sınav hocamla devam etti serüvenim.
Şarkıcı ve oyuncu olarak bu işlere başladığınızda hedefiniz neydi? Bundan sonrası için kariyer planınız ne?
Öykü G.: Olduğum yerden memnunun ve kendimden razıyım. Çok şükür yapmak istediğim birçok şeyi gerçekleştirdim ama Flamenko adına ilk çıkış yaptığımız “Boyalı Direk” tadında, değerli müzisyenlerimizle yeni eserler yapmak istiyorum. Dizi oyunculuğu bir hayli zor. Çok fazla fedakârlık isteyen bir meslek. Başarılı olacağını düşündüğüm projelerde yer almaya ve şarkı söylemeye devam edeceğim.
Şu sıralar “Gönül Dağı”nda oynuyorsunuz. Sivrihisar’daki çekimler nasıl gidiyor?
Öykü G.: Çok güzel gidiyor. Kiraz karakteriyle bu dizide yer almak beni memnun etti. Çekim olmadığında sıcak bir yer bulayım, bir an önce bir çorba içip ısınayım istiyorum. Çünkü Sivrihisar kışın çok soğuk.
TRT 1’de “Sen Türkülerini Söyle” adlı müzik yarışmasında jürisiniz. O yarışmaya ve yarışmacılara dair neler söylemek istersiniz?
Öykü G.: Çok başarılı ve çok yetenekli arkadaşlarımız varl Bu coğrafyada keşfedilmeyi bekleyen yetenekli sesler var. Yarışma bir konservatuvar sınavı değil, birlikte türkülere hayat verdiğimiz bir müzik programı “Sen Türkülerini Söyle”.
Jüri üyelerinden tribünlere oynayan var mı?
Öykü G.: Yok, herkes olduğu gibi, samimi duygular hepsi. Başarısının da sırrı bu…