Yaşayan veya aramızdan ayrılan sanatçılara saygı adına her bir eserlerini farklı şarkıcıların okudukları saygı albümlerine
iki tane daha eklendi şu günlerde.
Bunlardan biri bizim kuşağın adını ezbere bildiği, yeni neslin ise eserlerini farklı şarkıcılardan dinlediği, ama adını bilmediği bir besteci ve söz yazarı. Bu vurguyu yapmamın sebebi Türkiye’deki Türkçe Sözlü Hafif Batı Müziği’nin öncüsü olan Fecri Ebcioğlu aramızdan ayrılalı tam 34 yıl oldu.
Fecri Ebcioğlu’nun unutulmaz eserlerinin, birbirinden değerli ses sanatçılarının seslendirdiği “100 Yıllık Şarkılar” albümünün yapımcısı ise şimdiye kadar Aysel Gürel için “Aysel’in”, “Kayahan’ın En İyileri”, “İşte Benim Zeki Müren”, “Muazzez Abacı Sezen’imin Şarkıları” ve “Fikret Şeneş & Kimler Geldi Kimler Geçti “ albümlerinin yapımcısı Murat Yıldırım. Moko Yapım etiketiyle iki gün önce raflarda yerini alan, yaşadığı yıllarda eserlerini Ajda Pekkan, Ayten Alpman, Semiramis Pekkan, Tanju Okan,
23. Türk Dünyası Günleri için Kastamonu’daydım...
Türkiye’de Antalya’dan sonra en çok ormanın olduğu Kastamonu’da etkinliklerle dolu iki gün geçirdim. Şehrin MHP’li Belediye Başkanı Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu’nun ev sahipliği ve tavsiyeleriyle Kastamonu’ya özgü yöresel lezzetleri tattık, tarih ve doğasının en önemli yerlerini gezdik, gördük.
Ecevit çorbası, etli etmek ve elma pekmezinden yapılan coğrafi işaretli içecek Eğşi’yi çok beğendim.
İlk günkü öğle yemeğinden sonra Kastamonu’ya 1.5 saat uzaklıktaki Horma Kanyonu’nun yolunu tuttuk. Bir yanında yalçın kayalar, ağaçlar diğer yanında uçurum ve müthiş debisiyle akan suyun olduğu kanyondaki ahşap yürüyüş yolunun uzunluğu üç kilometre... Horma Kanyonu, müthiş manzaralar sunuyor kendisini gezenlere...
Bölge bol yağış alınca o derenin nasıl taştığı, suyun nerelere kadar yükseldiği ve beraberinde neleri sürüklediğini, kanyonda nasıl izler bıraktığını gözlemledikten sonra Ilıca
Yeğenimin düğünü nedeniyle “Gönül Dağı” dizisinin Feriye’deki 100. Bölüm kutlamasına katılamadım, ama o geceye dair yapımcısı Ferhat Eşsiz’in sosyal sorumluluk adına yaptığı güzelliği duyurmadan edemedim.
Dizi ekibinden bir oyuncu, yemekte masasında gördüğü şu notu çekip attı bana:
“…Başarımızı taçlandırdığımız bu güzel gecede memleketimizin yaralarını sarmak için siz değerli davetlilerimiz adına anlamlı bir armağan olsun istedik ve AFAD’a her bir bölüm için destek olduk.”
Yapımcı Ferhat Eşsiz’i kutluyorum soyadına yakışır bu hareket için…
“Gönül Dağı”nın Feriye’deki “Dalya” yemeğine katılamadım, ama PepsiCo CEO’su Evrim Şen’in Feriye’de öğle yemeği davetine iştirak edebildim.
UEFA Şampiyonlar Ligi’nin sponsoru Pepsi. 10 Haziran’da Atatürk Olimpiyat Stadı’nda Manchester City ile Inter arasındaki final maçına davetli birkaç basın mensubuyla bir araya gelen Şen’in yemekte anlattıkları arasında
Sharon Stone’un başrolünü Michael Douglas ile paylaştığı erotik gerilim filmi ‘Temel İçgüdü’yle (Basic Instinct) dünyaca ünlü bir seks sembolü ve idol olmasının üstünden 31 yıl geçti. Oyuncu o zaman 34 yaşındaydı, bugün 65’inde…
Stone, bu süreçte sadece yaş almadı, 2001’de dokuz gün süren beyin kanaması yüzünden adeta hayata ikinci kez “Merhaba” dedi.
2015’teki bir söyleşisinde beyin kanamasından sonra sahip olduğu her şeyi, ABD’deki bankacılık krizinde servetinin yarısını kaybettiğini söyleyen oyuncu, bu kez The Hollywood Reporter’ın Raising Our Voices (Sesimizi Yükseltmek) adlı etkinlikte ilginç açıklamalarda bulundu.
Oyuncu, beyin kanaması sonrasında felç olunca Hollywood’un kendisine sırt çevirdiğini iddia etti. 2001’de dokuz gün süren beyin kanamasının ardından, yedi yıl tedavi gören oyuncu, sağlığına kavuştuğunu ama kariyerinin hiç iyileşmediğini söyledi ve ekledi:
“Yedi yıl boyunca tedavi gördüm ve o zamandan
Robert de Niro, 79’unda yedinci kez baba olur da 83’ündeki Al Pacino, dördünce kez olamaz mı?
Allah’ın izni ve doktorların tıbbi yardımıyla neden olmasın!
Ancak çıkan haberlere göre Al Pacino, Noor Alfallah’tan (29) DNA testi istedi.
Bir erkek bir yılı aşkın süredir beraber olduğu, sekiz aylık hamile sevgilisinden karnındaki çocuğun kimden olduğunu öğrenmek için niye DNA testi ister?
Bir kadın, “Bir test yaptır da görelim babası gerçekten ben miyim?” diyen biri için niye çocuk doğurur?
Hangi açıdan bakarsanız bakın tuhaf!
Din, dil, kültür ve değerlerimiz çok farklı, o yüzden Al Pacino ile Noor Alfallah’ın doğal saydıklarını benim garipsemem normal.
Hadise’nin, ‘Söylemezsem Olmaz’ programı ile yorumcuları Bircan Bali, Seren Serengil ve Arto hakkında; hakaret, tehdit ve şantaj gerekçesiyle açtığı 50 bin liralık tazminat davasının duruşması yapıldı.
Hadise’nin avukatı Orhan Erol Müezzinoğlu’nun, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dilekçesinde yazdıkları şunlar:
“Türkiye’de bir pop star, ulusal kanalda her gün şantaj ve tehdide maruz kalmaktadır. ‘Skandallar kraliçesi’, ‘metres’, ‘vergi kaçakçısı’ ve daha birçok korkunç sıfat ile basın ve ifade özgürlüğüne ters düşecek yakıştırmalarla anılan vekilimi; toplum, elleri cebinde uzaktan izlemektedir.
Bu tecavüzün mahkemece durdurulmasını istiyoruz. Davalılar, müvekkilin şeref ve mesleki kariyeri ve itibarına sistematik bir şekilde saldırıda bulunmuşlardır. Müvekkilim, yapmakta olduğu iş nedeniyle çalıştığı kurumlar, iş anlaşmaları, toplum ve ailesi nezdinde sahip olduğu itibar ve saygınlığı zarar gördüğünden, 50 bin liralık manevi tazminatın davalılardan
“Ben demokrasiyi de sorguluyorum, vergi veriyorum, niye vergisini vermeyen ‘dağdaki çobanla’ benim oyum eşit mesela, niye?”
Manken Aysun Kayacı, bunu 7 Mart 2008’de söyledi.
Aradan 15 yıl geçti, Kayacı ortadan kayboldu, ama Müjde Ar, Pınar Kür ve Çiğdem Anad’la birlikte yaptıkları NTV’deki programdaki bu sözleri hâlâ insanların hafızasında...
Kayacı, 2021’de “Yeter artık, düşsünler yakamdan. O sözü söylediğimde 20 yaşındaydım. Söylediğim anda da pişman oldum” diye açıklama yaptı, ama her seçimden sonra belli bir kesim, kendi adaylarına oy vermeyenlere hakaret etmenin, onları aşağılamanın peşinde. 2008’de dağdaki çobanla kendi oyunun eşit olmasına itiraz eden sadece eski mankendi, şimdilerde sosyal medyaya bakın Aysun Kayacı kaynıyor.
2008’de Kayacı, demokrasinin verdiği eşit hakları sorguluyordu, bunlar karşı fikirde olanlara hakaret ve küfür yağdırıyor.
Sosyal medyada paylaşılan bir tweet üzerine, hafızamın beni yanıltıp, yanıltmadığını test etmek için Kayacı’nın o lafı ettiği
14 Mayıs’ta milletvekillerini belirleyen seçmen, 28 Mayıs’ta da Cumhurbaşkanı’nı seçti. Bu süreçte birkaçı hariç anket şirketleri ve siyasi tahminlerde bulunan astrologlar sınıfta kaldı. Yaptıkları açıklamaların tam tersi çıkan ne anketçiler ne de astrologlar Türkiye’den özür diledi.
Önümüzde yerel yönetim seçimleri var. Seçmenleri etkileyip, oy tercihlerini değiştirmeyi amaçlayan bu etki ajanlarının, 31 Mart 2024’teki seçimlerde aynısını yapması nasıl önlenir?
Astrologları bilemem ama öncelikle açıkladıkları anket sonuçları bilimsel hata payının çok ötesinde 7-8 puan farklı çıkan araştırma şirketlerinin sıkı bir denetimden geçmesi lazım. Kamu otoritesi, denetleme için yerli ya da yabancı ve bağımsız bir denetim kuruluşunu görevlendirmeli.
Kamuoyu araştırma şirketlerinin açıkladığı anketlerin iddia edilen illeri ve denek sayısını kapsayıp kapsamadığı, alınan cevapların doğru işlenip, işlenmediği kontrol edilmeli.
Şirket anketi, Türkiye genelinde bilmem