Mustafa Sandal, hayatını ve şarkıcılık macerasını anlattığı ‘Beni Ağlatma’ kitabında Defne Samyeli için neler yazmıştı?
“Tam ilk albümü çıkardığım sırada Defne ile tanıştık. Türkiye’nin en güzel üç kadınından biri olarak seçilmişti ve podyumlarda fırtına gibi esiyordu. O zaman yeni ünlü olmanın verdiği şımarıklık ve endişe karışımı duygularla ‘onu kız arkadaşım olarak lanse edemeyeceğimi, bunun kızların bana olan ilgisini azaltacağını, ilişkimizi gizli olarak ilerletebileceğimizi’ söyleyince Defne de bana hak verdi ve sonunda beni terk etti...”
Yazılanların hayal ürünü olduğunu, Sandal’la aralarında ilişki olmadığını, kitabının reklamını yapma adına yalan ve iftirayla onur, şeref ve saygınlığının zedelendiğini söyleyen Defne Samyeli, avukatı aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulundu.
Savcılık, şikayet üzerine şüpheli sıfatıyla Sandal’ı ifadeye çağırdı. Sandal ifadesinde, “Kitabımda yer verdiğim övgü dolu cümlelerle Defne Samyeli’yi onore ettim” diyerek kendini
Ozan Güven’e tepki gösteren 103 senarist, oyuncuyla iş yapan Ay Yapım, CMYLMZ Fikir Sanat ve Nulook film başta olmak üzere bütün yapımcı, kanal, menajer ve ilgili kuruluşları açıklama yapıp tavır almaya çağırdı.
Bildiriye imza atanlar arasında yazdıkları işler iyi reyting alan, kaşesi yüksek, dizi sektörünün anlı şanlı kadın senaristleri yok. ‘Kadına şiddet’, bildiriye imza atanlara göre meslek etiğini ilgilendiren bir konu, imza atmayanlara göre değil demek ki.
“Kadına şiddetin normalleştirildiği dizileri yazanların aklına yeni mi geldi meslek etiği?” diyenler olabilir. Bu sorunun yanıtı-kısmen de olsa-bu bildiride var:
“Kadınların toplumsal hayatta artan hak ve eşitlik mücadelesine paralel biçimde maalesef kadına yönelik şiddet ve taciz olayları da artmakta. Bizler bundan büyük bir endişe duyuyoruz. Bu konuda üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirmek için bu yıl kurduğumuz ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’yla çalışmalar yürütüyoruz. Sektörümüzden erkeklerin faili
YKS’de öğrencilere Mabel Matiz sorusu yöneltilmesinde şarkıcının bir dahli var mı?
Bildiğimiz kadarıyla yok...
Matiz’in YKS’de soru olmasının bir sakıncası var mı?
Bana göre yok, ama bazıları ve ÖSYM’ye göre var.
Belli bir kesim YKS’deki Mabel Matiz sorusuna tepki gösterdi, konu hakkında inceleme başlatan ÖSYM’den yapılan açıklama şu:
“Kurumumuz yönetiminin milli, manevi değerlerimiz ve toplumsal değer yargılarımız konusundaki hassasiyeti açıktır. Sorumlu kişiler soru hazırlama sürecinden çıkarılacaktır.”
Mabel Matiz, YKS’de öğrencilerin karşısına soru olarak çıkmanın mutluluğunu yaşarken yapılan eleştiriler ve ÖSYM’nin bu hamlesi şarkıcının keyfini kaçırmış olacak ki Twitter hesabından şunları yazdı:
“Selam... Müziğimle hayati bir sınavın sorularına konu olmak beni çok mutlu etti. Şimdi ise ayrı bir sınav üzerinden kişisel değerlerimin konu edilmesini hayretle izliyorum. Adımın yanına coğrafi işaret logosu konmasına ramak kalmışken, sınandığım şeye bak.
Ozan Güven’le sevgilisi Deniz Bulutsuz arasında neler oldu? Bulutsuz’a göre olan şu: “Olay günü eski erkek arkadaşım yüzünden bana söylediği ağır sözlerin ardından Ozan’ın evine gittik. Alkollüydü. O söze bozulduğumu söylememin ardından bağırıp çağırmaya başladı. Yatak odasındaki abajuru duvara vurarak kırdı. Beni itince abajur çeneme geldi. Sonra beni yatağa yatırıp, üzerime oturarak, sert bir tokat attı. Vurmaya devam ederken, ‘Bak sana bir tane vurdum, kendime 20 kez vuruyorum’ deyip, kendi yüzüne de vuruyordu. Evden kaçmaya çalıştım. Saçımdan tutup, kafamı duvara vurdu. Çarpmanın etkisiyle merdivenlerden düştüm, yaralandım. Ozan pek çok eşyayı kırmıştı. Yerdeki camlardan hem ben hem de Ozan yaralandı. ‘Bana biraz su ver’ dedim. Elindeki suyu kafamdan aşağıya dökerek, ‘Al sana su’ dedi. Evden çıkmama izin vermedi, ‘Hiçbir yere gidemezsin. Burada kalacaksın, sen bunu hak ediyorsun. Seni öldüreceğim’ dedi. Cep telefonumu elimden alıp, cebine koydu.
Salı günü Beşiktaş Akaretler’deki Hypatia Kitabevi ve Restoran’da yazar Azra Kohen’le randevum vardı. Dönüşte trafiğe yakalanmamak için otomobilimi Üsküdar’a bıraktım.
Beşiktaş’a gitmek için iskeleye yürürken, meydanda 360’ta yayınlanan ‘Maksat Yarışmak Olsun’un çekildiğini gördüm. Bahar Özmen’in enerjik sunumu nedeniyle ekranda rastladığımda izlediğim bir yapım. O yüzden biraz izledim, sonra Instagram’dan canlı yayın yaptım. Ezan başlayınca, ekip çekimlere ara verdi.
Canlı yayını bitirmek üzereyken simitçi, yüzüstü yere düştü. Elleri titreyen simitçinin yüzünden kan gelmeye başladı. Çekimi izlemek için toplanan insanlardan bir kısmı, simitçiyi yerden kaldırdı, gölge bir yere oturup, yüzüne su dökerken, diğerleri simitleri toplayıp, tepsiye koydu.
İlaç parası için
Yanına gidip, geçmiş olsun dedim, ismini ve hastalığının olup olmadığını sordum, şunları söyledi: “Adım İbrahim Akın, sara (epilepsi) hastasıyım. Yeşil
Türk kadın uzay mühendisi Prof. Emel Doğan, 1968 yılından bu yana NASA’nın bütün insanlı uzay uçuşlarında kullandığı Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nde işe başladığını pazar akşamı Twitter’dan şöyle duyurdu: “Müjde! Bilmeyen tüm dostlarıma: Aylar önce başvurduğum Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nde (NASA) bir Türk olarak göreve başladım. Tebrik mesajlarınız için teşekkür ederim. Umarım bir ‘Survivor’ kadar değer görürüz, ne diyelim?”
Şubat 2020’de hesap açtığı Twitter’da beş ayda takipçi sayısı 55 bini aşan mühendisi tebrik edenler arasında, böyle başarılı bilim insanları varken ‘Survivor’ izleyenlere ve yarışmaya yer veren medyaya yağdıranlar da vardı.
Allah’tan Prof. Doğan’ın beş ayda sadece iki tweet atmasından kuşkulanıp, yazdıklarını araştıranlar çıktı ve yapılan sahtekârlık anlaşıldı.
Fotoğraftaki kadın gerçekten de NASA’da çalışıyordu ama adı Emel Doğan değil, Caroline Beghein’di...
NASA’ya kabul edilecek kadar başarılı bir uzay
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YKS öncesi gençlerle yaptığı sohbette, “Vatandaşlarımızın sosyal medyayı etkin ve aynı zamanda ahlaki bir zeminde kullanabilmelerini sağlamak için güçlü bir hukuki altyapı oluşturmanın hazırlıkları içerisindeyiz” dedi.
Sosyal medya etiği sadece Türkiye’nin gündemindeki bir konu mu?
Hayır…
Dünyada da tartışılıyor sosyal medyadaki insan hakları ihlali ve yaygınlaşan nefret dili…
Coca Cola, nefret ve ırkçı söylemlere karşı sosyal medya platformlarının duyarsızlığına tepki olarak tüm dünyada bir ay bu mecralara reklam vermeyeceğini açıkladı.
Projenin sahibi Birol Güven, ‘Çocuklar Duymasın’ı devam ettirmeyeceğini açıkladığı, Tamer Karadağlı, “Çocuklar Duymasın benim için bitmiştir” dediği halde, muhabirler karşılaştıkları her yerde oyuncuya aynı soruyu niye sorar?
Ya muhabirler mensubu oldukları medyayı takip etmedikleri için bu konudaki beyanlarından bihaberler ya da söylenenlere inançları yok. İkisi de kötü...
Tamer Karadağlı aradı dün. Geçirdiği trafik kazasında eşi ve oğluyla ölümden dönen Alişan’a “Geçmiş olsun” demek için telefon numarasını istedikten sonra, Coşkun Sabah’ın davetinde muhabirlerin yine aynı soruyu sorduğunu söyledi ve ekledi: “Defalarca ‘Çocuklar Duymasın’ devam etse bile ben yokum’ dediğim halde hâlâ bunu soruyorlar. Madem söylediklerime inanmıyorlar bundan sonra ben de her seferinde başka bir açıklama yapacağım. Dün, çekimler eylülde başlayacak dedim. Bir daha sorarlarsa diziyi yabancı kanallara çekeceğimizi söyleyeceğim, belki o zaman vazgeçerler.”
A