Bugünlerde en çok tartışılan soru bu: Ne zaman, ne zaman bitecek?
Bütün uzmanlara bu soruluyor.
‘2-3 ayda biter’ diyen de var daha uzun sürer diyen de var.
Bu sorunun yanıtını ben de Bilim Kurulu’na sordum.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer bakın ne diyor:
“1 kişinin kaç kişiye bulaştıracağına bağlı. Ve tedbirlere uyulması ile evde kalınmasına.
Normal gripte 1 kişi 1 kişiye bulaştırıyor. Koronavirüste ise bulaştırma ortalama 3 kişi. Koronavirüs salgınının azalması için 1 kişinin bulaştırma sayısının 1’in altına düşmesi gerekiyor.”
YANİ EVDE KAL. YANİ EVDE KAL.
Bilim Kurulu üyeleri Aktaş ve Tezer ile vatandaşın uyarılara ne ölçüde uyduğundan hangi yanlışların yapıldığına kadar bir çok konuyu konuştuk. Öne çıkan düşünce: Virüs ciddiye alınsın; ‘bana bir şey olmaz’ yanlışından vazgeçilsin; yayma potansiyeli yüksek olan gençler daha dikkatli olsun.
Sağlık Bakanlığı koronavirüsün yayılmaması için bütün uyarılarını yaptı. Vatandaşın nasıl davranması ve nelere dikkat edilmesi gerektiği tek tek anlatıldı. Sıra uygulamada ve sonuçlarında...
Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu Koronavirüs Bilim Kurulu üyeleri ne yapıyor? Gelişmeleri nasıl değerlendiriyor? Sonuçlar hangi aralıklarla masaya yatırılıyor? Bu gibi konuları Bilim Kurulu üyeleri ile bir araya gelerek konuştuk.
Prof. Dr. Firdevs Aktaş ve Prof. Dr. Hasan Tezer ile Sağlık Bakanlığı’ndaki çalışmaları sırasında buluştuk. Virüsün hafife alınmamasını, ‘Bana bir şey olmaz, ben hastalanmam’ yanlışından vazgeçilmesini isteyen iki bilim insanı, rehavete girilmemesini özellikle de virüsü yayma
Kovid-19’u bütün ülkeler kontrol altına almaya çalışıyor.
Şimdi salgının bulaşma dönemi.
Devlet tedbirlerini iyi aldı. Şimdi sıra bizde.
Salgın riski ortadan kalkana kadar evde kalma zamanı.
Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı tedbirlere hassasiyetle uymak gerekiyor.
Kovid-19’u en çok kimler yayar? Tabii ki tedbirlere uymayanlar ve rehavete kapılanlar.
Koronavirüs Bilim Kurulu üyeleri ile konuştum.
En hassasiyetle üzerinde durdukları konu
Koronavirüs dünya ticaretini olumsuz etkiliyor. Virüse karşı ticari önlemleri ve Türkiye’ye etkisini Ticaret Bakanı Pekcan ile konuştuk. Pekcan, uyguladıkları yeni formülleri Milliyet’e açıkladı
Türkiye, koronavirüsün etkilerine yönelik gerekli tedbirlerini aldı. Bu önlemler konuşulurken, Türkiye’nin dış ticareti önümüzdeki dönem nasıl bir seyir izleyecek?
Ticaret Bakanlığı, gece gündüz hummalı bir çalışma içinde. Kısa ve orta vadede uygulanacak planlar hazırlanmış.
Ticaret Bakanlığı’nın “temassız ihracat dönemi” başta olmak üzere yeni yol haritasını Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile konuştuk.
Bütün tedbirleri aldıklarını belirten Pekcan, Irak ve İran başta olmak üzere yeni çözümleri Milliyet’e açıkladı. Irak’ta tampon bölgede şoför değişimi formülü uyguladıklarını anlatan Pekcan, İran ile ise konteyner değişimi formülünü bulduklarını belirtti. Bakan Pekcan Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:
Alternatif yollar...
Yeni tip koronavir&uum
Koronavirüs tüm dünyayı etkiledi.
Dünyada virüs yaklaşık 120 bin kişide görülmüş. 68 bin civarında kişi ise iyileşmiş.
4 bin 300 kişi ölmüş.
Hangi ülkeler hazırlıklı kimler hazırlıksız tablo ortada.
Türkiye büyük bir hazırlık sergiledi virüs ile ilgili.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı alkışlamak gerekiyor.
Hem tedbirler nedeniyle hem de açıklığı nedeniyle.
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün kritik AB ziyaretini gerçekleştirecek. Ziyaret öncesi konuştuğumuz AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, Suriye ile ilgili Avrupa’nın 3 şey yapması gerektiğini söyledi. Yılmaz bunları “ateşkesin bozulmamasına yönelik mutlaka ve mutlaka Türkiye’nin yanında durmak, siyasi çözüme katkı sunmak ve insani yardımları çok daha güçlü bir şekilde gerçekleştirmek” olarak özetledi.
Başta Suriyeli olmak üzere göçmen sorunu her geçen gün büyüyor. Türkiye yeterince yükü sırtladı. Türkiye kapıları açtı ve uzun süredir konuyu görmezden gelen AB panikledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün AB’nin merkezi Belçika’da AB yetkilileriyle bir araya gelecek. Ana gündem Suriye ve insani kriz. Mülteci sorununun nasıl çözüleceği masaya yatırılacak. Türkiye’nin beklentisi; Suriye’de siyasi çözüme destek olunması ve mültecilerle ilgili yükün paylaşılması.
Bu kritik AB ziyareti
Suriye ve İdlib ile ilgili dün iki önemli toplantı vardı.
Biri Rusya’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki İdlib zirvesi.
Diğeri de İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yapılan ‘Uluslararası İdlib Konferansı’. Erdoğan ile Putin Moskova’da İdlib’deki ateşkesi konuştu.
İstanbul’da ise İdlib’deki insani krizle ilgili son gelişmeler ile çözüm yolları ele alındı.
Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’ndeki konferansa ben de davetli olarak katıldım.
ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Suriye Ulusal Koalisyonu Başkan Yardımcısı Dima Moussa, BM Suriye’den Sorumlu İnsani Yardım Koordinatörü Kevin Kennedy, ABD Dışişleri Bakanlığı, Suriye Angajmanı Danışmanı Richard Qutzen gibi isimler de konuşmacıydı.
AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu da kamplardaki son durumları ve Suriyeli göçmenlerle ilgili gerçekleri bir sunumla anlattı.
Konferansta şu konular ayrıntılı olarak masaya yatırıldı:
Türkiye’nin Suriye’deki amacını, neden orada olduğunu, diğer ülkelerin amaçlarını ve oynadıkları oyunlar başta olmak üzere birçok konuyu üst düzey yetkililerle konuştum. Türkiye’ye verilen sözlerin neden tutulmadığı da aldığım yanıtlarda gözler önüne seriliyor. Türkiye’nin geri adım atmayacağı süreçle ilgili işte Suriye’de gözü olan körlerle ilgili gerçekler...
Türkiye, Suriye sorununun çözümünü diplomatik temaslarla çözmek için masada üzerine düşeni yaptı. Rusya ve İran ile birçok kere bir araya geldi ve mutabakatlar sağlandı.
Sahada ve gözlem noktalarında güvenli bölgelerin oluşturulması için çalıştı. Ama görüyoruz ki Rusya ve İran, Türkiye’ye masada verdikleri sözleri yerine getirmedi.
Türkiye’nin amacı neydi? Suriye’de ne yapmak istedi? Diğer ülkeler ne tür oyunlar içine girdi? Soçi Mutabakatı’nın ardından neler yapıldı? Rusya, Şam rejimi ile nasıl bir ortaklık içine girdi?