Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Toplumda deprem bilincinin oluşması, deprem öncesi ve sonrası hazırlıklı olunması, deprem tehlikesinin kamuoyunun gündeminde kalması amacıyla 1-7 Mart tarihleri arası Deprem Haftası olarak belirlenmişti, bireyleri bilinçlendirmek, afetlere karşı hazırlıklı olmak ve doğru davranış şekillerini öğretmek amacıyla da yoğun bir şekilde kutlanacaktı!.. 

Peki bunu, ülkenin dört bir yanında ve özellikle de deprem riski olan kentlerimizde yeterince gündeme getirebildik mi? Toplumun her kesimini bu kutlamalara dahil edebildik mi? Okullarda, camilerde, iş yerlerinde, toplu ulaşım araçları ve yaşam merkezlerinde tatbikatlar gerçekleştirdik mi? Depremle nerede, hangi koşullarda yüzleşeceğimizi bilmiyoruz. Evde uyurken de yakalanabiliriz, okulda ders yaparken, iş yerinde çalışırken, AVM’de alışveriş yaparken, camide namaz kılarken ya da metroda, vapurda, otobüste yolculuk yaparken yakalanabiliriz. Her biri için alınacak önlemler de farklı. Bu yüzden her birine ayrı ayrı hazırlanmamız gerekir. 24 saat yayın yapan televizyonlarımız, sosyal medya başta olmak üzere medyanın geneli, yerel yönetimler ve AFAD benzeri kurumlar bu konuda, en azından deprem haftası boyunca üzerine düşen sorumluluklar konusunda ne yaptılar?.. 

Haberin Devamı

Felaket riski altında olmayanımız yok gibi ama buna rağmen görmezden geliyorsak, çuvaldızın en büyüğünü önce kendimize batırmamız gerekmez mi? Depremi, deprem öncesinde ciddiye almak, yaşanacak felaketleri minimum düzeye indirir. Bunun örneklerini başta Japonya olmak üzere bizim gibi deprem riski olan pek çok ülkede görebiliriz. O zaman biz daha neyi, niye bekliyoruz… 

Milli güvenlik sorunu 

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Deprem Haftası nedeniyle yayınladığı mesajda “Depremle mücadele bir milli güvenlik meselesi” dedi. Bunun yolunun da bilinçlenme ve kentsel dönüşümden geçtiğine dikkat çekti. Kurum, “Vatandaşımızla el ele vererek bugüne kadar yaptığımız sosyal konutlarla beraber 15 milyon insanımızı güvenli yuvalara yerleştirdik. Ama yetmez. Tüm şehirlerimizi tüm afetlere karşı dirençli hale getirene kadar durmayacağız” derken, bu milli mücadelenin ancak ve ancak devlet/millet el ele vererek gerçekleşebileceğine dikkat çekiyor. Bunun yolu da paradan, puldan önce, topyekûn bilinçlenmeden geçiyor!.. Kurumun mesajında çok çarpıcı bilgiler var, belki onlar bizi kendimize getirir, konunun önemini anlamamıza yardımcı olur. İşte bazı satır başları: 

Haberin Devamı

■ Türkiye’de 7.5 milyon bağımsız birim risk altında. 2 milyon bağımsız birimin acil dönüştürülmesi gerekiyor. 

■ 2012 yılından bu yana, ülke genelinde 2 milyon 317 bin konutun dönüşümü gerçekleşti, 238 bin bağımsız birimin dönüşümü devam ediyor. 

■ 7.5 milyon yapının bulunduğu İstanbul’da 1.5 milyon yapı riskli, 600 bini de her an çökme tehlikesiyle karşı karşıya. 

■ İstanbul’da bugüne kadar Bakanlık desteğiyle 923 bin bağımsız birimin dönüşümü tamamlandı. 134 bin bağımsız birimin dönüşümü sürüyor. 

■ İstanbul’da evini dönüştürmek isteyen vatandaşlara 100 bin TL taşınma yardımı, 700 bin TL hibe ve iki sene geri ödemesiz 700 bin TL kredi imkanını kapsayan 1.5 milyon TL’lik destek sağlanıyor. 

Haberin Devamı

Son durum! 

Kurum deprem bölgesindeki son durum hakkında da şunları paylaştı: 

■ 11 ilde bugüne kadar 201 bin 580 ev, iş yeri ve köy evi teslim edildi. Yıl sonuna kadar 452 bin 983 ev, iş yeri ve köy evi teslim edilmiş olacak. 

■ Yerinde dönüşüm kapsamında bugüne kadar vatandaşa 24 milyar TL kaynak aktarıldı. 59 bin bağımsız birimin yerinde dönüşüm işlemleri başladı. TOKİ koordinasyonuyla bugüne kadar 1 milyon 481 bin sosyal konut inşa edildi, 5 milyon vatandaşımız güvenli konutlara kavuştu. 

■ 81 ilde 312 bin sosyal konutun inşası halen devam ediyor. Yıl sonunda yeni bir sosyal konut kampanyası daha başlatılacak!.. 

Peki, atılan tüm bu adımlar yeterli mi? Konteyner kentlerde hâlâ yaşam sürüyor. İstanbul için felaket çanları çalıyor ve en önemlisi de yaşananlardan yeterince ders alabilmiş değiliz!.. Başkalarından beklediklerimizi ne olur ilk önce kendimiz yapalım!.. 

Özetin özeti: Depremleri önleyemeyiz ama hazırlıklı olabiliriz! Yaşamımızı altüst eden, moral ve motivasyonumuzu dibe vurduran da felaketler değil hatalarımızdır!..