Lise Polat'a yeter dedi

29 Mart 2011

Adnan Polat, Galatasaray başkanlığına tarihi bir oy farkıyla geldi ve bu görevden ayrılması da yine tarihte görülmemiş bir şekilde oldu.

Polat’ın Mart 2008’de başlayıp, dünden itibaren bir ay içinde bitecek olan başkanlık kariyeri gözden geçirildiğinde ortaya çıkan tabloda başarısızlıklar başarıların çok ama çok önünde yer alıyor.

İşte Polat başkanlığında yaşanan skandal derecedeki başarısızlıklardan birkaç kilometre taşı:

Spor kulüplerinin Dernekler Kanunu’na göre idare edildiği bir gerçek fakat koskoca Galatasaray Spor Kulübü’nün alelade bir dernekten dahi daha kötü organize edilmiş bir mali genel kurul düzenlemesini anlamak tamamen imkânsız. Üyelerin devamlı itiraz etmesi, divan başkanının devamlı fikir değiştirmesi ve tutarsız davranışları, divan heyetinin açık mikrofonlar önünde dikkatsiz konuşmaları ve nihayetinde her yönden eleştiriye açık bir şekilde düzenlenen genel kurul, seçime gitmeyi kabul etmeyerek hem kendinin hem de çalışma arkadaşlarının muhtemelen tüm

Yazının Devamı

Derbide futbol anarşisi

25 Mart 2011

Hafta sonundaki büyük derbiyi Fenerbahçe kazanınca bir taraf şampiyonluk yarışının sarhoşluğundan diğer taraf da facia gibi devam eden sezonun keşmekeşinden maç öncesinde ve maç esnasında yaşanan taraftar terörünü görmek istemedi. Peki ya diğerleri nereye kayboldu?

Maç öncesinde Fenerbahçe taraftarının maça gidişi tam bir faciaydı. Bu garip insanların, kendilerini taşımak için tahsis edilen belediye otobüslerinin sadece camlarını değil “duracak” yazan ışıklı tabelalarını dahi kırarak araçları adeta kullanılamaz hale getirmeleri bir tarafa TEM otoyolunu cam kırıkları ile doldurup diğer araçlara da zarar vermeleri akıl almaz bir durumdu. Aynı saatlerde bir radyo programına bağlanan bir sürücü aynen şöyle diyordu: “kendimi bildim bileli futbol ile ilgileniyorum ama taraftarlık buysa bir daha futbolun adını dahi duymak istemiyorum!”

Diğer taraftan Galatasaray taraftarı, TT Arena’ya gelmek için ekseri metroyu kullandı fakat zihniyet aynı olunca yaşananlar da birbirinden pek farklı olmadı. Aynı garip insanların metro

Yazının Devamı

Şampiyonluğu kim hak ediyor

21 Mart 2011

Süper Lig her sene heyecanlı bir şampiyonluk mücadelesine sahne oluyor ama bu senenin çekişmesi tamamen bambaşka.

Bugün itibariyle zirvedeki iki takım ile birlikte mutlu son mücadelesi veren Bursaspor arasında müthiş bir yarış cereyan ediyor ama son haftalarda aldığı kötü sonuçlar nedeniyle yeşil beyazlıların bu koşuda bir adım geri kaldığı bir gerçek.

Fenerbahçe ve Trabzonspor arasındaki amansız yarışı ise bu denli heyecanlı yapan iki takımın ligimizin tartışmasız en iyi iki takımı olmalarının yanı sıra şampiyonluk için büyük bir istek duymaları ve maçların sonuna kadar mücadeleyi elden bırakmamaları.

İki takımın aynı puanda olmalarının yanı sıra, hem genel hem de maç içerisindeki performansları o denli benzerlik gösteriyor ki bu iki dev arasında bir favori belirlemek kelimenin tam anlamıyla imkânsız.

Trabzonspor’un rekor denecek kadar başarılı bir şekilde tamamladığı ilk yarıdan sonra üst üste puan kayıpları yaşaması ne denli beklenmedik bir gelişme olduysa, Fenerbahçe’nin oldukça istikrarsız girdiği sezonun ikinci yarısında yoluna

Yazının Devamı

FB Arena

19 Mart 2011

İster takımlar kora kor bir şampiyonluk yarışı içinde olsun, isterse kümeleri farklı olsun Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki her maçın ayrı bir bahanesi, ayrı bir dinamiği ve ayrı bir hikâyesi oluyor.

Cuma günü oynanan karşılaşmada da bu yüksek tirajlı filmin senaryosuna TT Arena, takımlar arasındaki büyük puan farkı ve Fenerbahçe’nin maç öncesindeki dokuz maçlık galibiyet serisi gibi konular eklenmiş ve yine heyecan doruğa çıkarılmıştı.

Maç öncesi Kadıköy ekibinin en önemli avantajı rakibine oranla daha iyi oynayan bir takım olmasıyken ev sahibi ekipteki en büyük silah müthiş bir atmosfere sahne olan TT Arena olarak gösteriliyordu.

Gerçekten de stadın müthiş atmosferi, oyunun başlaması ile birlikte Fenerbahçeli oyuncuları o denli olumsuz etkiledi ki, bırakın son maçlardaki başarılı görüntüyü, sarı lacivertliler sezonun ilk yarısındaki “cahiliye” dönemlerindekinden dahi kötü bir görüntü yansıttılar sahaya.

Fenerbahçe’nin maçı sadece iki

Yazının Devamı

Elveda Schuster

17 Mart 2011

Bazı evlilikler sadece kâğıt üzerindedir. Tutkulu bir aşk ile başlayan ilişki zaman içerisinde öyle bir hal almıştır ki artık tarafların birbirine ne saygısı kalmıştır ne de sevgisi; fakat bir türlü de ayrılamazlar.

Aslında ortadaki geçimsizlik tek celsede boşanmak için dahi yeterlidir ama ailelerin baskısı veya çevre endişesi yüzünden taraflar bir türlü cesaret edemezler ayrılmaya. Hele bir de ortada çocuk varsa iki taraf da işin kolayına kaçıp, bu tiyatroya dönüşen hayatı oynamaya devam eder, ta ki biri tüm cesaretini toplayıp diğerine şunu diyene kadar: bitti!

Schuster’in Beşiktaş evliliği de tıpkı Tigana, Del Bosque, Daum veya Rijkaard’ın takımları ile yaptığı evlilikler gibi uzunca bir süredir sadece kâğıt üzerindeydi ama Alman teknik adamı diğerlerinden ayıran özellik, onun cesur bir tavırla bu ilişkiyi sonlandırması oldu.

Schuster’in istifasının ardından Beşiktaşlı yöneticilerin tek yorumunun sürpriz bir şekilde kurtarılan tazminata dair olması bu “zoraki tabip” durumunun ne denli açık olduğunu

Yazının Devamı

Viva Zapata!

14 Mart 2011

Emiliano Zapata, 1910 yılında patlak veren Meksika devriminin lideri olarak kabul edilir. Aslında işin başında Zapata’nın tek derdi toprakları elinden alınan toprakları sahiplerine geri kazandırmaktır fakat gelişen olaylar sonunda Zapata, kendini bir anda diktatör Porfirio Diaz’ın karşısına çıkan silahlı kuvvetlerin başında bulur.

Robinson Zapata ise devre arasında diğer dört arkadaşı ile birlikte Galatasaray’a transfer edilirken Hagi’nin bu ekipten beklentisi, onarın, tarihinin en kötü dönemini geçiren sarı kırmızılıları içinde bulunulan kötü durumdan kurtarması; bir anlamda futbol devrimi yapmasıydı. Ancak geride kalan haftalar Kolombiyalı Zapata ve arkadaşlarının beklentileri karşılamak açısından Meksikalı adaşı ve arkadaşları ile en ufak bir benzerliği olmadığını gösterdi.

Galatasaray’da, yönetimin bilgisizlik veya ihanet kokan Hagi hamlesinin yanlışlığı her geçen hafta biraz daha gün yüzüne çıkarken bu denli bariz idari hataların söz konusu olduğu bir ortamda hatalı goller yiyen kaleci, pozisyon alamayan savunma oyuncuları veya organize

Yazının Devamı

Futboluma dokunma

11 Mart 2011

Bu aralar yolunuz İstanbul’un tarihi Balat semtine düşerse, birçok evin camında aslılı olan bir afiş, en az semtin tarih kokan sokakları kadar dikkatinizi çekecektir:”evime dokunma”. Balatlıların bu afişleri asma nedenini sorunca öğrendim ki mahalle halkı kentsel dönüşüm projesi kapsamında yıkılmakla karşı karşıya kalan evlerini kepçe darbelerine karşı korumak için toplu bir hareket başlatmış.

Hatırlarsınız, geçen haftalarda da Spor Toto Süper Lig maçlarını yayınlama haklarını elinde bulunduran yayıncı kuruluşun haklarını koruma adına birçok blog sitesine erişim engellenmiş ve bu durum en az Balatlılar kadar geniş bir kitleyi mağdur edip onların tek bir çatı altında birleşmesini sağlamıştı: “bloguma dokunma”.

Bu iki örneğe değinmemin tek nedeni, birilerinin, bizim gönül vermekten öte aşık olduğumuz futbola yıllardır zarar veren bir fütursuz tutum içinde olmaları ve onlara artık şunu söyleme vaktinin çoktan gelmiş olması: “futboluma dokunma!”.

Bu aşamada renk ayrımı yapmanın hiçbir anlamı yok zira yıllardır

Yazının Devamı

Fenerbahçe'nin şifreleri

8 Mart 2011

Fenerbahçe’nin ligin ilk yarısında yerlerde olan formu sırasında da, ilk yarıyı liderin dokuz, ikincinin dört puan gerisinde tamamladığında da önemli bir şampiyonluk adayı olarak gösterilmesinin tek nedeni takımın sahip olduğu yüksek potansiyeldi. Zira sarı lacivertlilerin iyi oyunculardan kurulmuş bir ekip olduğu ortadaydı ama takım sahada bir türlü uyumlu ve istikrarlı bir görüntü veremiyordu.

Sezon başından ilk yarının sonuna kadar yaz yağmurlarından öteye geçemeyen bu iyi potansiyel ocak ayından itibaren yerini kelimenin tam anlamıyla muson yağmurlarına bırakınca sarı lacivertliler 24. hafta sonunda, Trabzonspor ile aradaki farkı kapatıp Bursaspor’un da beş puan önüne geçerek, kendi hesaplarından da önce, kendini liderlik koltuğunda buldu.

Fenerbahçeli futbolculara veya Aykut Kocaman’a takımdaki siyah ile beyaz kadar bariz olan performans artışının sebebi sorulduğunda dikkatler hep aynı noktaya çekiliyor: Yeni Malatyaspor maçı. Elbette bu maçın öncesi ve sonrası dikkate alındığında Fenerbahçe için bir milat olma özelliği

Yazının Devamı