21.09.2008 - 12:55 | Son Güncellenme:
ABD’nin tanınmış düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü’nden kıdemli uzmanlarından Soner Çağaptay imzası ile yayımlanan “Türkiye’nin Medya Savaşı" başlıklı yorumda son altı yılda hükümet için “hayati bir destek kaynağı" olarak nitelendirildiği TÜSİAD ile AKP arasındaki ilişkilerin son aylarda bozulduğu savunuldu.
Başbakan Erdoğan’ın, Aydın Doğan’a “Sert bir biçimde saldırarak zengin ve yolsuzluğa karışmış bir işadamı" olarak nitelendirdiği belirtilen yorumda, Erdoğan ile Doğan grubu arasındaki tartışmalara ilişkin bazı ayrıntıların da yer verildi. Yorumda “Ancak tartışma, gerçekten siyasi bir mesele, Erdoğan ve AKP’nin muhalefetin bir kalesini etkisizleştirmeye yönelik yeni bir girişim" denildi.
“AYNI STRATEJİ GEÇEN YIL BÜYÜK BAŞARIYLA DENENDİ"
Aynı stratejinin geçen yıl cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda “çok başarılı" bir biçimde denendiği öne sürülen yorumda muhalefetin, Gül’ü Müslüman kimliği nedeniyle istemediği ima edilerek bir “laik-Müslüman" bölünmesini yaratıldığı, bu “popülist strateji"nin de seçimlerde çok iyi sonuç verdiği kaydedildi.
Newsweek’deki yorumda, AKP’nin varoşlarda yaptığı çalışmalara dikkat çekildiği yazıda, “askerlerin zayıfladığı, muhalefet partilerinin de parçalandığı" bir ortamda Erdoğan’ın, “patronun" kendisi olduğunu göstermek amacıyla “tek gerçek muhalefet olan eski müttefik Aydın Doğan, laik işadamları ve medyaya karşı harekete geçtiği" savına da yer verildi.
AKP’nin Doğan’a yönelik tavrının, aynı zamanda Erdoğan’ın 2009 seçimleri öncesi kendisini “ahlaksız zenginlere" karşı “halkın savunucusu" olarak gösterme girişimini de oluşturduğu öne sürülen yorumda, şu görüşleri de dile getirildi:
“Laik zenginleri taşlama yönündeki popülist strateji 2009 yılında AKP için çok büyük bir zaferin zemini hazırlayabilir. Ancak bu strateji, partinin daha önce yaptığı ittifaklara zararınadır. Sonuç verecek mi? Birçok halklar gibi Türkler de, milyarderlerden hiç hoşlanmıyor."
Bundan sonra neler olabileceğinin de değerlendirildiği yorumda, Başbakan Erdoğan’ın, Doğan’ı Deniz Feneri meselesini haberleştirmekten vazgeçmeye ve hükümeti eleştirmekten kaçınmaya ikna etmesinin olasılığının bulunduğu kaydedilerek, “Böylece Türk medyası serbest olmaya devam eder ancak artık bağımsız olmaz"denildi.
RUSYA ÖRNEĞİ
Diğer bir olasılığı ise, Doğan medyasının, AKP’ye de uzanan bir yolsuzluk skandala ilişkin haber yapmayı sürdürmesinin oluşturduğu vurgulanırken, bunun sonucunda meydana gelebileceği gelişmelerin ise, AKP’nin daha “popüler" hale getirebileceği savunuldu. “Mağdur" olarak gösterilmenin AKP’ye yaradığı vurgulanan yorumda Rusya’dan örnek verilerek Vladimir Putin’in milyarder muhalifi Mihail Kodorkovsky’e sert tutumunun, başka Rus milyarderleri için bir “ders" oluşturdu savunuldu.