17.11.2018 - 15:09 | Son Güncellenme:
AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Çevrecilik adına yakıp yıkanlar, Gezi olaylarını yapanlar, ülkenin hayrına her işin karşısına dikilenler, gelip şu millet bahçelerine baksınlar ve gerçek çevrecilik nedir görsünler." dedi.
Erdoğan, İstanbul'daki 5 millet bahçesinin açılışı nedeniyleBaşakşehir'de düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Başakşehir, Kayaşehir, Hoşdere, Baruthane ve Çırpıcı millet bahçelerinin ayrıca bu vesileyle resmi açılışlarını yapacakları Hasan Küçükoğlu Cami ve Halkalı Cami'nin de şehre, ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Hizmete sundukları millet bahçeleriyle 100 günlük icraat programında yer alan taahhütlerinden birini daha yerine getirmiş olduklarını belirten Erdoğan, "Söz verdik, yaptık. Bitmedi, yapıyoruz, yapacağız." dedi.
Başakşehir Millet Bahçesi'nin 360 bin metrekare alan üzerine kurulduğunu, bu güzide eserin İkitelli Şehir Hastanesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu ve Kanal İstanbul gibi dev projelerin merkezinde yer aldığını ifade eden Erdoğan, "Bahçemiz camiden kapalı otoparka, biyolojik göletten koku bahçelerine, etkinlik çayırından millet kıraathanesine, yürüyüş ve bisiklet yollarından oyun alanlarına kadar tüm ihtiyaçlara cevap verecek tesislerle donatılmıştır." diye konuştu.
"BİZ YAPARIZ, ONLAR KONUŞUR FARKIMIZ BU"
Kayaşehir Millet Bahçesi'nin 350 bin metrekarelik alan üzerinde, her türlü ihtiyaca cevap verecek tesislere sahip bir proje olduğunu anlatan Erdoğan, "Biz yaparız, onlar konuşur, farkımız bu. Bu projede de yürüyüş yollarından seyir terasına, kültür sanat etkinlikleri için kullanılacak sahneden, piknik ve oyun alanlarına kadar pek çok tesis bulunuyor. Hoşdere Millet Bahçemiz 142 bin metrekare alan üzerinde tesis edilmiştir. Biyolojik göletten, yürüyüş yollarına ve meyve bahçelerine kadar pek çok tesis bu bahçede yer alıyor." ifadelerini kullandı. "Ben bugün buradaki şu katılımı görünce, Rabbime hamdediyorum. Bütün vatandaşlarım burada." diyen Erdoğan, halka "Ne diyoruz? Durmak yok. 31 Mart'a hazır mıyız?" diye seslendi. Vatandaşlar da "Yola devam. Hazırız." yanıtını verdi.
Baruthane Millet Bahçesi'nin yaklaşık 60 bin metrekare alan üzerine kurulduğunu, binlerce gül, meyve ağacı, mevsimlik çiçeğin yanında bu bahçenin Osmanlı Baruthanesi binası ile de tarihi bir kimliğe sahip olduğunu ifade eden Erdoğan, tarihi eseri yıktırmadıklarını, sahip çıktıklarını söyledi. Çırpıcı Millet Bahçesi'nin 465 bin metrekare alan üzerinde etap etap inşa edildiğini aktaran Erdoğan, bugün tamamlanmış olan ilk 4 etabının açılışını yaptıklarını belirtti.
Erdoğan, ayrıca 18 ildeki 33 millet bahçesiyle ilgili çalışmaların son aşamaya geldiğini anlatarak, "Hedefimiz inşallah her şehrimize birer tane millet bahçesi kazandırmaktır. Biz durmuyoruz, onlar dedikodu yapıyor. Bunlar ne yapılırsa yapılsın, karşısına dikiliyorlar. Biz Kanal İstanbul diyoruz, onlar 'istemezük, yaptırmazük' diyorlar. Yapacağız, yapacağız, isteseniz de istemeseniz de yapacağız." diye konuştu.
Bugün açılışını yaptıkları 5 millet bahçesinin büyüklüğünün 1,5 milyon metrekareyi bulduğunu, sadece bu projelerle İstanbul'da kişi başına düşen yeşil alan miktarını yüzde 10 arttırdıklarını belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Atatürk Havalimanı sahasındaki millet bahçemizi açtığımızda bu oran çok daha yükseklere çıkacaktır. Tabii Atatürk Havalimanı'nda bir özellik daha var orada bir tane pist bırakıyoruz. Kapalı alanları fuar alanı haline getiriyoruz. Türkiye'nin en büyük fuar alanını, Atatürk Havalimanı'ndaki o kapalı alanlarla yapmış olacağız. Bunun dışında da devasa bir millet bahçesini orada yapacağız. İstanbul bir başka güzelleşecek, daha güzel olacak. Bize bu yakışır, bu millete bu yakışır. Bunları yapacağız ama tabii size de çalışmak... Kapı kapı dolaşacağız, herkese anlatacağız, bildiklerinizi bilmeyenlere duyuracağız. Çevrecilik adına yakıp yıkanlar, gezi olaylarını yapanlar, ülkenin hayrına her işin karşısına dikilenler gelip şu millet bahçelerine baksınlar ve gerçek çevrecilik nedir görsünler."
İnsanın, vücuda getirdiği şehirlerle aynı zamanda kendini de inşa ettiğini söyleyen büyükler için şehir kavramının, gönülleri de içine alacak geniş bir mana ifade ettiğini anlatan Erdoğan, "Şehir budur. İşte bu sebeple biz de hizmet belediyeciliği derken, gönül belediyeciliğini de içine alan daha kapsamlı bir anlayışı ifade ediyoruz ama ben bugün sizi bir başka görüyorum. Bambaşka bir heyecanınız var maşallah. Rabbim bu heyecanınızı, ziyade etsin." dedi.
Şayet bir şehirde, gönlünü kazanamadıkları tek bir kişi bırakmışlarsa o şehri baştan sona yeniden inşa etseler dahi vazifelerini layıkıyla yerine getirmiş olmayacaklarını ifade eden Erdoğan, "Bunun için 31 Mart 2019 seçimlerini 'Gönül Belediyeciliği' seçimi olarak görüyoruz. Adını böyle koyduk, gönül belediyeciliği. Ne yapacağız? Gönülleri fethedeceğiz. Hizmet gerekli ama yeterli değil. Yeterli olan ne? Gönülleri kazanmak. Biz, gönüller almaya geldik. İnşallahseçim gününe kadar en küçük beldeden, ülkemizin en büyük şehri İstanbul'a kadar her haneye her iş yerine ulaşacak, sıkmadık el, dokunmadık gönül, fethetmedik kalp bırakmayacağız." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkeyi kendi arka bahçeleri haline getirmek isteyenlere gereken cevabın Çanakkale, İstiklal Harbi ve 15 Temmuz'a kadar her fırsatta milletçe verildiğini söyledi.
Rengi yeşil olan cennetin tabiatın bütün güzelliklerini bünyesinde barındıran bir bahçe olarak tasavvur edildiğini anlatan Erdoğan, yeşil alanları fazla olan şehirlerde yaşayanların depresyon gibi günümüz toplumlarının en büyük tehditlerinden birine daha az maruz kaldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nüfus artışı ve insanların şehirlere yığılmalarının pek çok sıkıntıyla birlikte yeşilin ortadan kalkmasına ve dolayısıyla huzur ikliminin bozulmasına yol açtığını vurgulayarak, Batı toplumlarının tabiatı yenilmesi gereken bir rakip olarak gören anlayışının yol açtığı tahribatın tüm insanlığın geleceğini tehdit ettiğini dile getirdi.
Bugün küresel ısınmanın bedelini buna sebep olan ülkelerden önce Afrika'da, Güney Asya'da ve Latin Amerika'da yaşayan insanların ödediğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'de dahi iklimin giderek değiştiğini, çocukluğumuz ve gençliğimizde bilinen rutinin dışına çıktığını söyledi.
Erdoğan, Allah'ın "Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma, unutma ki sen ne yeri yarabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin." buyurduğunu belirterek, insanın tabiata karşı işlediği suçların cezasını, karşısında çaresizliğini ve acziyetini hissettiği felaketlerle ödemeye devam edeceğini belirtti.
Şair Cahit Irgat'ın "Ağacım, dört kol çengi kıyamet/Her dalımda bir memleket/Uzar kollarım uzar/Taşımda toprağımda bereket/Köklerimden başlar hürriyet/Bana çarptıkça anlar/Yağmur yağmur olduğunu/Rüzgar, rüzgar" dizelerini seslendiren Erdoğan, ağacıyla, toprağıyla, yağmuruyla, rüzgarıyla tabiata ne kadar saygı duyulur, çevrede ona ne kadar çok yer ayrılırsa geleceğe o derece güvenle bakılabilineceğini vurguladı.
"KİŞİ BAŞINA DÜŞEN YEŞİL MİKTARINI İKİ KATINA ÇIKARDIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'a bu anlayışla baktıkları için şehirde kişi başına düşen yeşil alan miktarını 16 yılda iki katına çıkardıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Çeşitli projeler için yerlerinden edilen her ağaca karşılık uygun bir yerde katbekat fazlasının dikilmesini ve yeşertilmesini sağladık. Sadece geçtiğimiz yıl bu şehirde 180 bin yeni ağaç dikildi. Aynı anlayışla 81 vilayetimize yaklaştık ve orman varlığımızı 1,5 milyon hektar artırdık. Toprakla buluşturduğumuz 4 milyarın üzerindeki fidan sayesinde ülkemizin her köşesini yeni ormanlarla buluşturduk. Anadolu'nun pek çok yerindeki kel tepeler gerçekleştirdiğimiz projeler sayesinde bugün insan boyunu geçen çam, sedir, meşe, ardıç ağaçlarıyla donanmış durumdadır. Bahçelerimizde ceviz, badem, zeytin gibi gelir getirici ağaçların vatandaşlarımız tarafından dikimi giderek yaygınlaşıyor. Ormanlarımızı vatandaşlarımızın kullanımına açarak evlatlarımızın tabiatla iç içe bir hayatı tanımalarını temin ettik. Özellikle kalabalık nüfusa sahip yerlerin yanı başlarında şehir ormanları oluşturup hizmete sunduk. Milli parklarımızın, koruma altındaki vadilerin ve ovalarımızın sayılarını artırdık. Rabbimiz bizlere hayırlı işlerde yarışmamızı emrediyor. Millet bahçeleri projemiz hayırlı işlerde yarışma anlayışımızın son ürünüdür, hamdolsun milletimiz tarafından da büyük bir şevkle sahiplenilmiştir. Türkiye'yi, özellikle de şehirlerimizi yemyeşil hale getirine kadar millet bahçelerimizle, ağaç dikimlerimizle ve diğer faaliyetlerimizle durmadan, usanmadan çalışmayı sürdüreceğiz."
Medeniyetimizde sömürge olarak kullanılacak arka bahçeler oluşturma adetinin kesinlikle olmadığını ifade eden Erdoğan, başka insanların acıları, kanları, emekleri, yeraltı ve yer üstü zenginlikleri üzerinde kurulan refahın tıpkı sırça bir köşk gibi eninde sonunda tuzla buz olmaya mahkum olduğuna inandıklarını söyledi.
Bunun için hem Türkiye'de hem de gönül coğrafyasının tüm köşelerinde adalet, hakkaniyet, vicdan ve paylaşım esasına dayalı bir siyaset takip ettiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
'Dünya beşten büyüktür' itirazımızdan Afrika politikalarımıza, Filistin meselesinden Kudüs ve Suriye krizine kadar her konuda aynı kararlı duruşu gösterdik. Ülkemizi kendi arka bahçeleri haline getirmek isteyenlere Çanakkale'den İstiklal Harbimize ve 15 Temmuz'a kadar her fırsatta gereken cevabı milletçe verdik. Her fırsatta gereken cevabı milletçe verdik. Terör örgütlerini ve içimizdeki darbeci hainleri kullanarak ülkemize diz çöktüremeyenler bu defa milletimizi suni tartışmalar üzerinden kamplaştırarak eski oyunlarını yeniden canlandırmanın peşindeler. Türkiye'nin demokraside, hak ve özgürlüklerde ileriye gitmiş, şiddete ve hakarete meyil etmediği sürece her türlü görüşün, düşüncenin, fikrin, zikrin hayat bulabildiği zenginlikte bir ülke olması birilerini rahatsız ediyor. Bakınız açık ve net söylüyorum. Biz tek parti devrinden beri milleti aşağılayan, küçümseyen, hararet eden, kendi marjinal yaklaşımlarını topluma dayatmak isteyen azgın azınlığın oyunlarıyla sarsılacak bir ülke değiliz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu oyununa gelmedik ve gelmeyeceğiz. Kendi kifayetsizliklerini, kendi tembelliklerini, ilkelliklerini milletimizin değerlerini istismar aracı haline getirerek, örtmek isteyenlere meydanı asla bırakmayacağız."
Erdoğan'ın "Hem fikir miyiz? Burada bir miyiz, beraber miyiz, iri miyiz, diri miyiz, kardeş miyiz, hep beraber Türkiye miyiz?" sözlerine kalabalık "Evet" şeklinde karşılık verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz İstiklal Marşı'yla Safahat'ı yastık altı kitabı olarak koyduk ve öyle büyüdük. Milletimizin de bizim de karnımız bu bayat oyunlara toktur. Türkiye'de ne Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'e, ne de inancından, meşrebinden, kılık kıyafetinden dolayı herhangi bir vatandaşımıza hakaret edilmesine izin vermeyiz." dedi.
"Utanmadan sıkılmadan bana İstiklal Marşı'nı okuyup okumamaktan bahsediyor" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hadi oradan, git ya... Biz onunla büyüdük onunla buralara geldik. Önce haddini bileceksin. Biz istiklal Marşı'yla Safahat'ı yastık altı kitabı olarak koyduk ve öyle büyüdük. Milletimizin de bizim de karnımız bu bayat oyunlara toktur. Türkiye'de ne Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'e ne de inancından, meşrebinden kılık kıyafetinden dolayı herhangi bir vatandaşımıza hararet edilmesine izin veremeyiz. Bunları birbirinin alternatifi değil hep bir arada olduğu zaman gücümüzü artıran zenginlikler olarak görüyoruz. Eleştiri, farklı düşünce, farklı değerlendirme elbette olacaktır. Türkiye'de hiç kimse eleştirilemez değildir, layüsel hiç değildir."
Erdoğan, bu konuda kırmızı çizgilerinin terör, kişisel hakların ihlali ve iftira olduğuna dikkati çekerek, "Teröristlerin cenazelerine gitmekten geri durmayanlar, teröre, Kobani'ye çanak tutanları cezaevinde gidip ziyaret eden CHP'liler ve diğer siyasi parti mensupları, kalkıp da bu ülkede bizim değerlerimize saldıramazlar. Medyada ve özelikle sosyal medyada yer alan şahsımıza yönelik hakaretlerde bu sınırlar aşılmadıkça, herhangi bir yola başvurmuyoruz ama aşıldığı zaman hukuk bizim için tek geçerli yoldur. Bu mahremiyet, özgürlük alanları ister halen hayatta olsun, ister olmasın herkes için geçerlidir." diye konuştu.
Enerjilerini ve zamanlarını boşa tüketecek tartışmaların içine sürüklemek isteyenlere cevaplarını bu ölçülerde verdiklerinde hiçbir sorunun kalmayacağına inandığını anlatan Erdoğan, Türkiye'nin asıl gücünü birliğinden beraberliğinden, kardeşliğinden aldığını bilhassa son yıllarda sayısız tecrübelerle gördüklerine işaret etti.
"BU OYUNLARA GELMEYECEĞİZ"
Erdoğan, birilerinin eski Türkiye'nin hastalıklarını horlatma gayretlerinin beyhude olduğunu belirterek, "Bu oyunlara gelmeyeceğiz. Birilerinin Türkiye'nin o eski baskıcı, dayatmacı, kara günlerine geri döndürme çabaları da boşunadır. Her zamanki gibi en büyük hakem olan milletimize gidecek, çözümü orada arayacağız. Onun için 31 Mart, işte milletin hakemliğine gidilecek olan gündür." dedi.
"Sandıklarda demokratik haklarımızı kullanırken en güzel, en büyük cevabı vermeye hazır mıyız?" diye soran Erdoğan, vatandaşların "evet" cevabı üzerine, "Sağolasınız" karşılığını verdi.
"MİLLETİMİZİN TERCİHİ YİNE AK PARTİ BELEDİYECİLİĞİNDEN YANA OLACAKTIR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ağızlarını açtıklarında, her açtıklarında Atatürk istismarı yapan, buna karşılık onun bizlere emaneti olan cumhuriyetimizi bir milim ileriye taşıyacak hiçbir icraatları bulunmayanları bir kez daha milletimizin terazisine çıkartacağız. 31 Mart 2019 seçimleri bu ülkeye, bu ülkenin şehirlerine hizmeti geçenlerle sadece ortak değerlerimizi istismarı yapanların karnelerinin milletimizin önüne çıkacağı gün olacaktır.
Türkiye'nin şehirlerinin önemli bir bölümü 2004'te 2009'da, 2014'te AK Parti belediyeciliğini tercih etti. İnşallah 2019'da da milletimizin tercihi yine AK Parti belediyeciliğinden yana olacaktır ben buna inanıyorum."
Cumhurbaşkanıyla meclisiyle belediyeleriyle el ele verip Türkiye'yi 2023 hedefine ulaştıracaklarını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu 5 millet bahçemiz, inşallah İstanbulumuza, milletimize hayırlı olsun diyorum, millet kıraathaneleri hayırlı olsun diyorum, yavrularımız anneleriyle babalarıyla bu bahçelerde istediği gibi eğlensin, gençlerimiz, millet kıraathanelerinde derslerini çalışsınlar, kitaplarını okusunlar orada kek, çay, çorba, pasta... Bunları da yesinler. Açılışını yaptığımız Başakşehir, Kayaşehir, Hoşdere, Baruthane ve Çırpıcı millet bahçeleri ile Hasan Küçükoğlu ve Halkalı camilerinin hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserlerin şehrimize kazandırılmasında, emeği geçenleri tekraren tebrik ediyorum."
"ŞEHİRLERİN ŞAHI"
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, şehirlerin cadde, sokak ve binalardan oluşan yerler olmadığını ve aynı zamanda yaşam alanı olduğunu belirterek, "Şehirler medeniyetimizin merkezidir. Bizim bütün gayretimiz de insanlarımıza güzel bir hayat yaşatmak içindir." dedi.
Yıldırım, 5 millet bahçesinin açılışı nedeniyle Başakşehir'de düzenlenen törende yaptığı konuşmada, İstanbul'u "şehirlerin şahı" olarak niteleyerek, projenin gerçekleşmesinde katkısı olan herkese teşekkür etti.
Millet bahçesi ile beraber huzurun ve refahın da açılışını yaptıklarını dile getiren Yıldırım, "Bahçe bizim kültürümüzün bir parçasıdır, özellikle köylerimizde, ekim, biçim yaptığımız hayat alanlarıdır. Şehirlerin nüfusu arttıkça bahçelerin yerini binalar aldı, insanlarımız bahçelere hasret kaldı. Bugün açılışını yapacağımız millet bahçesi ile sizlerin, İstanbulluların bahçe özlemi, yeşillik özlemi bir ölçüde giderilecektir." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, Başakşehir ve diğer ilçelerdeki millet bahçelerinin İstanbul'a, İstanbullulara verdikleri değerin ifadesi olduğunu söyledi. Şehirlerin, cadde, sokak ve binalardan müteşekkil yerler olmadığını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:
"Şehirler aynı zamanda hayat alanlarıdır. Beslenmeden barınmaya, eğitimden sağlığa, ulaşımdan iletişime kadar her alanda ihtiyaçlarımızı karşılayacağımız yerlerdir şehirler. Şehirler medeniyetimizin merkezidir. Zaten medeniyet de Medine'den gelmektedir. Medine şehir, medenileşmek de şehirleşmek demektir. Yüce Rabbimiz insanın yaratılmışların en şereflisi olduğunu söylemiştir. İnsanın da yaşadığı yerlerin şerefine uygun olması gerekir. Bizim bütün gayretimiz de insanlarımıza güzel bir hayat yaşatmak içindir. Bu güzel güzel günde bu millet bahçelerinin sizler için İstanbullular için hayırlı olmasını diliyorum."
"ÖNEMLİ BİR PARÇASIDIR"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Millet Bahçeleri, cami merkezli şehirlerimiz üzerinde kurulan kadim medeniyetimizin şehircilik anlayışından birer örneklerdir. Bugün hizmete sunduğumuz Millet Bahçeleri böyle bir şehir, imar ve inşa hareketinin önemli birer parçasıdır." dedi.
Valiler, Belediye Başkanları, Kayyumlar, Sivil Toplum Kuruluşları ve halkla görüştüğünü dile getiren Kurum, sorunları ve çözüm önerilerini yerinde tespit ettiklerini ve yapılması gerekenlerle ilgili planlamayı tamamlayıp çalışmalara başladıklarını dile getirdi.
Hedeflerinin her kentte en az bir Millet Bahçesi'ni halkın hizmetine sunmak olduğunu vurgulayan Kurum, şöyle konuştu:
"Zat-ı devletlerinizin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kabinesine verdiğiniz talimat doğrultusunda 100 Günlük Eylem Planı kapsamında, Millet Bahçelerinden, Mekansal Stratejik Planına, İmar Barışı’ndan, Kanal İstanbul'a, Kanal Ankara'dan, Kentsel Dönüşüm'e, şehit ailelerimize uygun imkanlar sağlanmasından, Sıfır Atık projesine kadar pek çok planımızda aşama aşama ilerliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanım, gösterdiğiniz hedef doğrultusunda Millet Bahçeleri için yer tespiti, proje hazırlanması ve hizmete sunma dahil 18 şehirde, 33 Millet Bahçesi'ni hayata geçiriyoruz. Artık şehirlerimize, Millet Bahçeleriyle yeniden can suyu verilecek ve gelecek kuşaklar bu bahçelerin verdiği nefesle hayat bulacaktır. Millet Bahçeleri, cami merkezli şehirlerimiz üzerinde kurulan kadim medeniyetimizin şehircilik anlayışından birer örneklerdir."
Millet Bahçelerinin de böyle bir şehir, imar ve inşa hareketinin önemli birer parçası olduğunu vurgulayan Kurum, "Biz de artık inşa edeceğimiz şehirlerde, medeniyetimizin şehir tecrübesi ve birikimini, günümüz dünyasının ihtiyaçlarıyla birleştirerek ortaya koyuyoruz." dedi. İstanbul’daki Millet Bahçeleri’ne ilişkin bazı temel bilgileri de aktaran Kurum, Emlak Konut Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Başakşehir Millet Bahçesi'nin metruk bir taş ocağının olduğu alana inşa edildiğini kaydetti.
360 bin metrekare alandaki bahçede yürüyüş yolları, çocuk oyun parkları, etkinlik ve spor alanları, yürüyüş ve bisiklet yolları, koşu parkurları bulunduğunu aktaran Kurum, Ayrıca 80 bin bitkiden oluşan koku bahçeleri, bin araçlık kapalı otoparkı, gölet ve Millet Kıraathanesi'nin de vatandaşın kullanımına sunulacağını belirtti.
Bahçede 5 bin kişinin aynı anda ibadet edeceği büyük bir külliyenin İstanbulluların hizmetinde olacağını ifade eden Murat Kurum, şunlar ıkaydetti: "Sosyal ve kültürel pek çok ihtiyaca cevap verecek camide konferans salonları, Kur’an Kursu ve kapalı otopark yer almaktadır. TOKİ Başkanlığımızca inşa edilen Kayaşehir Millet Bahçesi, 350 bin metrekarelik bir alan üzerinde seyir terası, piknik alanı, koku bahçesi, 3 adet biyolojik gölet, 10 kilometre yürüyüş yolu ve kültürel etkinlik bölümleriyle hizmet verecektir. Emlak Konut tarafından yapılan bir diğer bahçemiz olan Hoşdere Millet Bahçesi içinde 3 bin kapasiteli cami, 7 bin 400 metrekarelik büyük bir gölet, bisiklet ve yürüyüş yolları, tematik bahçeler, meyve koku bahçeleriyle 142 bin metre karelik bir alanda vatandaşımıza hizmet verecektir. Çırpıcı Millet Bahçesi, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz tarafından 500 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulmuştur. Millet Bahçemiz, ilk olarak 4 etapta vatandaşımıza hizmet verecektir. Kalan 2 etap ise en yakın zamanda bitirilecektir. Çırpıcı Millet Bahçesi’nin en önemli özelliği 124 bin gülü içinde barındırması. Yine İstanbul Büyükşehir Belediyemiz tarafından yaptırılan Baruthane Millet Bahçesi ise takriben 60 bin metrekarelik bir alana sahiptir. Spor alanları, yürüyüş parkuru, çocuk parkları, süs havuzu, mevsimlik çiçek ve meyve bahçeleri, otopark ve ücretsiz internetle halkımızın ferahlayacağı bir alan olacaktır."
Bakan Kurum, açılışı yapılan 5 Millet Bahçesi ile İstanbul'a 1.5 milyon metrekare yeşil alan kazandırdığını, Millet Bahçelerinin hepsi tamamlandığında ise İstanbul'da yeşil alan miktarının yüzde 10 artacağını söyledi.
"Çevre ve şehri sadece atalarımızdan aldığımız bir miras değil, aynı zamanda çocuklarımıza devretmemiz gereken birer emanet olarak görüyor ve çalışmalarımızı bu ilke üzerinden sürdürüyoruz." diyen Kurum, sözlerini şöyle tamamladı:
"Liderliğinizde son 16 yılda milli savunmadan ekonomiye, ulaşımdan milli eğitime, kültürden turizme kadar tüm alanlarda yaşanan gelişmeleri; çevre ve şehircilikte de zirveye çıkarmakta kararlıyız. Talimatlarınız doğrultusunda, Vatandaşlarımızın hayat standartlarını yükselten, kimlikli, yeşil, çevreye duyarlı, medeniyet anlayışımıza, tarihimize ve yatay mimariye uygun şehirler inşa edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanım 'Hüner bir şehir inşa etmekdir' diyen şehrimizin fatihi, Fatih Sultan Mehmet’ten 565 yıl sonra, O’nun emanetini sizin öncülüğünüzde yeniden imar ediyoruz. Açılışını yapacağınız Millet Bahçeleri bu emanete duyduğumuz sadakatin göstergelerinden birisidir. Son olarak Millet Bahçelerimizi çok kısa sürede vatandaşımızla buluşturan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TOKİ ve Emlak Konut Genel Müdürlüğümüze, geceli gündüzlü çalışan mimarından, mühendisine, işçisinden tüm çalışma arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ederim. Bu duygu ve düşüncelerle şahsınızda tüm milletimizi saygıyla selamlıyor, Millet Bahçelerimizin İstanbulumuza hayırlı olmasını diliyorum."