Mekke'de inmiş olan Tarık Suresi Arapça okunuşunu ve Türkçe okunuşunu bilmeyen kişiler bulunmaktadır. Bu sebeple insanlar tarafından da Tarık Suresi merak edilmektedir. Mushaftaki sıralamasında seksen altıncı olan Tarık Suresi iniş sırasına göre ise otuz altıncı suredir. Tarık Suresi Beled suresinden sonra inmiştir. Ayrıca Tarık Suresi Kamer suresinden önce inmiştir. Tarık Suresi dinlemek, ezberlemek ve öğrenmek isteyen kişiler için tüm bilgiler surenin içerisinde sizlere verilmiştir.
Tarık Suresi Türkçe Okunuşu
1.Vessemai vettarikı.
2.Ve ma edrake mettariku.
3.Ennecmüssakıbü.
4.İn küllü nefsin lemma 'aleyha hafizun.
5.Felyenzuril'insanü mimme hulika.
6.Hulika min main dafikın.
7.Yahrücü min beynissulbi vetteraibi.
8.İnnehu 'ala rec'ıhı lekadirün.
9.Yevme tüblesserairü.
10.Fema lehu min kuvvetin ve la nasırin.
11.Vessemai zatirrec'ı.
12.Vel'ardı zatissad'ı.
13.İnnehu likavlün faslün.
14.Ve ma hüve bilhezli.
15.İnnehüm yekiydune keyden.
16.Ve ekiydü keyden.
17.Femehhililkafiriyne emhilhüm rüveyden.
Tarık Suresi Türkçe Anlamı
1.Göğe ve târıka andolsun.
2.Târıkın ne olduğunu sen ne bileceksin?
3.O, (ışığıyla karanlığı) delen yıldızdır.
4.Hiçbir kimse yoktur ki, üzerinde koruyucu bulunmasın.
5.Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.
6.Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı.
7.Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar.
8.Şüphesiz Allah'ın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter.
9.Bütün sırların yoklanacağı günü hatırla!
10.(O gün) artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir yardımcı.
11.Yağmurlu göğe andolsun,
12.Yarık yarık çatlamış yere andolsun.
13.Şüphesiz o Kur'an, hak ile bâtılı ayırd eden bir sözdür.
14.O, boş bir söz değildir.
15.Şüphesiz onlar bir tuzak kurarlar,
16.Ben de bir tuzak kurarım.
17.Artık sen inkârcılara mühlet ver; onlara biraz zaman tanı!
Tarık Suresi Tefsiri
“Gece çakıp görünen” şeklinde çevirdiğimiz târık, sözlükte “gece gelen, kapı çalan, şiddetle vuran” anlamlarına gelir. Yıldızlar gece görünüp gündüz kaybolduğu için onlara da târık denmiştir. Müfessirler buradaki târıkın özel bir yıldız mı yoksa genel anlamda yıldız mı olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerse de (bk. Zemahşerî, IV, 240-241; Şevkânî, V, 486-487) ışığı gecenin karanlığını delip yeryüzüne ulaştığı için 3. âyette “delen yıldız” anlamında “en-necmü’s-sâkıb” tamlamasıyla tarif etmişlerdir. Bu tariften târıkın genel anlamda yıldız olduğu anlaşılmaktadır. Bu âyetlerde söze, göğe ve yıldıza yemin edilerek başlanmasının sebebi, 4. âyette belirtilen asıl konunun, yani insanın dünyadaki hayatının daima bir denetleyicinin, koruyucunun kontrolünde olduğu gerçeğinin önemine dikkat çekmektir.
“Yıldızlarla da insanlar yollarını bulurlar” (Nahl 16/16) meâlindeki âyetin mecazi anlamından hareketle târık, “mânevî semadan gelip vicdana işleyen ve zihinlere nakşedilerek insanı içindeki ve dışındaki karanlıklardan çıkarıp aydınlatan ilâhî irşatlar” olarak da yorumlanmıştır (bk. Elmalılı, VIII, 5699). 4. âyette “gözetleyen” diye çevirdiğimiz hâfız kelimesini bazı müfessirler, “Oysa sizi gözetleyen muhafızlar, değerli yazıcılar var” (İnfitâr 82/10-11) meâlindeki âyetleri dikkate alarak “insanın yaptığı hayır ve şerri kaydeden yazıcı melekler” diye tefsir ederken (Zemahşerî, IV, 241; Elmalılı, VIII, 5701), bazıları da “Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır” (Ra‘d 13/11) âyetlerine dayanarak musibetlere karşı insanları koruyan muhafız melekler olarak tefsir eder (İbn Kesîr, VIII, 396). Bununla birlikte hâfız kelimesini, “meleklerin yapıp ettiklerini de kontrol eden ve bilen”, “her şeyin koruyucusu” (Hûd 11/57), “her şeyi hakkıyla gözeten” (Ahzâb 33/52) ve “her şeye şahit olan” (Mâide 5/117) Allah’tır diye yorumlamak da mümkündür.
Tarık Suresi Konusu
Sûrede insanın yaratılışı, yapıp ettiklerinin kaydedildiği, öldükten sonra dirilmesi, Kur’an’ın muhtevasının ciddiyet ve önemi, inkârcıların tuzaklarının er geç bozulacağı gibi konulara yer verilmiştir.