İnsanların her an patlamaya hazır bombalar gibi dolaştığı, öfkeli, siniri bozuk bir dönem yaşıyoruz. Haber bültenleri kâbus senaryolarını aratmıyor, sosyal medya iyiden iyiye bir hoyratlık, parmak sallayıp had bildirme alanına dönüşmüş durumda. “Sinirim burnumda, nereye patlasam acaba” diye dolaşıyor insanlar sanki. Neyi yaptıkları için kızsam, neyi yapmadıkları için azarlasam… Bayram gelmiş, en klişesinden bir mesaj yazsam… “Küslerin barıştığı, dargınlıkların geride kaldığı… Mübarek…” Sonra kimler bayramı kutlamamış ona baksam ve onlardan hesap sorsam... İlla bir ayrışma noktası bulsam yani.
Bu bayram, gördüğüm bütün topluca gönderilen süslü bayram tebriklerinin, videolu whatsapp mesajlarının, şatafatlı instagram post’larının arasında tek bir görüntü güldürdü yüzümü. TYT Türk Haber stüdyolarında, ana haber bülteninin sonunda, sunucu Emre Buga beş tane yavru kediyle çıktı seyirci karşısına. Anneleri de yanlarında. “Kanalımızın güzel kızı Leyla’nın yavruları” dedi, “Gözümüz gibi baktık, annelerini çok güzel besledik, anneleri de onları çok güzel besledi, ama artık ayaklandılar, ele avuca sığmaz oldular. Bayram diyoruz, sıcak yuvalar, sıcak sofralar diyoruz, hepsinin de güzel evleri olsun”.
Bu arada yavrular gerçekten de ele avuca sığmıyor, kıpır kıpır dört bir yana dağılıyor. Emre Buga onları şefkatle bir araya topluyor ve şartlarını sıralıyor. “Onlara bizim kadar iyi bakacaklarına söz vererek, aşılarını yaptırarak, kısırlaştırarak”... Bir “Alın bu kedileri başımızdan” duyurusu değil yani, “çocuklarımızın güzel bir hayatları olsun” dileği. Zaten sonrasında da Emre Buga bütün gelişmeleri sosyal medya hesabından paylaştı, hangi yavru gitti, hangisi kaldı bildirdi, en son izlenme sayısı 2 milyona yaklaşmış, kedilerin beşi de beş güzel yuvaya kavuşmuştu.
Bu video bayram boyunca o kadar çok paylaşıldı, altına o kadar çok yorum yazıldı ki. “Uzun süredir gördüğüm en güzel haber”, “içim ısındı”, “gözlerim dolu dolu izledim...” Ben de dönüp dönüp tekrar izledim ve yazılanları okudum. O kadar iyi geldi ki bu kadar çok insanla aynı duyguda buluştuğumuzu görmek.
Yine aynı etkiyi yaratan ve çok konuşulan görüntülerden biri de Halit Ergenç’in Guns N’ Roses konserinde magazin muhabirleriyle kurduğu diyalog oldu. Arkadaşlar uzaktan Ergenç’in oğlunun ve arkadaşlarının fotoğrafını çekmiş, o da yanlarına yaklaşıp “Onları lütfen silin” diyor. Bağırmıyor, çağırmıyor, ellerinden kamerayı almaya falan çalışmıyor, sadece rica ediyor. “Onlar daha 18 değil, böyle bir şeyi kabul edemem” diyor, “Ne olur hepsini silin olur mu? Yapma ne olursun”. Nasıl sakin, nasıl nazik. Ve karşısında aldığı karşılık da öyle. İkiletmeden, “Tabii ki” diyor muhabir arkadaş ve siliyor fotoğrafları. “Sağ olun, çok teşekkür ederim” diye uzaklaşıyor ve bu her tarafta haber oluyor. Alışılmadık şey haber olur çünkü. Bağırmaya, çağırmaya, birbirinin üzerine yürümeye, şiddet görüntülerine alıştık, duyarlılık ve nezaket karşısında ezberimiz bozuluyor. Ne mutlu ki hala oluyor bu.
İnsan iyilik, nezaket, duyarlılık karşısında içi ısınabilen bir varlık. Bunu tercih etmek, dünyayı sadece kendinin zannetmemek, diğer canlıların yaşam hakkına sahip çıkmak da bir seçenek. Amacımız bayramı vesile edip çevremizi mutlu etmekse “Hepinize iyi bayramlar” yazıp herkese aynı mesajı göndermekten daha etkili olduğu da kesin.
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025