Yeni yazımda çocukların uyumlu ve güven içerisinde, sevgi ile büyütülmesi aşamasında birtakım zorluklarla karşılaşılan ergenlik dönemini ele alacağım.
Aile Kurumu Yaşam Boyu Öğrenme Okulu
Çocukların büyütüldükleri ortamlar, ileri yaşlardaki tutum ve davranışlarını hayati olarak etkilemektedir. Çocukların gelişimsel basamaklarından biri olan ergenlik döneminde ailelerin tutumları sağlıklı bir gelecek oluşturmak adına son derece önemlidir.
Ergenlik dönemi, fizyolojik ve psikolojik değişikliklerin yaşandığı, çocukluk ile yetişkinlik arasında yer alan bir geçiş dönemidir. Aile kurumu, ergenlik dönemindeki bireylerin fizyolojik, ekonomik ve toplumsal anlamda davranışlarını oluşturduğu, geliştirdiği, yön verdiği; yaşam boyu öğrenme okuludur.
Benlik Saygısı Önemli
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 10-19 yaş grubunu "ergen", 10-24 yaş grubunu "genç insan" olarak tanımlamaktadır. Türkiye’deki verilere bakıldığında, genç nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde; 2020 yılında genç nüfusun %28,6'sının 15-17 yaş grubunda, %19,8'inin 18-19 yaş grubunda, %31,3'ünün 20-22 ve %20,4'ünün ise 23-24 yaş grubunda yer alıyor.
Toplumun geleceği olan gençlerimizin psikolojik gelişimlerini sağlıklı olarak tamamlamaları, kaliteli, yaşanabilir bir toplum inşası kurmak için önem arz etmektedir.
Kimlik gelişimi yaşam boyunca sürse de en kritik dönüm noktası ergenliğin yaşandığı dönemdir. Ergenlik döneminde temelleri atılan benlik saygısı, ruh sağlığının temel parçalarından biridir. Benlik saygısı, mutlu bir yaşam sürebilmede kilit bir rol oynar. Kendine değer verme, benlik için doğru değerlendirmeler yapma ve kararlar neticesinde bunlarla barışık olmak, benlik saygısı içerisindeki kavramlardır.
Benlik saygısı olumlu gelişmiş bir ergende, kendini değerli hissetme duygusu yüksektir. Bu bireyler, kendilerini toplumun bir parçası olarak konumlayarak değerli olduklarını tam anlamıyla idrak ederler.Bu durumda benlik saygısı olumlu gelişmiştir ve yaşamsal motivasyonlar güçlüdür.
Ebeveynler Güvene Dayalı İletişimi Tesis Etmeli!
Ergenin benlik gelişiminde ailelerin rolü çok önemlidir. Aileler, ergen dönemdeki çocuklarına yeterli ve başarılı oldukları alanları tanıtmalı, bu alanlardaki başarılarını teşvik ve takdir etmeli, duygusal anlamda onay vermeli ve güven tabanlı bir ilişkinin devamlılığını sağlamalıdırlar.
Ergen dönemdeki çocuklarla, paylaşılacak olan duygu ve düşünceler sayesinde ortak yönler tespit edilmiş olacak ve ilişkiler derinleşerek devam edecektir. Aile içerisinde kurulan doğru iletişim sayesinde karşılıklı olarak “bireylerin farklı yönlerine” olan saygı öğrenimi pekişecek ve güven duygusu daha anlaşılır daha sıkı bir hal alacaktır.
Siz Hangi Tutumla Yetiştirildiğinizi Düşünüyorsunuz?
Anne babaların farklı tutumları olabilir ancak ergen dönemdeki çocuklarla ilgili kararlar verilirken ortak tek bir karara varılmalı ve bu doğrultuda bir davranış sergilenmelidir.
Ergenlik dönemindeki çocuklara yönelik anne-baba tutumları farklı olmakla birlikte çok önemlidir.
Şu şekilde;
• Eşitlikçi - Demokratik Aile Tutumu,
• Aşırı Koruyucu “Müdahaleci” Tutum
• Aşırı Otoriter ve Baskıcı Tutum
• Reddedici Tutum
• İlgisiz – Tutarsız Tutum . Mükemmeliyetçi Tutum
Eşitlikçi – demokratik yaklaşım, normal şekilde davranmayı esas almaktadır. Bu yetiştirme tutumunda ergene sorumluluk verilmektedir. Neleri yapıp, neleri yapmaması gerektiği gibi kurallar anlatılarak sorumluluk duygusu pekiştirilir. Bu yetiştirilme tutumunda sevgi ve saygı ön planda tutularak, örnek olacak şekilde birtakım sorumlulukları kazandırma eğilimi gösterilmektedir.
Aşırı koruyucu, müdahaleci tutum sergileme yaklaşımında aileler, çocuklara devamlı surette müdahalede bulunmaktadırlar. Bu tutum yaklaşımında aşırı koruyuculuk, çocuklarda ailelerine karşı aşırı bir bağımlılığa neden olabilmektedir.
Aşırı otoriter ve baskıcı tutumda ise aileler tam itaat beklerler. Bu tutum içinde iletişim, tek yönlüdür ve sevgi kavramı gelişmemiştir. Bu tutumda çocuklar öfkelerini dışa vuramayabilir. Bu tutum yaklaşımında cinsiyet bazlı çocuk ayrımına da rastlanılabilir.
Yine bir başka tutum yaklaşımı olan reddedici tutumda ise sevgiye dayalı bir çocuk gelişiminin yaşanmadığını söyleyebiliriz. Doğru bir iletişim ve ilişkinin kurulmadığı bu tutumda, sağlıklı bir ergenlik döneminin geçişi sağlanamayabilir.
Tutarsız, ilgisiz davranış tutumunda ise anne ve babanın çocuğa karşı davranışında; çocuğun kimliğine, cinsiyetine ve yaşına göre davranış sergilenmesi gözlemlenebilir. Gelişimsel evrelerin tam olarak tamamlanmadığı bu tutum yaklaşımında; sevginin olmadığı, değer unsurunun atlandığı, benlik saygısının oluşmadığı ebeveynlik davranışı görülebilir.
Mükemmeliyetçi anne-baba tutumunda aileler kendilerinin yaşayamadıklarını çocuklarına yaşatma arzusu içerisindedirler.Bu durum da oldukça sağlıksızdır.Çocuk her zaman kendisini merkezde görerek büyüdüğü için ilerde de bu algısını hem ikili ilişkilerinde hem de sosyal ilişkilerinde sürdürmek isteyecek,duygusal ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyecek ve bu durum birçok problem yaşamasına sebep olabilecektir.
“Seninleyim, Sana Değer Veriyorum, Seni Destekliyor ve Takdir Ediyorum…”
Ergen dönemdeki çocuklarla ilgili kararlar konulduğu ve uygulanmaya başlandığında birtakım sorunların yaşandığını gözlemliyoruz. Bazı anne ve babalar ergen dönemdeki çocuklara sonsuz bir özgürlük alanı açarken bazı anne babalar ise ergenin tüm davranışlarını kontrol etme ya da kısıtlama gibi bir yol seçebiliyorlar.
Bu noktada ideal olan, ortak bir tutum ve davranışın sergilenmesidir. Ergen dönemde olan çocuklara karşı olan tutumlar değerlendirilirken yaş grubunun iyi analiz edilmesi ve ergeni etkileyen çevresel etkenlerin göz ardı edilmemesi gerekir.
Ergenlik döneminde, temel duyguların aileler tarafından doğru bir şekilde aktarılması önemlidir. Ergenlik dönemindeki çocukla empati kurmaya çalışmalı, bu dönemin çok hassas bir dönem olduğunun farkına varılmalıdır.
Aileler, ergen dönemindeki çocuklara “ben senin yaşamındayım” “seninleyim, sana değer veriyorum, seni destekliyor ve takdir ediyorum” hissiyatını geçirmeli ve bu doğrultuda bir davranış geliştirerek ergenle olumlu bir iletişimin temelini oluşturmalıdır.
Mine Ağır
Psikoterapist