05.10.2015 - 14:30 | Son Güncellenme:
Hastalık hakkında açıklama yapan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Nilgün Polat, “Bacaklardaki huzursuzluk nedeniyle hastalar pek çok aktiviteye katılamaz, televizyon izlerken bile sorun yaşarlar. Sinema gibi ortamlarda ve seyahat nedeniyle bindikleri araçlarda sıkıntı çekerler. Çünkü bacaklarını hareket ettirecekleri bir ortam ararlar. En kötüsü de yatağa girdiklerinde bu durumun uyumalarına izin vermemesidir” dedi.
GÜNLÜK YAŞAMI OLUMSUZ ETKİLİYOR
Hastalığın günlük yaşamı olumsuz etkilediğini belirten Uzm. Dr. Polat, “Hastalık birincil ve ikincil olarak ayrılır ve nedenleri değişkendir. Birincil olanların belirgin bir nedeni yoktur. 40-50 yaşından önce başlar, kadınlarda daha sık görülür. Yavaş ilerler ve ailevi yatkınlık ön plandadır. İkincil olanlarda ise kadın-erkek oranı eşittir ve başka hastalıklarla ilişkili olarak görülür. İkincil tipte olan huzursuz bacak sendromu başka hastalıklarla ilişkili olarak ortaya çıkar. Özellikle demir eksikliği anemisi ikincil tip huzursuz bacak sendromu olan kişilerin yüzde 20'sinde saptanabilir” şeklinde konuştu.
“BEBEKLERDE BİLE GÖRÜLEBİLİR”
Huzursuz bacak sendromunun böbrek, şeker hastalığı, gebelik ve romatizmal hastalıklarla ilişkili olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. Polat, “Ayrıca bazı antidepresan, antipepileptik ve grip ilaçları da bu sendroma sebep olabilir. Alkol, nikotin ve kafein şikâyetleri arttırabilir. Hastalığın omurilik ve beyindeki refleks aktivitenin artmasıyla ilişkili olduğu düşünülüyor ancak kesin sebebi hâlâ bilinmemektedir. Genellikle 20- 30'lu yaşlarda ortaya çıkmakla birlikte, yaş ilerledikçe görülme sıklığı da artmaktadır. Nadiren bebeklerde bile görülebilir” dedi.
“ALKOL, SİGARA VE KAFEİNDEN UZAK DURULMALI”
Huzursuz bacak sendromu yaşayanların alkol, sigara, kafein kullanımıyla beraber sendrom bulgularını arttırabileceğine vurgu yapan Uzm. Dr. Polat, “Bu tetikleyicilerden kaçınılmasıyla şikâyetlerde anlamlı düzeyde düzelme gözlenebilir. Ayrıca bazı ilaçlar da benzer bulgulara sebep olabileceği için reçetesiz ilaçların kullanılmaması gerekir. Orta düzeyde egzersizin faydalı olabileceği ancak ağır egzersizin şikâyetleri arttırdığı düşünülüyor. Ayrıca hastanın sıkıntılı ortamlardan kaçınması da gerekir” ifadelerini kullandı.
“KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR”
Birçok kişinin bu hastalığa hatta yaşadığı rahatsızlığa rağmen hangi bölüme başvuracağını bilmediğini vurgulayan Uzm. Dr. Polat, “Bu, bacaklarda karıncalanma, yanma, ağrıyla engellenemez hareket ettirme güçlüğü şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Her yaşta ortaya çıkabilir. Ancak kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. Genellikle ömür boyu devam eder, ancak ilaç tedavisiyle şikâyetleri azaltmak mümkündür. Bazı hastalarda ilaç kullanmadan günler, haftalar ya da yıllar süren iyileşme dönemleri saptanabilir” ifadelerini kullandı.
Uzm. Dr. Polat sözlerine şöyle devam etti: “Eğer altta yatan bir hastalık varsa öncelikle bu hastalık tedavi edilmeli. Örneğin demir eksikliğine bağlı olduğu durumda demir eksikliğinin giderilmesiyle şikayetler kaybolabilir. Ancak birincil huzursuz bacak sendromu tanısı konulduğunda ilaç tedavileri veriliyor. Eğer hafif şikâyetler mevcutsa, sadece tetikleyicilerden kaçınmak ve uyku düzenlenmesi yeterli olabiliyor. Sıcak veya soğuk uygulamalar da bazı olgularda faydalı sonuç veriyor.”