25.05.2021 - 16:45 | Son Güncellenme:
Anksiyete bozuklukları ve depresyonda büyük bir artış olduğunu söyleyebilirim. Bunlara ek olarak alkol ve madde bağımlılığı ve yeme bozuklarında da önceden rahatsızlığı olanların rahatsızlıklarının geri dönmesi, veya yeni rahatsızlıklar geliştirmesi olarak iki farklı durum görüyoruz. Bu rahatsızlıklara ek olarak bir çok insan uyku sıkıntıları, korku, aşırı stres, motivasyon eksikliği ve konsantrasyon bozukluğu yaşıyor. Ben yoğunlukla bağımlı bireyler ile çalıştığım için, kişilerin alkol ve uyuşturucu tüketiminde çok büyük bir artış gördüm. Hatta maalesef eskiden bağımlı olup senelerce içkiyi bırakan kişiler, bu sürecin stresinden dolayı tekrar alkol içmeye başladılar.
Umutsuzluk duygusu bazen haftalar boyu sürerek uyku sorunları, kilo artışı veya azalışı, yataktan çıkamama, motivasyon eksikliği, değersizlik, hayattan zevk alamama gibi depresif bir boyuta gelebilir. Depresyonun ileri seviyelerinde intihar düşünceleri veya teşebbüsü yaşanabilir. Böyle hisseden insanlar zamanla kendilerini herkesten soyutlarlar. Bu sebeplerden dolayı odaklanma zorluğu yaşayan insanların mutlaka destek alması gerekir. İnternet üzerinden terapilerin mevcut olduğu bu dönemde, terapi sürecine girmek kişinin kendisine yapacağı en güzel yatırımdır. Umut, etrafta ne olursa olsun kişinin kendi içinde besleyip büyütebileceği bir duygudur. Umudu beslemek ve yola devam edebilmek size güç verecektir.
Corey Keyes, bazı insanların depresyonda olmamalarına rağmen çok ruhsuz olduklarını fark ettikten sonra, gelecekte depresyon ve kaygı bozuklukları yaşayan insanların esas bu insanlar olduğunu öne sürüyor. Hatta bu insanların travma sonrası stres bozukluğuna da daha yatkın olduğunu söylüyor. İnsanların odaklanma sorunları, 2021 için heyecanlarını kaybetmeleri, aynı filmleri tekrar izlemeleri gibi neşesiz ve amaçsız hareketlerin hepsine ruhsuzluk diyoruz. Bahsettiğimiz his tam olarak bir tıkanmışlık ve boşluk hissidir. Sanki günler geçiyor ve siz sisli bir manzaraya bakıyormuşsunuz gibi. Ruhsuzluğun tehlikeli yönü de, bu döngüye kapıldığınızı fark etmiyor olmanız, kayıtsız kalmanız. Kendi acınızı fark etmediğiniz zaman da kendinize yardım edememeniz.
İnsanlar bu süreçte hastalıktan korkma, ailelerine hastalık bulaştırmama gibi bir sürü sebepten dolayı yalnızlaştı. Çoğumuz günlük hayatımızda kısa veya uzun her gün dışarı çıkmaya alışıktık. Yalnızlık ve ruh sağlığı sorunları arasında çok kuvvetli bir bağ olduğu için bu dönemde ruh sağlığının korunması şarttır. Bu süreçte kendimizi korumanın yolları temel olarak kendimizi meşgul tutmak ve başkaları ile bağlantı kurmak için yeni yollar bulmaktır. Başka bir işle meşgulken, diğer sorunlar üzerinde derinlemesine düşünmeyiz, bu da depresyon riskimizi azaltır. Farklı yöntemlerle sosyal olmaya çalışmak da yalnızlığa bir nebze iyi gelebilir. Evde yalnızken bile günlük rutin uygulanması çok faydalıdır. Haberleri limitli zamanda düzenli olarak, aşırıya kaçmadan (günde 1-2 saat) izleyip dış dünyada olan bitenden haber almak bir diğer yöntemdir. Fiziksel sağlık ve ruh sağlığı birbiri ile çok bağlantılı olduğundan evde yoga, civarda yürüyüş gibi fiziksel aktivitelerin elden bırakılmaması gerekir.
Yalnız kalındığında hayatın anlamı kaybolmuş gibi hissedildiği için, bu anlamı tekrar keşfetmenin en güzel yolu anlamlı şeyler yapmaktır. Herkesin bir yere ait olma, önemli hissetme gibi ihtiyaçları vardır. Örneğin online dersler almak, online olarak gönüllü işler yapmak bunlara örnek olabilir. Yalnızlığın bir diğer ilacı da aile ve arkadaşlar ile bağ kurmaktır. Örneğin el ile yazılmış mektuplar yollamak, bol bol telefonda konuşmak, görüntülü aramalar yapmak gibi. Sanat projeleri, evi yeniden dekore etmek, organize etmek gibi uğraşlar da birçok insanı meşgul edici faydalı aktivitelerdir.
Aile ile “fazla” zaman geçirmek diye bir sorun var mıdır? Vardır. Kimse bu durumda olmak istemez ve herkesin pandemi olsa da olmasa da mesafeye ihtiyacı vardır. Aile bireyleri, ihtiyaçları konusunda birbirine net olmalıdır. Her dakika birlikte bir aktivite yapılması zorunlu değildir. Aile bireyleri birbirlerine sıkça ne hissettiklerini söylemelidir. Suçlayıcı bir dil yerine, sorumluluk alıcı bir dil kullanılmadır Örneğin: “Beni sinir ediyorsun” yerine “Ben öfkeliyim” diyebilmek. Ailede bir taraf öfkeli olduğu zaman, alanı korumak adına diğeri bir adım geri atabilir.
Ailede bireyler birbirlerini depresyon ve endişe bozukluğu belirtileri için kollamalıdır. Ailede kimsenin kilosunda dramatik bir artış/azalma var mı? Uyku düzenlerinde bir değişiklik var mı? Ailede her bireye düşen sorumluluk önce kendi ruh sağlığını korumaktır. Egzersiz, meditasyon, sağlıklı beslenme, sağlıklı uyku düzeni, hobiler gelişmek kişinin kendisini mutlu ettiği için etrafındakileri de mutlu edecektir. Eğer aileniz veya çocuklarınız sizi kızdırdıysa, tepki vermeden önce 10’a kadar sayın. Aynı zamanda ev sorumluluklarını yeniden dağıtabilirsiniz, birlikte geçireceğiniz zamanı planlayabilirsiniz, birbirinize “teşekkür ederim” ve sabahları “günaydın” diyebilirsiniz.
OKB yaşayan insanlar, istemedikleri düşünceler düşündükleri zaman bazı davranışlarda bulunurlar. Bu şekilde bir tehlikeyi yok ettiklerini düşünürler ve kısa da olsa rahatlarlar. Bu davranışlar çok zaman alır ve kişinin sosyal, akademik, profesyonel yaşamına engel olur. Bazı insanlar pislenmekten, bakterilerden, bedensel sıvılardan veya diğer maddelerden aşırı korkarlar. Pislenme korkusu da aşırı temizleme davranışlarını doğurur. Belirli sıklıklarda ve sırada temizlik yaparlarsa pisliklerden ve enfeksiyonlardan korunacaklarını düşünürler. Temizlik alanında OKB yaşayan insanlar belirsizliklere tahammül edemez, temiz olmamayı büyük bir tehdit olarak algılar, mükemmeliyetçidir, diğer insanları kontrol etmeye çalışır, ellerini veya etraflarını sürekli yıkar ve temizler, sürekli pislenmek veya bakteriler ile alakalı endişelenirler. Temizlik için her gün saatlerinizi harcıyorsanız, temizlik yapmadığınız zaman kendinizi çok kötü ve aşırı endişeli hissediyorsanız OKB değerlendirilebilir.
Bağımlılık seviyesini anlamak için yoksunluk semptomları çok önemlidir. Kişi maddeyi (alkol, sigara) kullanmadığı zaman vücudu baş ağrısı, mide bulantısı, terleme, titreme veya duygusal olarak öfke, irrite ruh hali gibi sinyaller veriyorsa bu kişi fiziksel olarak bağımlı olabilir. Kullanmadığı zaman sürekli maddeyi düşünmesi, maddeyi elde etmek için planlar yapması, kullandığı miktarı diğerlerinden saklaması veya olduğundan daha az söylemesi, maddeyi kullanımına dair yalanlar söylemesi gibi davranışlar büyük işaretlerdir. Kişi eğer hayatına verdiği zararlara rağmen (sağlık, ilişkiler, kariyer) madde kullanımına devam ediyor ve istediği zaman bırakamıyor ise bağımlılığı ileri seviyede ve yardım alması gerekiyor demektir.
Maalesef insanların %10-15’inin hayatı pandemiden sonra normale dönemeyecek. Birçok insan uzun vadede endişe bozuklukları ile mücadele edecek. 2003 SARS hastalığından sonra en çok görülen uzun vadeli sorunlar travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve uyku problemleriydi. İnsanların bu dönemde yaşadığı iş kaybı ve finansal sıkıntılar psikolojik sıkıntıların devam etmesine sebep olacaktır. Tarih tekerrürden ibarettir diye düşünürsek, bu benzer sıkıntıların Covid sonrasında da yaşanması öngörülmektedir.
Bir diğer devam edecek rahatsızlık ise obsesif kompulsif bozukluktur. OKB, genler ve çevresel faktörlerden çok etkilenen bir durum olduğu için genetik yatkınlığı olan bireylerde Covid‘in OKB’yi tetiklemesi veya kötüleştirmesi beklenmektedir. Genel anksiyete bozukluğu da dikkat etmemiz gereken diğer bir durumdur. Şuan toplumumuzda endişe sorunu yasayan insan hali hazırda zaten çok var, buna bir de ölümcül bir hastalık eklendiği zaman bu endişe seviyesi kötüleşecektir. Pandemi bittikten sonra bazı insanlar aşırı endişeli olmaya devam edebilir.
Diğer bir sorun da yalnızlıktan dolayı insanların hayatın anlamını kaybetmesi riskidir. Bu süreçte çevresinden kopan insanlar, çevrelerine tekrar bağlanmakta güçlük yaşayabilir ve normal hayata geri döndüklerinde sosyal çevreleri bıraktıkları gibi olmayabilir. Geçmişte acı veren olaylar yaşayan insanların bu dönemde geçmiş travmaları tetiklenebilir. Geçmişte değer verdikleri bir insanı kaybedenler, pandemiden sevdiklerini kaybetme korkusunu daha yoğun yaşayabilirler. Bir diğer öngörülen sorun da işsizlik ve gelir kaybıdır. Bu durum yoğun ölçüde depresyon, stres ve intihar ile bağlantılıdır. Birçok insanın tekrar ne zaman işe geri dönüp para kazanmaya başlayacakları belli olmadığı için bu belirsizlik birçok insanı yıpratır.
Çok fazla felaket haberi verdim ama şunu da eklemek isterim. Biz insanlar, dirençli canlılarız. Felaketler yaşasak bile hayata her zaman tekrar geri dönebiliriz ve bunları atlatabiliriz. Bütün bunların yanında odaklanabileceğimiz güzel gelişmeler de vardır. Mesela pandemiden bazı insanlar kendilerini geliştirmiş, yeni bilgiler öğrenmiş şekilde çıkacaklar.