05.03.2025 - 12:57 | Son Güncellenme:
Kilo kaybını korumak, birçok insan için zorlu bir süreç olabilir. Bunun temel nedeni, vücudun sahip olduğu kiloyu korumaya yönelik geliştirdiği çeşitli mekanizmalardır. Kilo kaybı sırasında bu mekanizmalar devreye girerek, vücudu eski kilosuna dönmeye teşvik eder. Diyetisyen Emel Terzioğlu Arslan’a göre, kilo kaybını korumak sabır ve sürekli çaba gerektirse de, sürdürülebilir bir yaklaşım benimseyerek ve küçük yaşam tarzı değişiklikleriyle bu süreç kalıcı hale getirilebilir.
Metabolizma yavaşlar
Kilo verdikçe vücudun enerji ihtiyacı azalır. Vücut, daha az kalori ile işlevini sürdürebilmek için metabolizmayı yavaşlatır. Bu adaptasyon, kilo korumayı zorlaştıran önemli bir faktördür.
Hormonal değişiklikler
Kilo kaybı sonrası vücutta iştahı artıran hormonların salgılanması artar. Özellikle ghrelin (açlık hormonu) seviyelerinin yükselmesi, bireylerin daha fazla yemek yeme isteği duymasına ve yeniden kilo almasına neden olabilir.
Eski alışkanlıklara dönüş
Diyet sürecinde yapılan değişikliklerin kalıcı olması büyük önem taşır. Ancak birçok kişi, hedef kilosuna ulaştıktan sonra eski yeme alışkanlıklarına geri döner. Bu durum, verilen kiloların hızla geri alınmasına yol açabilir.
Psikolojik faktörler
Duygusal yeme alışkanlıkları, kilo koruma sürecinde önemli bir engel oluşturabilir. Stres, mutsuzluk veya kaygı gibi duygusal durumlarla başa çıkmak için bireyler, aşırı yemeye yönelebilir. Bu da kilo alımını tetikleyebilir.
Obezite hafızası
Bilimsel çalışmalar, obezite hafızası kavramını vurgulamaktadır. Vücut, daha önceki obez durumunu "hatırlayarak" bu durumun kalıcı etkilerini taşıyabilir. Kilo kaybından sonra bile yağ dokusunda hücresel seviyede değişiklikler gözlemlenir. Bu durum, vücudun eski kiloya dönme eğilimini artırabilir.
Kilo kaybını korumak zor olsa da doğru beslenme, egzersiz ve psikolojik yönetim ile bu sürecin daha sürdürülebilir hale gelmesi mümkün. Diyetisyen Emel Terzioğlu Arslan, kilo kaybını korumak için şu önerilerde bulunuyor:
-Sürdürülebilir Beslenme Düzeni: Kısa süreli ve katı diyetler yerine uzun vadede sürdürülebilir beslenme planları oluşturulmalıdır.
-Düzenli Egzersiz: Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktivite yapılması önerilmektedir.
-Protein ve Lif Tüketimi: Protein ve lif açısından zengin besinler, tokluk hissini artırarak aşırı yeme riskini azaltır. Bu sayede daha uzun süre tok hissedebilirsiniz.
-Stres Yönetimi: Stresle başa çıkmak için sağlıklı yöntemler geliştirin. Meditasyon, yoga veya yürüyüş gibi rahatlatıcı aktiviteler stres kaynaklı yeme davranışlarını azaltabilir.
-Uyku Düzeni: Yetersiz uyku, iştahı artıran hormonları tetikleyebilir ve kilo kontrolünü zorlaştırabilir. Bu yüzden kaliteli ve yeterli uyku almaya özen gösterin.
-Kişisel Takip: Kilonuzu, yeme alışkanlıklarınızı ve fiziksel aktivitenizi takip etmek, motivasyonunuzu yüksek tutmanıza yardımcı olabilir. Kendinizi gözlemlemek, gerektiğinde değişiklikler yapmanıza olanak tanır.