03.03.2025 - 12:26 | Son Güncellenme:
İftar sofralarında sıklıkla yapılan önemli hatalardan biri, tüm yemekleri aynı anda ve hızlıca yemek oluyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müzeyyen Çelik, gün boyunca boş olan midenin aniden fazla çalışmaya zorlanmasının hazımsızlık ve gaz gibi sindirim bozukluklarına ve kalp atışının hızlanmasına yol açabileceği uyarısında bulunarak, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hatta bu durum kalp krizine varacak derecede ciddi sonuçlar oluşturabileceği için iftarda mümkün olduğunca yavaş yemeye özen gösterilmesi gerekiyor” Beslenme ve Diyet Uzmanı Müzeyyen Çelik, orucunuzu hurma veya zeytinle açmanızın kan şekeri regülasyonuna yardımcı olacağını belirterek, “Ardından, yemeğe çorba ve salatayla devam ederek, mümkünse 15 dakika kadar ara verip, sonra ana yemeğe geçmek iştah kontrolünü sağlayacaktır” diyor.
Ertesi gün uyku problemi yaşamamak için sahura kalkmadan oruç tutmak isteyebilirsiniz, ancak iftarda dolan mide henüz sindirimini tamamlamadan gece yemek yiyip yatmak sindirim sistemini zorlayabiliyor. Bunun sonucunda; gaz, şişkinlik, ağza acı su ve/veya gıdaların geri gelmesi gibi problemler yaşanabiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müzeyyen Çelik, bu nedenle oruç tutarken mutlaka sahura kalkmak gerektiğini belirterek, “Sahurda uzun sürecek olan açlık nedeniyle protein ağırlıklı kahvaltı şeklinde sindirimi kolay yiyecekleri tercih etmek gün boyu tok kalmaya yardım edeceği gibi sindirim problemini de önleyecektir. Eğer sahura kalkmadan oruç tutulacaksa; iftar yemeği sonrasında yoğurt, ayran, peynir ve tuzsuz kuru yemiş gibi yiyeceklerle ara öğün yapılması daha sağlıklı olacaktır” diye konuşuyor.
İftar ve sahur arasında mümkün olduğunca bol su içmeniz çok önemli. Zira susuz kalmak; baş ağrısı, huzursuzluk ve açlığı çok daha şiddetli hissetmemize sebep olabiliyor. Bu nedenle iftar ile sahur arasında ortalama 2 litre su içmeye özen gösterin. Ayrıca susuzluğu artırabilecek olan çok tuzlu, çok şekerli ve kafein içeren içecekleri tüketmemeye dikkat etmeniz gerekiyor. Sıvı ihtiyacını karşılayabilmek için bol miktarda suyun yanı sıra iftar sonrasında açık çay içebilirsiniz.
Oruç tutarken su tüketiminin, hareketin ve öğün sayısının azalması kabızlığa neden olabiliyor. Bolca su içmeye özen göstermek, iftar yemeğinde mutlaka çorba, salata ve sebzeye yer vermek kabızlığın önlenmesinde büyük bir önem taşıyor.
Genel olarak iftar sonralarının vazgeçilmezi olan tatlıları mümkün olduğu kadar az tercih etmeniz gerekiyor. Zira, yemek sonrasında tüketilen tatlı fazla kalori ve şeker içerdiği için kilo artışına ve karaciğer yağlanmasına sebep olabiliyor. Tatlı yerine iftardan 1-2 saat sonra tüketeceğiniz bir porsiyon meyve vitamin desteği sağlayarak bağışıklığın güçlenmesine yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra sebze ve meyvelerin içeriğindeki posa kabızlığın önlenmesinde ve tokluk süresinin uzamasında da büyük rol oynuyor.
Beyaz undan yapılan ekmek ve pide gibi karbonhidrat içeren besinler kan şekerinde ani yükselmeye ve ardından ani düşüşlere sebep olacağı için daha erken acıkmanıza yol açabiliyor. Dolayısıyla sahurda pide yerine tam tahıllı ekmekleri tercih etmeniz gerektiğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Müzeyyen Çelik, “İftar yemeğinde ise pideyi bir avuç içi ile sınırlamak gereksiz karbonhidrat ve kalori alımının önüne geçecektir. Ayrıca hazımsızlığa neden olabileceği için pideyi sıcak yemekten de mutlaka kaçınmak gerekiyor” diyor.
Hurma lif oranı yüksek olması sayesinde tokluk hissi sağlamayı kolaylaştıran bir meyve. Ancak tüm meyveler gibi fazla tüketildiğinde meyve şekerinin tüketiminin artmasıyla birlikte kan şekeri yüksekliğine sebep olabiliyor. Bu nedenle hurmayı iftar yemeğinde 1-2 adetle sınırlamaya dikkat etmenizde fayda var.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Müzeyyen Çelik, tokluk süresini uzatan besinleri şöyle sıralıyor:
Yumurta: İçeriğindeki yüksek kaliteli protein ve yağ asitleri sayesinde hem tok tutan hem de sindirimi kolay besinlerin başında geliyor.
Mevsim sebzeleri: Yüksek miktarda posa içeriğiyle mide ve bağırsak sağlığını destekleyerek tokluk süresini uzatıyor.
Tam tahıllı karbonhidratlar: Tam buğday ekmeği, bulgur, yulaf, çavdar ekmeği, karabuğday ve esmer pirinç gibi tam tahıllı karbonhidratları tüketmek kan şekeri regülasyonu sağlayacağından daha uzun süre tok kalmaya yardımcı oluyor.
Çiğ kuruyemişler: Ceviz, badem ve fındık gibi çiğ kuruyemişler içeriğindeki sağlıklı yağlar veya lif oranıyla tokluk süresini uzatabilecek bir diğer besin grubu. Tuz oranının yüksek olması ve susuzluğu artırabilmesi nedeniyle kavrulmuş kuruyemişlerden Ramazan’da uzak durmanız gerekiyor.
Süt ürünleri: Yoğurt, kefir ve tuzsuz peynir gibi protein açısından oldukça zengin olan süt ürünleri hem tokluk süresini uzatıyor hem de bağırsak sağlığına oldukça fayda sağlıyor.