13.04.2021 - 16:03 | Son Güncellenme:
Safra kesesi sindirim sistemimizin bir parçası olup gıdaların sindirimine yardımcı olan safra sıvısının depolanmasında görev almaktadır. Yemek sırasında karaciğerde üretilen safra, sindirim amaçlı bağırsaklara boşalmaktadır. Bunun dışında kalan sürede ise sürekli üretimi devam eden safra sıvısı safra kesesinde depolanmaktadır.
Safra kesesinin toplumda sık rastlanan ve çok nadir görülen bazı hastalıkları mevcuttur. Safra kesesi taşları, safra kesesinin iltihabı ve sarılık gibi hastalıkları toplumda daha sık bilinmektedir. Bununla birlikte safra kesesi kanserleri de çok nadir de olsa görülmektedir.
Safra içerisinde üç farklı bileşenin olduğu bir vücut sıvısıdır. Normal koşullarda safra kesesi içerisinde depolanan safra sıvısında bu bileşenlerin dengeli bir oranı mevcuttur ve bu oran sağlıklı safra kesesi tarafından sağlanmaktadır.
Safra kesesinin hastalıklarında bu denge korunamıyor ve safra içerisindeki maddeler çökerek taş oluşturabiliyor. Taşalar farklı sayıda ve farklı boyutlarda görülebilir.
Toplumlarda safra taşı hastalığının yaygınlığı farklılık göstermektedir. Ülkemizde bu hastalık nispeten daha yaygın görülmektedir. Tahmini olarak ülkemizde yüzde 10-15 oranında görüldüğü bilinmektedir. Safra taşının gelişmesinde bazı faktörlerin olduğu düşünülmektedir.
Safra taşı hastalığının gelişmesinde bazı faktörlerin olduğu düşünülmektedir. Bu hastalık herkeste görülebilse de daha çok kadınlarda, kilo fazlalığı olan veya hızlı kilo verenlerde ve bazı hematolojik hastalıklarda daha sık görülmektedir. Safra taşı hastalığı olan bireylerin sıklıkla aile üyelerinde de aynı şikayetlerin olması genetik faktörlerin de büyük rol oynadığını göstermektedir.
Genel olarak safra kesesinde taş olan hastaların yarıdan fazlası bu durumun farkında olmaz ve başka nedenlere yapılan tetiklere ortaya çıkar. Bu hasta grubunda aralıklı olarak sindirim sisteminde hazımsızlık ve karında şişkinlik hissi gibi subjektif şikayetler görülebilir.
Bunun dışında ise yüzde 30-35 hastada hayatının bir döneminde safra taşına bağlı olarak ciddi sorunlar görülebilir. Sıklıkla karında üst kısımlarda olan ağrı, bulantı ve kusma şikayetleri yemeklerden sonra aniden başlamaktadır. Bazı durumlarda ise sorun safra kesesi ile sınırlı kalmaz ve sarılık ile birlikte safra taşına bağlı pankreatit (mide altı bezi iltihabı) görülebiliyor ki bu da ciddi tedavi gerektiren bir durumdur.
Maalesef bu hastalığın etkili bir medikal tedavisi bulunmuyor. Tespit edilen tüm safra taşı hastalarına taşların sayısından ve boyutundan bağımsız cerrahi tedavi önerilmektedir. Bunun da başlıca nedeni safra taşına bağlı kimlerde ciddi sorunların olabileceğinin öngörülememesidir. Sıklıkla gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra planlı cerrahi tedavi yapılması daha çok tercih edilmektedir.
Bununla birlikte bazı durumlarda safra taşına bağlı olarak acil cerrahi tedavi de gerekebilmektedir. Günümüzde cerrahi tedavide laparoskopik yöntemler kullanılmaktadır ve yüzde 95-98 oranında üzerinde başarı sağlanmaktadır. Hastaların uzun tedavi süreçlerine ve ameliyat sonrası nekahat dönemlerine ihtiyacı kalmamaktadır.
Toplumda bu konuda çok yanlış bilgiler dolaşmaktadır. Özellikle ameliyat sonrası hayat boyu diyet gereksinimi, yumurta gibi bazı gıdaların tüketilmemesi ve yağsız besinlere yönelmesi gibi...
Safra kesesinin üretilen safra sıvısını depolamak gibi bir görevi vardır. Ameliyat sonrasında bu görev bir süre sonra karaciğer tarafından üstlenmektedir. Bu nedenle ameliyat sonrası kalıcı bir diyet tedavisine ihtiyaç duyulmaz. Genellikle cerrahi tedavi sonrasında hayatlarında herhangi bir sınırlama yapmamasını ve diyet uygulamamasını hastalarımıza öneriyoruz.