21.06.2021 - 11:38 | Son Güncellenme:
Her deri tipinde bronzlaşma olmaz. Özellikle açık tenli kişiler bronzlaşmak için güneş temasını arttırdıklarında güneş yanığı meydana geliyor. Güneş yanıkları ilerleyen yaşla birlikte deri kanseri riskini yükseltiyor.
Bronzlaşmak, hücre çekirdeklerini zararlı ışınlardan korumak için kullanılan bir mekanizmadır. Derinizin yapısını tanıyın, buna göre güneş temasınızı azaltın. Aksi halde deri hücrelerinde DNA hasarı ve sonucunda ortaya çıkan mutasyonlar deri kanserine neden olabiliyor.
Bulutların güneş ışınlarını ancak yüzde 30 oranında filtreler. Böyle havalarda, özellikle esinti de varsa güneşin yakıcı etkisi fark edilemiyor ve bunun sonucunda şiddetli güneş yanıkları oluşabiliyor. Güneş yanığı da deri kanseri olan melanom riskini 2 kat artırıyor.
Toplumdaki yaygın inanışın aksine, D vitamini eksikliğine neden olmadan güneşten korunabiliriz. Yapılan çalışmalar Türkiye enlemlerinde, güneşin yeryüzüne dik geldiği saatlerde, 30 dakika süreyle yüz ve kolların korunmasız güneş alması durumunda deriden yeterli D vitaminin sentezlenebildiğini gösteriyor.
Buna göre 10.00-16.00 saatleri arasında, 30 dakika korunmasız güneşten faydalanalım. D vitamini eksikliğinin tedavisinde D vitamininden zengin gıdalarla beslenme ve D vitamini takviyeleri güvenle kullanılıyor.
Güneş koruyucuların kansere neden oldukları bilimsel olarak ispatlanmadı. Güneşten koruyan ürünler, ölümcül kanser türü olan melanom riskini yüzde 50 oranında azaltıyor. Bu çok önemli bir kazanımdır.
Ancak kimyasal maddelerin kullanımı hem çevre hem de insan sağlığı açısından dikkatle sorgulanması gereken bir konu. Bu duyarlılıkla yaşa, uygulanacak bölgeye, su temasına, deri tipine ve eşlik eden dermatolojik hastalıklara göre farklı güneş filtreleri tercih ediyoruz.
Güneş koruyucu ürünlerin etkinliği ispatlandı. Ancak bu ürünler tam korunma sağlamıyorlar. Dolayısıyla en iyi korunma, güneş koruyuculara ek olarak güneşin yeryüzüne dik olarak geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında kapalı ortamlarda bulunmak ve son yıllarda kullanımı giderek artmakta olan UV korumalı tekstil ürünlerini giymek.
Koyu tenlilerde de deri kanseri görülebiliyor. Esmer tenli kişiler güneş ışınlarıyla temas sonrası hızla bronzlaşarak güneş ışığının zararlı etkilerinden bir miktar korunuyorlar. Açık tenli kişilerle karşılaştırıldığı zaman deri kanseri riskinin de daha az olduğu görülüyor.
Ancak yapılan çalışmalar bu pigmentasyonun etkisinin 5 koruma faktörlü bir krem kadar olduğunu gösteriyor ve kanserden tam korunma için yeterli gelmiyor.
Yapılan çalışmalarda; solaryum ışınlarının öğlen güneşinin 2-4 katı ışın verdiği ortaya konmuş. Solaryum cihazlarıyla bronzlaşmak deri kanseri riskini 5-6 kat arttırıyor. Deri kanserini önlemek için solaryum kullanımından kesinlikle kaçınmanız gerekiyor.
Deri kanserinin en tehlikeli türü olan melanomların yüzde 0.03’ü mevcut benler üzerinden gelişiyorlar. Bu risk düşük olmakla birlikte çok sayıda beni olan kişilerde hafıza yanıltıcı olabiliyor. Dolayısıyla “Nasılsa çocukluğumdan bu yana var” diye düşünmeyip benlerin renk ve şekil değişikliklerinde mutlaka dermatoloji muayenesi olmak gerekiyor.
Deri kanseri aile öyküsünden bağımsız olarak ortaya çıkıyor. Bununla birlikte ailede özellikle birinci derece akrabalarda melanom ya da melanom dışı deri kanseri olması, riski belirgin olarak artırıyor. Böyle bir durumda aile bireylerinin dermatolojik muayenelerinin ihmal edilmemesi gerekiyor.
Cerrahi yöntem birçok kanser türünde en başarılı sonuç veren tedavi yöntemidir. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi deri kanserinde de hastalıklı dokunun prensiplere uygun olarak belirli bir payla geniş olarak çıkartılması, hastanın yaşam süresini uzatıyor.
Ayrıca hastalığın tekrarlama riskini de anlamlı olarak azaltıyor. Ancak, tedavinin başarılı olması için erken tanı ve erken tedavi gerekiyor.