19.12.2020 - 13:28 | Son Güncellenme:
Hayati fonksiyonlarımız için büyük öneme sahip D vitaminin vücudumuzdaki rolünü, faydalarını ve eksikliği durumunda yaşanabilecekleri Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük Budak şu şekilde açıkladı:
D vitamini, diyetle alınan kalsiyumun bağırsaklardan emilmesini sağlar ve kemik oluşumunda görevli olan osteoblastları (kemiği oluşturan hücreler) uyarır.
Bu nedenle yeterli miktarda D vitamini alımı kemik sağlığı için şarttır. D vitamini yetersizliği sonucunda çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde ise osteomalazi (yumuşak kemik hastalığı) görülme riski artar.
D vitamini hücre farklılaşması ve çoğalmasındaki etkinliğinden dolayı kanser hücrelerinin çoğalmasını azaltıp apoptozisini (kendilerini öldürmeleri) uyararak kanser gelişim riskini azaltır.
D vitamini beta hücrelerini uyarıp insülin salınımını artırarak tip 1 diyabet gelişme riskini; dokuların insüline duyarlılığını artırarak da tip 2 diyabet gelişime riskini azaltıyor.
Son zamanlarda yapılan çalışmalar, D vitamininin bağışıklık üzerindeki olumlu etkisini desteklemektedir.
D vitamini; hücre, reseptör ve sinyalizasyon yolaklarını içeren birçok mekanizma ile bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudu enfeksiyonlara karşı korur.
Renin anjiyotensin aldosteron sistemininin fazla çalışması hipertansiyona, kalp yetmezliğine ve kan damar duvarlarında kolesterolün yerleşimine neden olabilir.
D vitamini bu sistemi baskılayarak kalp sağlığını koruyucu etki gösterir.
Güneş ışığından yeterince yararlanamıyorsanız D vitamini eksikliği kaçınılmaz olabilir. D vitamininin en iyi kaynağı güneştir.
Yumurta sarısı, ton balığı ve somon gibi yağlı balıklar da D vitamini kaynağı olmasına rağmen güneş ışığından yeterli miktarda yararlanılamadığında D vitamini eksiklikleri görülür, bu durumda hekim kontrolünde takviye yapılması gerekir.
Beslenme veya güneş ışınlarından fazla yararlanma ile vücutta D vitamini fazlalığı görülmez ancak takviye olarak bilinçsizce kullanılan D vitamini fazlalığı toksik etki yaratabilir.
İştahsızlık, bulantı, kusma, kabızlık, baş dönmesi, kas zayıflığı, aşırı susama, aşırı idrara çıkma, kilo kaybı, sinirlilik ve kan basıncında artış gibi sağlık problemleri görülebilir. Bu nedenle takviye hekim kontrolünde yapılmalıdır.
Bu nedenle D vitamini takviyesi hekim kontrolünde kullanılmalı.
Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük Budak'ın verdiği bilgilere ek olarak D vitamini ile ilgili birkaç başlık eklemek istedik:
Uzmanlara göre genel olarak serum D vitamini konsantrasyonunun 30-40 ng/mL arasında olması öneriliyor. Bu düzeyi sağlamak için 70 yaşına kadar günlük 600 IU, 71 yaşından itibaren ise günlük 800 IU D vitamini alımı öneriliyor.
İkisi de yağda çözünen vitaminlerdir. D vitaminin vücudumuzdaki esas işlevlerinden biri kalsiyum emilimini teşvik ederek kanda yeterli kalsiyum düzeylerinin sağlanmasıdır. K vitamini ise kan pıhtılaşması için gereklidir ve kalsiyumun kemikler ile dişler üzerinde etkili kullanılmasını sağlar.
Yani hem D hem de K vitaminin kalsiyum metabolizmasına üzerinde birlikte çalışması faydalardan üst düzeyde yararlanılmasına yardımcı olur.
Sağlıklı insanlarda en az D vitamini düzeyi 40 NG/ML, en fazla D vitamini düzeyi 100 NG/ML, en iyi aralık ise 50-70 NG/ML olmalıdır.
Kronik hastalarda en az D vitamini düzeyi 50 NG/ML, en fazla D vitamini düzeyi 100 NG/ML ve en iyi aralık 60-80 NG/ML olarak belirtilir.
Yeterli D vitamininin vücuda alınması için günde 15 dakika yüz, kol ve ellerin güneş ışığına maruz kalması gerekir.
Maalesef güneşin faydalı olan ışınları pencereden yani camdan içeri süzülemezler. Bu da evde otururken ya da arabada yolculuk ederken derinizde D vitamini üretimi olmayacağı anlamına geliyor. D vitamini üretimini sağlamanın tek yolu, güneş ışınlarının doğrudan cildinize temas etmesidir.
Bu mümkün değil çünkü uzmanlara göre günlük D vitamini ihtiyacını karşılamak için en az 10 bardak D vitamini katkısı ile güçlendirilmiş süt tüketmek gerekiyor. Romatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Barış Gündoğdu "Bu pratikte mümkün değil. Ayrıca süt fazla tüketildiğinde süt-alkali denilen rahatsızlığa yol açabilir" uyarısında bulunuyor.
Gün içerisinde kapalı ortamda fazla vakit geçirenlerde, ciddi düzeyde karaciğer ve böbrek hastalığı olanlarda, koyu tenli kişilerde, yaşlılarda, verem ilacı ile sara ilacı kullananlarda, sürekli vücudunu örten kıyafetler giyenlerde D vitamini eksikliği çok görülüyor.
Yaş ilerledikçe cilt incelir, dolayısıyla D vitamini üretimi azalır. Dolayısıyla ileri yaştaki insanlar da D vitamini eksikliği daha fazla yaşanır.
Tüm bebeklere en az 1 yaşına kadar D vitamini takviyesi verilir. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Ahmet Özen bunu şöyle açıklıyor: "Anne sütünün 1 litresinde 12-60 IU D vitamini bulunur ve bu miktar bebeklerin günlük 400 IU olan gereksinimini karşılayamaz.
Ayrıca bu dönemdeki bebeklerin aldığı diğer besinlerde de D vitamini yetersizdir. Bu durumda bebeklik döneminden itibaren güneş ışınları yoluyla D vitamin sentezi veya dışarıdan D vitamini desteği en önemli D vitamini kaynağıdır."
Yağ ve şeker metabolizması üzerinde büyük etkiye sahip olan D vitamininin yetersizliği kilo vermeyi güçleştiriyor, kilo almayı ise kolaylaştırıyor.
Yazın olduğu gibi sonbahar ve kışın da güneşli anları kaçırmayın. Bu anlarda en az 15-20 dakika koruyucu krem sürmeden güneşten faydalanmak gerekiyor.
Yapılan araştırmalara göre D vitamininin özellikle üreme organlarına önemli etkileri var. Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr.Öğr. Üyesi Çağcıl Yetim "Son yıllardaki çalışmalarda D vitamininin kadınlarda her adet döneminde veya kısırlık tedavisi sırasında gelişen yumurta sayısını ve kalitesini artırdığı, yumurtanın sperm tarafından döllenmesini, rahim içi kalınlığı ve oluşan bebeğin rahime tutunmasını kolaylaştırdığı ve böylece gebelik oluşma şansını gerek tüp bebek tedavilerinde gerekse diğer kısırlık tedavilerinde olumlu yönde artırdığı ortaya konmuştur.
Sperm sayısı azlığı ve hareket yavaşlığı sorunlarını yaşayan erkeklerde de D vitamini takviyesinin, özellikle sperm hareketini hızlandırarak ayrıca sperm sayısında da bir miktar artış sağlayarak yumurta döllenmesini artırdığı söylenebilir" bilgilerini paylaşıyor.