Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Son yıllarda şehirlerin yoğunluğundan, gürültüsünden ve trafiğinden sıkılan binlerce kişi kendini daha küçük şehirlerin, köylerin, kasabaların dinginliğine bırakacak daha durağan bir hayat yaşamak için hayatını baştan sona değiştirdi. Kimi arabasını satıp karavanına atlayıp çıktı bu yola, kimileri de evini satıp yeni bir yuva yaratmak amacıyla ardına bakmadan yeni bir hayata yelken açtı. Birbirinden farklı göç hikayesi duyduğumuz günlerde belki de en şaşırtıcı olanı Çin'den geldi. 35 yaşındaki Min Hengcai yaşadığı hayatı bırakıp mağaraya yerleşti. Peki ama neden?
'EVLİLİK MANTIKSIZ BİR EYLEM'
35 yaşındaki Min Hengcai Güneybatı Çin'in Sichuan eyaletinde yaşıyordu. Dönem dönem, yaşamı boyunca mücadele ettiği her şeyin boş olduğunu düşünüyor ancak bir şekilde kurulu düzene ayak uydurmayı başarıyordu. Ancak son zamanlarda her şeyden iyice sıkılmıştı, aldığı maaş da yaptığı iş de hiçbir şekilde onu tatmin etmiyordu. Üstelik kazandığı paranın bir çoğunu ailesinin borçlarını ödemek için harcıyordu. Aile kurmamıştı çünkü ona göre evlenmek deyim yerindeyse bir 'deli işiydi' dolayısıyla ömrü boyunca evlenmenin hep çok mantıksız bir eylem olduğuna inandı. Ancak son zamanlarda çalışmakla ilgili de kafasında bazı soru işaretleri vardı. 'Neden ve ne için çalışıyorum?' gibi cevabını bulamadığı bir sürü soru işaretiyle karşı karşıya kalmıştı.
GELENEKSEL YAŞAMI REDDETTİ
Uzun yıllardır taksi şoförlüğü yapan Min Hengcai'nin aylık geliri 1400 dolardı (55 bin 400 Türk lirası). Kazandığı para hayatını normal bir şekilde sürdürmesine ve ailesinin borçlarını kapamasına yetiyordu. Takvimler 2021 yılını gösterirken bir karar verdi. Artık bu işi yapmayacak dahası kendine ait olan evinden de taşınacaktı. Peki nereye? Min Hengcai'nin hikayesi de tam olarak burada tuhaflaşıyordu. Başka bir ülkeye hatta başka bir kıtaya taşınabilirdi ya da farklı bir eyalete ancak onun istediği köklü bir değişiklikti.
Bir gün karar verdi ve verdiği bu karar geleneksel yaşamı reddetmekten geçiyordu. Evliliğin manasız olduğuna inandığı gibi artık çalışmanın da çok boş bir şey olduğunu düşündü. Kendine ait bir evi olan Min Hengcai yakınlarında yaşayan ve dağın tepesinde bir arsası olduğunu bildiği köylünün birinin kapısını çaldı. Ona hayatının teklifini yaptı ve evi karşılığında içinde mağarası da olan o araziyi teklif etti. Köylü bu teklife elbette ki sıcak baktı. Sonuçta dağın tepesindeki bir arazinin karşılığında kim ev almak istemezdi ki?
ŞEHİRDEN 'KARA DELİK'E GÖÇ
Onun bu kararını duyan ailesi hayrete düştü. Neden bir insan evini, işini bırakıp dağın tepesinde yaşamak isterdi ki? Min Hengcai bu kararı aldığında bazı borçları vardı ancak ailesi onun borçlarını kapadı. İşini ve evini ardında bırakıp dağın yolunu tutan Min Hengcai takas ettiği arazinin hemen dibindeki mağarayı kendine bir yaşam alanına dönüştürmeye karar verdi. Yaklaşık 6 bin dolar (237 bin 382 Türk lirası) harcadı. 50 metrekarelik bir mağarayı kendisi için bir yuvaya dönüştürdü.
Min Hengcai'nin hikayesini duyan gazeteciler mağarasının yolunu tuttu. Verdiği röportajlarda yaşadığı bu hayatın uzun yıllardır hayalini kurduğunu, mağarasına önemsizliğini kendisine her daim hatırlatması için 'kara delik' adını verdiğini söyledi. Çalışmak gibi evliliği de reddetmesinin sebebini sorduklarında ise, evliliği zaman ve para kaybı bir eylem olarak gördüğünü ve gerçek aşkı bulmanın imkansız olduğuna inandığını söyledi. Kurduğu bu hayatta oldukça mutlu olduğunu söyleyen Hengcai sabahları 8 gibi uyanıyor, hemen mağarasının önündeki bahçesinde bir şeyler ekip biçiyor, kitap okuyor ve uzun yürüyüşler yapıyor. Çoğunlukla kendi yetiştirdiği yiyeceklerle geçiniyor ve temel ihtiyaçları için arada sırada şehre iniyor.
Geleneksel yaşamın tüm gerekliliklerini reddeden, evliliği, çalışmayı hatta modern bir evde yaşamayı kendisine hak görmeyen Min Hengcai'nin hikayesini duyunca muhtemelen teknolojiyi de reddetmiş olabileceği düşünülüyor. Ancak sanılanın aksine onun bir sosyal medya hesabı, dahası 40 bine yakın takipçisi var. Günlük yaşamını takipçileriyle paylaşıyor ve bunu büyük bir zevkle yaptığını söylüyor. Bazıları onun sosyal medyadaki bu varlığının vazgeçtiği hayatının bir parçası olduğunu yani şimdiki hayatıyla hiç örtüşmediğini düşünse de büyük bir çoğunluk onun modern zamanın filozofu olabileceği fikrinde.