Beylikdüzü Gürpınar Mahallesi'ndeki Çamlık Sitesi'nde bulunan 10 katlı apartmanda dairesi olan ev sahipleri, yaşadıkları binanın depreme dayanıklılığını belirlemek için başvuruda bulundu. Yapılan incelemelerde binaya 'çürük raporu' verildi. Bunun üzerine binadaki 39 aile dairelerini kısa sürede tahliye ederek başka yerlere taşındı. Ancak binada kiracı olarak kalan Fatih Şölen ise ailesi ile binayı terk etmedi. Binadaki birçok daire kapıları, pencereleri sökülerek yıkıma hazırlanırken, 2 aydır apartmanda yaşamayı sürdüren Fatih Şölen, bina ile ilgili yıkım kararının olmadığını ve maddi olarak zor durumda olduğunu, bu yüzden daireyi tahliye etmeyeceğini söyledi.
'MADDİ DURUMUM OLMADIĞINDAN EVİ BOŞALTAMIYORUM'
Yıkım kararı olmadığını iddia eden kiracı Fatih Şölen, "Bizim binamızda kentsel dönüşüm adı altında bir yıkım kararına gidildiğini söylediler. Bütün dairelere bir şekilde hızlı hızlı boşalttılar. Ancak ortada bir yıkım kararı olmadığını belediyeden defalarca sözlü beyan şeklinde aldım. Zaten bunun delili de ses kayıtlarımda mevcut. Her türlü belediyenin burası ile ilgili bir işlem olmadığını, herhangi bir başvuru olmadığını belediye bana beyan etmiş durumda. Ancak şu anda müteahhit ve yıkım firması tarafından tehdit edilir durumdayım. Bir şekilde bu evi hızlıca boşaltmamı istiyorlar. Benim bu evi boşaltacak maddi durumum olmadığından dolayı evimi boşaltamıyorum. Zaten bana söyledikleri olay şu; 'Kentsel dönüşüme giren binalarda eğer yarısı bizden kampanyasından faydalanıyorsa kiracıların mağdur olmaması adına 100 bin TL'lik bir tahliye desteği sunuluyor.' Ancak belediye bana konuyu şöyle açıklıyor. Diyor ki; 'Yıkım ruhsatı çıktıktan sonra sen belediyeye gerekli evraklara başvuru yapacaksın. Belediye sana 90 günlük tahliye süreci belirleyecek. Ve bu tarihin süresi dolmadan da senin tahliye bedelinde hesabına yatıracak.' Yalnız burada bana müteahhidin de yıkım firmasını da söylediği şu; 'Sen gideceksin paran arkandan gelecek.' Böyle bir şey söz konusu bile değil" dedi.
'KESİNLİKLE BİZİ KANDIRMAYA OYNUYORLAR'
Şölen, "Buradan giden insanların 5 kuruş alamayacağının farkında olduğum için burayı terk etmiyorum. Çünkü bunlar kendi işlerini hızlandırmak adına kesinlikle bizi kandırmaya oynuyorlar. Ben bu oyuna düşmeyeceğim. Ailem de daha fazla zor duruma sokmayacağım. Ben yasal haklarımın peşindeyim. Gerekli tüm evraklar, şikayet dilekçeleri, belediyeden aldığım tüm bilgilere sahibim. Binanın kendi içindeki elektrik kesilmiş. Zaten iç duvarları yıkıldığı, iç duvarların içindeki su borularını patlatıp dışarıya attıkları ve suyumu kesemedikleri için o kesilen borulardan hala binanın içine su akmakta. Ve bu su elektriğimiz de açık olduğu için bize bir tehdit oluşturmakta. Ben eşimle, 75 yaşında babamla ve 5 yaşındaki oğlumla yaşamaya çalışıyorum. 2 aydır bu durumda olduğu için ben, ailemi evde yalnız bırakıp işe gidemiyorum. İşe gidemediğim için para kazanamıyorum. Zaten şu anda beni yeterince zor duruma sokmuşlarken bir de acilen evimi terk etmemi istiyorlar. Beni daha da zor duruma sokmanın peşindeler" diye konuştu.
'2 AYDIR BU YALANLARLA BİZİ OYALIYORLAR'
Evden çıkması için tehdit edildiğini iddia eden Şölen, "Dün yıkım firmasının sahibi olduğunu beyan eden Onur isimli kişi beni tehdit etti. Bu tehdidin üzerine ben karakola gidip şikayet dilekçesinde bulundum. Gerekli ifadeler alınmıştır. Sonraki süreci daha takip etmedim. 'Bir haftaya ruhsatı çıkacak' dedi, zaten 2 aydır hep bu yalanlarla bizi oyalıyorlar. 3 güne çıkacak, 5 güne çıkacak. Başvuruları bile söz konusu değil. 'Benim ruhsatım çıktıktan sonra sen oradan nasıl dayanacaksın ki? Bu evi senin başına yıktığımda nasıl oturacaksın ki?' gibi kötü söylemlerle beni tehditkar bir tutumla korkutmuş bulunmakta. Dün burada zaten yıkım firması 10 tane işçi göndermiş. Binanın içindeki tüm yerleri yıkıp, bir şekilde kapılarını pencerelerini satmak adına bir işçi takımı göndermiş. Ben zaten önce yıkım firmasıyla görüşmeden binanın içindeki sesleri duyup arkadaşları uyardım" dedi.
'YARISI DEVLETTEN YARISI BİZDEN KAMPANYASINA KATILDIK'
Binanın eski yöneticisi Mürge Güler, iddiaların doğru olmadığını, yönetim ve firma ile anlaşma sağlandığını ifade ederek, "Önce toplantılarımız başladı, toplantıdan sonra beraber karar alındı. Gittik sözleşme imzaladık hep beraber. Sonrasında karotumuz alındı ve raporumuz çürük çıktı. Raporu devletten aldık. Şöyle bir şey var, çürük raporu ile 'Yarısı devletten yarısı bizden' kampanyasına katıldık. Ve o onaylandığı için zaten buna devam ediyoruz. Bir kiracı, ev sahiplerinin sözleşmeleri imzaladığı halde 12 numaralı kiracı evden çıkamadı, sebebi şu; 'Benim param yok. Taşınamıyorum.' Yıkım yapılmıyor. Boş dairelerdeki eşyalar alınıyor. Yıkım yapılması yok şu an. Gelip gezilebilir. Yıkım yok. Sadece içindeki eşyalar çalınmasın diye, hırsızlıklar olmasın diye içindeki malzemelerimizi; kombiydi, musluktu o tür şeyleri. Maddi değeri olan eşyalar alındı" dedi.
Konuyla ilgili olarak DHA muhabirinin telefonla ulaştığı müteahhit ise, hiçbir usulsüzce yapılan olayın olmadığını, karot raporu örneklerinin olduğunu, binaya çürük raporu verildiğini belirtti. Belediyeden yıkım için onay aldıklarını belirten firma haklarındaki suçlamaları reddetti.
Binadaki daire sahipleri ise yönetim ve ev sahipleri ile birlikte ortak karar alıp, yetkili firma ile anlaşma sağladıklarını ve kiracı Fatih Şölen tarafından mağdur edildiklerini söyledi.
Belediyeden alınan bilgiye göre, zabıta ekipleri bölgede gerekli kontrolleri sağlarken, çevre kirliliği nedeni ile ceza kesildiği belirtildi.