Dünyayı sarsan yemek! Resmi site yayınladı

9 büyüklüğündeki deprem ve hemen ardından kıyıyı vuran 30 metrelik dalgalar Japonya'yı yerle bir ettiğinde, takvimler 11 Mart 2011'i gösteriyordu. Altı dakika boyunca süren tarihi depremin tetiklediği dev tsunami dalgaları Pasifik Okyanusu kıyısındaki Fukuşima Nükleer Santrali'ne çarptı, santralde canlı yayında patlamalar gerçekleşti.

Santralin reaktörleri sular altında kaldı, Çernobil'den bu yana dünya tarihindeki en büykü nükleer felaket kayıtlara geçti. Tokyo yönetimi ise 12 yıl boyunca Fukuşima'da biriken radyoaktif maddelerle dolu suyu ne yapacağına karar veremedi. En sonunda, santralde saklanan 1 milyon tondan fazla atık su 24 Ağustos tarihi itibarıyla Pasifik Okyanusu'na boşaltılmaya başlandı.

Nükleer santraldeki tanklarda biriktirilen 1,34 milyon ton, yani 500 olimpik havuzu dolduracak kadar atık suyun Pasifik Okyanusu'na 2053 yılına kadar kademeli şekilde bırakılması planlanıyor.

ÇİN ANINDA DURDURDU

Japonya'nın adımını Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) onaylasa da, vanaların açılmasına Tokyo yönetiminin komşuları şiddetli şekilde karşı çıkıyor. Çin doğu komşusu Japonya'dan tüm deniz ürünleri ithalatını askıya aldı, Tokyo'ya ateş püsküren Pekin yönetimi Japonya'yı okyanusa 'kendine ait kanalizasyon' muamelesi yapmakla suçladı. Yalnızca Japonya'nın komşuları değil, bölgede balıkçılık yapan binlerce insan da endişeli.

TRİTYUM VE KARBON-14 KALIYOR

Tokyo yönetimi Fukuşima'daki atık suyu 60'tan fazla radyoaktif maddeden arındırmak için filtreleme yöntemi kullanıyor. Ancak suyun radyasyondan tamamen arındırılması mümkün değil çünkü hidrojen ve karbonun radyoaktif izotopları olan trityum ve karbon-14'ü sudan arındırmak oldukça güç.

Uzmanlar çok düşük düzeyde radyasyon yaydıkları için, büyük miktarlarda tüketilmedikçe bu maddelerin tehlike oluşturmadığına inanıyor. Greenpeace gibi bazı çevre örgütleri ise filtreleme sürecinin kusurlu olduğunu söylüyor ve önümüzdeki yıllarda 'muazzam' miktarda radyoaktif maddenin denizde yayılacağı konusunda uyarıda bulunuyor.

Tokyo yönetimi, Pasifik Okyanusu'na atılacak suyun güvenlik standartlarını karşıladığını söylüyor. Dünyanın dört bir yanındaki nükleer santrallerin düzenli olarak Fukuşima'daki arıtılmış suyun üzerinde trityum seviyelerine sahip atık suyu denizlere boşalttığı belirtiliyor.

İLK TESTLER

Japonya, vanaların açılmasından günler sonra nükleer santralin çevresinden alınan deniz suyu testlerinde tespit edilebilir seviyelerde radyoaktiviteyle karşılaşılmadığını duyurdu. Çevre Bakanlığı, santrale yakın 11 konumdan örnek alındığını ve trityum seviyelerinin, tespit limiti olan 7-8 bekerel/litre'nin altında olduğunu açıkladı.

MENÜDE PİRİNÇ DE VAR

Söz konusu açıklamanın üstünden henüz 48 saat bile geçmeden, bu kez Japonya Başbakanı Fumio Kişida ve çok sayıda bakanın yediği öğle yemeği dünya gündemini sarstı. Başbakan Kişida ve bakanlarının öğle yemeği menüsünde, Fukuşima açıklarında tutulan balıklar ve diğer deniz ürünleri vardı. Okyanustan çıkarılan levrek, pisi balığı ve ahtapotun yanı sıra Fukuşima'da üretilen pirinç de menüye girdi.

Kabine deniz ürünleri yiyerek Japonya ve komşularındaki endişeleri gidermeyi denerken, nükleer politikadan sorumlu isim olan Ekonomi, Ticaret ve Endüstri Bakanı Yasutoshi Nishimura öğle yemeğine dair detayları gazetecilerle paylaşıp "Yurt içi ve yurt dışındaki insanları bilgilendirmeliyiz" dedi.

Öğle yemeğinin fotoğrafları ve görüntüsü, kabinenin resmi internet sitesinde yayımlandı.

Tokyo yönetimi, Çin'in ithalat yasağından etkilenen balıkçılar için yüz milyonlarca dolarlık bir kurtarma paketi açıkladı.

JAPON BÜYÜKELÇİLİĞİNİ KUŞATTILAR

Komşu ülkelerin endişelerini gidermeye çalışan Japonya, Pasifik Okyanusu'ndan alınan haftalık test sonuçlarını önümüzdeki üç ay boyunca yayımlayacak.

Ancak Fukuşima'nın atık sularının Pasifik Okyanusu'na boşaltılmasına Japonya'nın müttefiklerinde bile tepki var. Güney Kore’nin başkenti Seul’de de Japon Büyükelçiliği önünde eylem gerçekleşti. Bazı eylemciler büyükelçiliğe saldırmaya çalıştı.