23.06.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Türkiye’nin köklü kamu kurumlarından Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, kuruluşunun 178’inci yılını kendi tarihinden sanatsal bir seçkiyle kutluyor. “Toprağın Hafızası Konuşuyor: 178 Yıllık Bellekten Bir Medeniyet” sergisi Büyük Çamlıca Camii Sergi Salonu’nda ziyarete açıldı. Sergi Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte düzenlenmiş tapu kayıtları, vakfiyeler ve diğer mülkiyet belgeler eşliğinde, sanat ve tarih üzerine okumalar sunuyor.
Hasan Mert Kaya’nın küratörlüğünde hazırlanan sergide yer bulan tapular, haritalar, mühürler yalnızca birer resmi kayıt değil aynı zamanda bir iyilik medeniyetinin yaşayan tanıkları olarak sergileniyor. Sergideki dokümanlar resmi bir belge olsa da tarihin kaydını tutuyor, yazıldığı dönemin estetiğini yansıtıyor.
İlk örnekler Mısır’dan
‘Toprağın hafızası’ en güçlü sembol yapılarından Ayasofya’ya bakarak güçlü bir girizgâhla ziyaretçileri selamlıyor. Fethin güçlü sembollerinden olan Ayasofya’ya dair 65 metrelik Ayasofya Vakfiyesi serginin sunmaya çalıştığı tarih-hafıza ilişkisinin ilk adımı. 1463’te kısmen ceylan derisi üzerine Arapça hat sanatıyla yazılan vakfiye medrese, imâret, han, hamam ve kütüphane gibi kurumların kuruluşunu güvence altına almak üzere zeytinlik, bağ, arsa ve dükkân gelirlerini kayda almış.
Geç Roma döneminde papirüslerde yer bulan Mısır arazi ve konut satış senetlerini de hatırlatarak yolculuğuna devam eden serginin ana ekseninde Osmanlı’nın devlet yapısındaki hassasiyetin ve gücün göstergesi kabul edebileceğimiz tahrir defterleri var. Mufassal, icmâl ve evkâf olmak üzere üç ana kategoriye ayrılan bu defterlerde yerel vergi oranlarından demografik yapıya kadar çok geniş yelpazede bilgiler yer alıyor. Osmanlı fethettiği her kıtada, her bölgede ve en ücra köşede dahi bu defterlerin takipçisi.
Şeyh Mahmud Efendi’ye ait Mülkname-i Hümayun (1624), Osmanlı’nın Yanya vilayetinin Yunanistan’a komşu kısmının haritası (1875), Sarı Ahmed Paşa Vakfiyesi (1485), Musul’a ait zabıt kayıt defterleri gibi belgeler devletin sosyo-ekonomik yapısını ve işleyişini anlamak açısından önemli.
Osmanlı aynı zamanda bir ‘vakıflar’ devleti. Tarihi boyunca sayısız vakfa sahip olmuş imparatorluktaki “Vakf-ı Cedid Defterleri”, sultanlar, şehzadeler, valide sultanlar, sadrazam ve vezirler; paşalar ve ilmiye sınıfına mensup üst düzey devlet görevlileri tarafından kurulmuş vakıflara ait belgeleri de yansıtıyor. “Toprağın Hafızası Konuşuyor” sergisinde her parça, kâğıt kullanımıyla estetik bir gösterge, padişahlara sunulması bakımından kullandığı dil ile edebi bir tavır, Osmanlı ve Cumhuriyet’in toprak-insan ilişkisine yaklaşımı bakımından tarihsel perspektifte sosyolojik yorum.
Sergi 30 Haziran’a kadar Büyük Çamlıca Camii Sergi Salonu’nda görülebilir.
‘Mülkiyetim milletimin’
Sergi ağırlıklı Osmanlı dönemine odaklansa da Cumhuriyet’teki mülkiyet yaklaşımını da yansıtıyor. Özel mülkiyetin korunmasıyla kamu yararı arasında dengenin kurulduğunu gösteren “Atatürk ve Mülkiyet” bölümünde Atatürk’ün sahip olduğu çiftlikleri ve diğer taşınmazları bağışladığına dikkat çekiliyor. Bu bölümde Atatürk’e ait 1928 tarihli tapu senedi tahrir tarihi, 1923’te Ali Fethi Bey’in Atatürk’e sattığı Çankaya’daki bahçeli evin satışına ilişkin evrak-ı müsbite, Mustafa Kemal Paşa adına Samsun’da bugün Gazi Müzesi olarak kullanılan binanın tapusu öne çıkıyor.
Sergi, www.topraginhafizasi.com adresinden çevrimiçi olarak da ziyaret edilebilir.