Kültür SanatHafızanın altına süpürdüklerimiz

Hafızanın altına süpürdüklerimiz

13.04.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:

“Halının Altındakiler”, Taksim’in yeni sanat duraklarından, bağımsız sanatçıları ortak üretime davet eden offgrid art project’te sanatseverleri bekliyor. Sergi; hafıza, yas ve unutuşun katmanlarını yeniden inşa ediyor

Hafızanın altına süpürdüklerimiz

Seray Şahinler - İnsan -bir yönüyle haklı olarak- hayata tutunmanın, kaldığı yerden devam etmenin yolunu acıları, yası sümen altı etmekte, hafızayı istediği gibi yönetmekte bulur. Bir nevi tesellidir, işte bu yüzden “halı altına süpürmek” diye bir kavram vardır dilimizde. Biz süpürdükçe daha gür gelir yenileri… Bağımsız sanatçıları ortak üretime davet eden, Beyoğlu’nun yeni sanat duraklarından offgrid art project, yeni sergisinde bu meseleye sanatın ifadesiyle bakıyor... Küratörlüğünü Nilay Yerebasmaz’ın yaptığı “Halının Altındakiler” sergisi iki genç sanatçıyı buluşturuyor: dokuma işleriyle öne çıkan Defne Parman ve seramik sanatçısı Esra Gezer... Parman ve Gezer, farklı malzeme ve yöntemlerle, bireysel ve kolektif düzeyde sürekli şekillenen, zaman zaman bastırılan, bazen de bilinçli olarak unutulmaya çalışılan bireysel hatıraların günlük yaşantımızla kesiştiği noktaları kendi pratiğiyle yorumluyor.

Haberin Devamı

Nostaljik atıflar

Sergide Defne Parman’ın dikilmiş kumaş ve pamuktan oluşan, projeye özel olarak ürettiği, birbirinden ayrı ama birbirine bağlanan “Memory”, “Remember-ed”, “What if”, “What if I remember”, “What if I don’t remember”, “What if I don’t want to remember” ve “Yumru” adlı işlerini görüyoruz. Girişte izleyiciyi karşılayan “Yumru”, “Memort” ve “Remember-ed” adlı işler, nostaljik atıflarla hafıza örtüsü altına gizleneni hatırlatıyor. Sanatçı, “Whaf if” serisinde ise kelime oyunu yardımıyla hafızayla kurduğumuz ilişkiyi, bağı gösteriyor. Pamuktan oluşan dört ayrı parça, eklenen her yeni kelimeyle yeni anlama sahip oluyor ve böylece hem hafızanın bize hem bizim hafızaya yaptığımız oyunu pekiştiriyor.

Haberin Devamı

Parman, “Bu sergide işlerim hafıza teması altında şekilleniyor. Hatırladığımız, hatırlamak istemediğimiz birtakım durumların soyut şekli… Gördüğünüz her bir parça belirli formlar içerisinde bir yerden kopup gelmiş gibi. Düşündüklerimiz mi unutmak istediklerimiz mi var orada? Ne olursa olsun, biz hatırlamasak dahi o şeyler yaşandı. Bazen o travmalar, bir yırtık gibi kumaştan çıkıp nöronlar gibi karşımızda beliriyor. Gelmese bile kumaşın altındaki varlığını zaten hissediyoruz” diyor.

Hafızanın altına süpürdüklerimiz

‘İyileşmek hatırlamaktan geçer’

Esra Gezer, sergide seramik ve porselen işleriyle hatırlamanın iyileştirici gücüne ve kolektif belleğin taşıdığı yükün ağırlığına odaklanıyor. Sanatçının “Gölgeler” serisinde seramik plakalardan oluşan figüratif görüntüleri var. Buradaki arketipler aslında herkes… “İyileşmenin hatırlamaktan geçtiğini ve hatırlamanın iyileşerek ikili bir duodan ilerlediğini görüyoruz” diyor Gezer. Seramik malzemenin kırılganlığını, hafıza ve yasın kırılganlığıyla birleştirmek başlı başına anıt oluşturuyor. “Gölgeler”, “Kalanlar” ve “Peki, sen o yüzleri hatırladın mı?” işleriyle sergide yer alan sanatçının sergi girişindeki “Rastgele” adlı eseri, balıkçı ağlarına takılan insan kemiklerini çağrıştırıyor. Gezer, burada “Her kemik bir insan. Haberlerde izlediğimiz ‘şu kadar ölü var’ ifadesi o kişilerin kim olduğunu, kimliğini, kişiliğini ve cinsiyetini bir sayı olarak görmemize referans veriyor. Onları sayı olarak görmek, nitelendirmek aslında bir ağ, bir pazar” sözleriyle yasın ve unutuşun kahramanlarını anıyor.

KEŞFETYENİ
Veda krizi! Ateş püskürdü: Bu kısmı bizi ilgilendirir
Veda krizi! Ateş püskürdü: Bu kısmı bizi ilgilendirir

Cadde | 12.04.2025 - 17:40

'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran oyuncu Sibel Taşçıoğlu'na veda paylaşımı yapmayan Evrim Alasya'dan sert açıklama geldi.