09.09.2020 - 16:44 | Son Güncellenme:
AA
YÖK'ün internet sitesinden "Geleceğin Bilim İnsanları İçin YÖK-Gelecek Projesi"ne ilişkin yapılan açıklamada, özellikle gelişmesini büyük ölçüde tamamlayan üniversitelerde, daha özel alanlarda uzman insan gücüne ihtiyaç duyulduğuna işaret edildi.
Bu ihtiyacın karşılanmasının hakkaniyet ve fırsat eşitliği çerçevesinde olması gerektiği vurgulanan açıklamada, meselenin diğer yönünün de üniversitelerin bilimsel faaliyetleri ve misyonlarının, Türkiye'nin kalkınma yolundaki tercihleri ve öncelikleriyle uygun şekilde ilişkilendirilmesi olduğu aktarıldı.
Bütün üniversitelerin ve özellikle kadro rejimi itibarıyla farklı statüdeki devlet üniversitelerinin, kadro kullanımı konusunda Türkiye'nin kalkınma yolundaki yürüyüşüne uygun merkezi bir planlamaya ihtiyacı bulunduğuna işaret edilen açıklamada, üniversitelerde öğretim üyesi ve öğretim elemanı istihdamının YÖK tarihi boyunca merkezi sistemin, yükseköğretim kurumlarına toplam kadro sayısı belirleyerek tahsis etmesi, unvan bazında belirlenen kadroların kurumlarda kullanım izninin kamu yararı gözetilerek YÖK tarafından izne bağlanması, üniversitelerin bunlar için aradıkları özel şartları belirleyip ilana çıkarak atama süreçlerini kendi kararlarıyla sonlandırmaları şeklinde sürdüğü anımsatıldı.
PROJE ÜÇ AŞAMADA GERÇEKLEŞTİRİLECEK
Açıklamada, "Bu sene yükseköğretim tarihimizde akademik kadro kullanımında yeni bir yöntem hayata geçirilecektir. Bu yöntem, 'yeni YÖK' tarafından bir proje mantığı içinde kurgulanmıştır. Projenin adı YÖK-Gelecek Projesi'dir. İlk kez uygulanacak proje üç aşamada gerçekleştirilecek. Birinci aşama öncelikli alan araştırma görevlisi istihdamı, ikinci aşama öncelikli alan öğretim üyesi istihdamı, üçüncü aşama akademik liyakat-kariyer platformu." bilgisi paylaşıldı.
"Bugün yeni bir projenin haberi değil, hayata geçirilen ilk adımının kamuoyuyla paylaşıldığı" vurgulanan açıklamada, "Yeni YÖK olarak, koyduğumuz hedef doğrultusunda yeni bir kurguyu hayata geçiriyoruz. İnşallah diğer projelerimiz gibi bunda da kısa zamanda önemli mesafeler katedeceğiz. Bu projenin bir çıktısı da sistem içinde ülkenin öncelikli alanlarında nitelikli bilgi üretmeye aday olan gençlere imkan tanıma, onlara sahip çıkma ve onların başarının ödüllendirileceğine dair inançlarını pekiştirmek olacaktır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, yeni YÖK tarafından öncelikli alanlar, ihtisaslaşma, açık bilim, üniversitelerde çeşitlilik, araştırma üniversiteleri, bölgesel kalkınma odaklı, mesleki uygulama ağırlıklı ve tematik üniversiteler, temel bilimlerde üstün başarı sınıfları, YÖK 100/2000- öncelikli alanlarda doktora, dijital dönüşüm, geleceğin meslekleri gibi kavramların da daha önce Türk yükseköğretim sistemine kazandırıldığı anımsatıldı.
İLK KEZ 'ÖNCELİKLİ ALANLARDA' ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ İLANINA ÇIKILACAK
Açıklamada, projeyle ilk kez öncelikli alanlarda araştırma görevlisi ilanına çıkılacağı bildirildi.
Uzun yıllardır var olan sistemin genel ve cari uygulama olarak yine süreceği, 2020'de merkezi olarak belirlenen toplam atama izin sayılarının üniversitelere tahsis edildiği belirtilen açıklamada, projenin birinci aşamasına ilişkin, "Fakat bunun yanı sıra, yani devam etmekte olan bu ana yola ilave olarak, hacim itibarıyla daha küçük/daha az sayıda kadronun tahsis edileceği farklı bir yol daha uygulamaya sokulmaktadır. İlk defa uygulanacak bu sistem diğer projelerimizde olduğu gibi YÖK tarafından basit, sade ve yalın bir şekilde kurgulanmıştır." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, bu yöntemin özelliklerine ilişkin şunlar kaydedildi:
"Ülkemizin öncelikli alanlarının belirlenmesi ve bu alanlarda doktora programlarına açılması. İlave kadro tahsisi yapılacak (ilave atama izni verilecek) üniversitelerin, YÖK tarafından belirlenen, ülkemizin öncelikli alanlarında doktora eğitimi verebilme yetkinliğine sahip olması. Tarif edilen kadro için belli bir kişinin değil, ihtiyaç duyulan profilin tanımlanması. Hak ve adalet duygusunu zedelemeyecek, fırsat eşitliğini gözetmek üzere ilan edilen kadro için başvuru yapabilecek yeterince adayın sistemde bulunuyor olmasına dikkat edilmesi. Adayların değerlendirilmesi ve seçiminin cari usule göre üniversitelerimiz tarafından yapılması."
Açıklamada, "Türk yükseköğretim sisteminin 'liyakat ve ehliyet' çerçevesinde şekillendirilmesine ve üniversitelerimizin ihtisaslaşmasına katkı sağlayacak 'Öncelikli Alan Araştırma Görevlisi' atamalarıyla, iki üç sene zarfında yükseköğretimde hissedilebilir iyileşme hedeflenmektedir." değerlendirmesine yer verildi.
YÖK tarafından belirlenen koşulların dışında özel şart koşulamayacak
"Proje kapsamında, Türkiye'nin öncelikli alanları belirlenmiş ve 'adrese teslim' olmamak kaydıyla bu alanlarda doktora eğitimi yapan öğrencilere araştırma görevlisi kadrolarına atanma imkanı tanınmıştır." bilgisi paylaşılan açıklamada, genel kadro kullanımı üniversitelerce sürdürülürken, bu daha az sayıdaki araştırma görevlisinin atanmasında Türkiye'nin önceliklerine odaklanıldığı ancak YÖK tarafından belirlenen koşulların dışında şart koşmamak kaydıyla süreçlerin yürütülmesinin yine üniversitelere bırakıldığı belirtildi.
Açıklamada, "Öncelikli alanlara araştırma görevlisi atanmasını hedefleyen ve 'yeni YÖK' tarafından sade ve yalın şekilde kurgulanan bu proje, diğer pek çok projemiz gibi Türk yükseköğretimi için bir ilktir." ifadeleri kullanıldı.
EK ATAMA İZİNLERİ VERİLDİ
2020'de "yeni YÖK" anlayışı çerçevesinde Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu alanlardaki nitelikli insan gücünü karşılayabilmek için "Öncelikli Alanlar Araştırma Görevlisi" kadrosu için "ek" atama izinlerinin de verildiği bildirilen açıklamada, izin verilen öncelikli alanlardan bazıları şu şekilde sıralandı:
"Yapay Zeka, Veri Bilimi, Mikro ve Nanoteknoloji, Akıllı ve Yenilikçi Malzemeler, Gıda Üretimi, İşleme ve Teknolojisi, Gıda Biyoteknolojisi, Sürdürülebilir Tarım, Zootekni ve Hayvan Besleme, Moleküler Farmakoloji, İlaç Araştırmaları ve Aşı, Biyoteknoloji, Uluslararası Güvenlik ve Terör, Eğitimde Dijitalleşme, İnsan Beyni ve Nörobilim."
"ÖNCELENEN 'KİŞİLER' DEĞİL, 'ÖNCELİKLİ ALANLAR'DIR"
Açıklamada, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Yükseköğretim sisteminde 2 bin 200 öğrencimiz, çeşitli üniversitelerde, öncelikli alan olarak belirlenen bu alanlarda doktora eğitimlerine devam etmektedir. Diğer bir ifadeyle hiçbir pozisyon/kadro ilanı belirlenmiş kişiler için olmayıp, belirlenmiş alanlar içindir. Burada öncelenen 'kişiler' değil, 'öncelikli alanlar'dır.
Bu projeyle ülkemizin öncelikli alanlarında nitelikli insan gücü ihtiyacını ve öğretim üyesi eksikliğini gidermek için önemli bir adım atılmaktadır. Bu kadrolara yapılacak atamaların tamamıyla 'liyakat' çerçevesinde olması için, belli bir üniversitenin havuzundan değil, Türkiye'nin havuzundan yararlanılarak gerçekleştirilecek olması, bu önemli adımı daha da değerli kılmaktadır."
Açıklamada, ayrıca yeni YÖK'ün girişimleri sonucunda temel bilimler, ziraat, orman, veterinerlik, su ürünleri, astronomi ve uzay bilimleri, yer bilimleri ve felsefe alanlarında lisans bursları ve "YÖK 100/2000 Doktora Projesi" ile de doktora bursu verildiği anımsatıldı.
"Öncelikli alan öğretim üyesi istihdamı" da yakında açıklanacak
YÖK-Gelecek Projesi'nin ikinci aşamasına ilişkin de açıklamada şu bilgilere yer verildi:
"Projenin ikinci ayağı ise ülkemizin kalkınma yolundaki öncelikli ve özellikli alanlarında öğretim üyesi atamaları için verilecek olan 'ek' izinlerden oluşacaktır. Üniversitelerimizin bu alanlarda temayüz eden ilgili bölümlerine tahsis edilecek olan 'ek' öğretim üyesi kadro ilanları ile 'başarılı bölümler' daha da güçlendirilmek suretiyle ödüllendirilecektir.
Projenin 'Öncelikli Alan Öğretim Üyesi' ayağı önümüzdeki günlerde akademi camiası ve kamuoyuyla paylaşılacaktır. Bu paylaşımda üniversitelerin ve alanların nasıl seçildiğine dair bilgilendirme de yapılacaktır. Böylelikle bu ay içinde YÖK-Gelecek Projesi'nin üç aşaması da hayata geçirilerek sisteme kazandırılmış olacaktır. "