GündemAdım adım zafere götüren süreç! '215'lik mermiyi taşıyan tek kişi Koca Seyit değil'

Adım adım zafere götüren süreç! '215'lik mermiyi taşıyan tek kişi Koca Seyit değil'

18.03.2025 - 06:56 | Son Güncellenme:

Çanakkale Zaferi’nin 110. yılında, ardında binlerce isimsiz kahramanın olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz. Onlardan biri de Seyit Onbaşı. Ancak tarih sahnesinde tek başına anılmasının sebebi, sadece onun fotoğrafının çekilmesi. "Çanakkale Zaferi yalnızca kahramanlıkla kazanılmadı" diyen Dr. Öğr. Gör. İsmail Sabah, destansı zaferin bilinmeyen detaylarını anlattı.

Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - 17 Mart 1915… Mustafa Kemal Atatürk, arkadaşı Madam Curinne'e yazdığı mektupta, "İki aydır buradayım. Eğer burada kalmaya devam edersem, kuvvetle muhtemel başarılı olacağım" diyordu. Mektubunu ise "Beni unutmayınız, hatta bu harpte ölsem bile" sözleriyle noktaladı. Bugün, bu satırların üzerinden tam 110 yıl geçti. Çanakkale Zaferi'nden bir gün önce kaleme alınan bu mektupta bahsedildiği gibi, Türk milleti ne Ata'sını ne de Çanakkale'de can veren kahramanlarını unuttu. Geçen yıllar içinde yapılan araştırmalar, her seferinde yeni bir kahramanlık hikayesini gün yüzüne çıkardı. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, cephede ve cephe gerisinde fedakarca savaşan binlerce isimsiz kahramanın anısı, hâlâ Türk milletinin yüreğinde yaşamaya devam ediyor.

Haberin Devamı

'ZAFERE GÖTÜREN SÜRECİ TAM ANLAMIYLA BİLMİYORUZ'

Bigali Mehmet Çavuş, Seyit Onbaşı,Safranbolulu Mehmet Çavuş, Tabib Binbaşı Mehmet İsmail Bey… Çanakkale destanının yalnızca isimlerini bildiğimiz kahramanlarından bazıları. Ancak zaferi sadece kahramanlık hikâyeleriyle ele almak yeterli değil. "Çanakkale Zaferi yalnızca kahramanlıkla kazanılmadı; stratejik kararlar, titizlikle hazırlanmış planlar ve sahada yürütülen askeri taktikler zaferin temel taşlarını oluşturdu. Elbette kahramanlık bu sürecin en önemli unsurlarından biri, ancak tek başına yeterli olması mümkün değil. Birbirine eklemlenen pek çok değişken, doğru zamanda alınan kararlarla birleştiğinde bu büyük zafer ortaya çıktı. Ne yazık ki Türk milleti olarak Çanakkale Zaferi'nin ardındaki süreci tam anlamıyla bilmiyoruz" diyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, adım adım zafere giden yolu Milliyet.com.tr'ye anlattı.

Haberin Devamı

Adım adım zafere götüren süreç 215lik mermiyi taşıyan tek kişi Koca Seyit değil
Anafartalar Grubu Komutanı Mîralay Mustafa Kemal Atatürk karargâh subayları ile birlikte

Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı’na girmemek için dirense de, kaderin çizdiği yolda 2 Ağustos 1914’te Almanya ile ittifak imzalandı. Yine de Osmanlı bir süre tarafsızlığını korudu. Ancak 10 Ağustos 1914’te Goeben ve Breslau adlı iki Alman zırhlısı, Enver Paşa’nın onayıyla Çanakkale Boğazı’ndan geçti. Bu hamle, İngiliz ve Fransız gemilerini Boğaz'ın girişine yığdı. 29 Ekim 1914’te Alman gemileriyle birlikte Alman Amiral Wilhelm Anton Souchon komutasında Osmanlı’nın Karadeniz’de Rus limanlarını bombalaması ise dönüşü olmayan yolu açtı. Osmanlı, artık savaştaydı.

Bunun üzerine Churchill, ısrarla Çanakkale’de bir cephe açılmasını önerdi. Çanakkale Boğazı'nı abluka altına alan müttefik filolarına "Çanakkale Boğazı'nı bombalayın" emri verdi. Böylece Çanakkale Boğazı'nda yönelik ilk saldırı 3 Kasım 1914 tarihinde gerçekleşti. "Bu muharebe esnasında olayın görgü tanıklarından biri olan Şemsettin Çamoğlu hatıralarında saat 06.15’te gemilerin Boğaz'a yaklaştığı görülünce bütün bataryaların faal hale getirildiğini ve saat 06.55’te ise bombardımana başladığını söylüyor" diyen Dr. İsmail Sabah, böylece Çanakkale'nin ilk şehitlerini de vermiş olduğumuzu söyledi.

Haberin Devamı

Adım adım zafere götüren süreç 215lik mermiyi taşıyan tek kişi Koca Seyit değil
3 Kasım bombardımanı sonrası Seddülbahir Kalesi

ÇANAKKALE'NİN İLK ŞEHİTLERİ

17 dakika süren bu bombardıman esnasında mermilerden bazıları Seddülbahir'deki merkez tabyaya isabet ederek cephaneliğin uçmasına sebebiyet verdi. Aslında Şemsettin Çamoğlu'nun hissettiği ve duyduğu gürültülü saldırının sebebi merkez cephaneliğin infilak etmesiydi. Bu esnada da 81 er ve subayımız adeta parçalanarak şehit oldu. "Çanakkale Muharebelerinin de ilk şehitleri bu askerler. Henüz taraflar birbirine resmi olarak da savaş ilan etmiş değil. Zaten bu olaydan sonra Osmanlı Devleti 11 Kasım'da resmi olarak savaş ilan ediyor. Şemşettin Çamoğlu 'O bombardımanda şehit olan arkadaşlarımızın vücut bütünlüğü yoktu' diyor, parçalanarak şehit olduklarını teyit ediyor. Bu hadise ile birlikte bütün dikkat artık Çanakkale Boğazı’na dönmeye başlıyor. Öncesinde hazırlıklar var ancak bu saldırı dikkati daha da önemli bir seviyeye taşıyor. Tansiyonun yükselmeye başladığını görüyoruz" ifadelerini kullanan Öğr. Gör. Dr. İsmail Sabah, bu saldırıdan sonra Çanakkale Boğazı'nın mayınlanmaya başlaması ve Boğaz'ın giriş çıkışlara kapatılması kararlarının alındığına dikkat çekti.

Haberin Devamı

3 Kasım'daki saldırının ardından 19 Şubat ve 25 Şubat 1915'te yapılan bombardımanlar da Osmanlı istihkamlarını yıprattı. "18 Mart'a giden süreç 19 Şubat 1915 tarihinde başlıyor" diyen Dr. Sabah, 18 Mart'a kadar düşman devletlerin her türlü çalışmayı ve saldırıyı yaptıklarını söyledi.

Ve 18 Mart saat sabah 10.30... Düşman gemileri Çanakkale Boğazı'ndan içeriye girdi. Saat 11.30'a geldiğinde istenilen görüş şartı oluştuğu için Birleşik Filo ateşe başladı. Saat 12.06'ya geldiğinde Birleşik Filo komutanı Amiral de Robeck yapılan tahribatı yeterli görerek A hattının önünde yani Türk istihkamlarına daha yakın bir noktada konumlanacak ve B hattını oluşturacak olan Fransız gemilerine ileri hareket emri verdi. 12.30’da bu gemiler B hattından konumlandıktan sonra artık Türk ateş menzilinin içerisine girdikleri için 18 Mart'ın en dehşetli anları da yaşanmaya başladı. Tabyalar çöktü, topların bazıları toprak altında kaldı hatta bombardımanın hedefi olduğu için Çanakkale Şehir Merkezi’nde yangınlar çıktı.

AMİRAL ROBECK MAYINLARDAN HABERSİZDİ

Saat 13:45’te Amiral de Robeck tahribatı yeterli gördü ve mayın temizleme harekatına geçilmesini kararlaştırarak yıpranan Fransız gemilerinin geri çekilmesini emretti. Fransız gemileri geri çekilecek, üçüncü sırada bekleyen İngiliz gemileri bunların yerini alacak ve aynı zamanda da mayın temizleme harekatı başlayacaktı. Çünkü Birleşik Filo'nun amacı mayın hatları arasından bir kanal açıp gemilerin emniyetli bir şekilde Marmara'ya intikalini sağlamaktı. Bu arada Fransız gemileri geriye çekilirken saat 13:54'te Fransız Bouvetin zırhlısında müthiş bir patlama oldu ve bir buçuk 2 dakika gibi çok kısa bir sürede gemi 700 üzerindeki mürettebatıyla birlikte Çanakkale Boğazı'nın dibini boyladı.  O kadar hızlı battı ki gemiden yalnızca 66 kişi kurtarılabildi. 

Haberin Devamı

Adım adım zafere götüren süreç 215lik mermiyi taşıyan tek kişi Koca Seyit değil
Bouvet Zırhlısı'nı denizin dibine gönderen Rumeli MecidiyeTabyası kumandanı Yüzbaşı Hilmi ve Mülazım Fahri Beyler (solda) / Bouvet Zırhlısı'nın batışı (sağda)

Gemi çok hızlı bir şekilde batınca ani bir şok dalgası yarattı. Bir an için de olsa savaş durmuştu. Ve o zamana kadar yoğun bombardıman altında kalmış olan Türk istihkamcıları için de moral oldu. İngiliz gemileri bu sefer muharebe hattındaki yerlerini aldı. Muharebe tekrardan şiddetlendi. İngiliz gemileri de isabetler almaya başlayınca Amiral Robeck saat 15.00'te mesafe açma emri verdi. Mesafe açmadan kastı biraz daha geriye gelmelerini emretmekti. Ve saat 16.15’te İngilizlerin Irresistable Zırhlısı'nda bir patlama meydana geldi. Bu gemiden kurtarılan askerlerin bir kısmı Amiral Robeck'in de olduğu Amiral gemisi olan Queen Elizabeth Zırhlısı'na getirildi. Ancak batan gemiden gelenler bir mayına çarpmış olduklarını söylediklerinde Amiral Robeck dökülmüş mayınlardan haberdar oldu. Mayın hatları arasında bulunduğunu öğrenince ve gemilerin mayına çarparak battıklarını öğrenince artık yapacak bir şeyinin kalmadığını da fark etti.

"18 Mart'tan 10 gün önce yani 8 Mart'ta Nusrat tarafından döşenmiş olan bu mayınlar muharebenin seyrinde inanılmaz büyük bir önem taşıyordu." - Öğr. Gör. Dr. İsmail Sabah

'ZAFERİ SAVUNMAYI BOĞAZ İÇİNDE YAPMAK GETİRDİ'

Bunun üzerine 16:50'de Amiral, artık yapacak bir şey kalmadığına kanaat getirdi ve çekilme emri verildi. Ancak İngilizler için felaket hâlâ bitmiş değildi. Saat 18.05'te de İngilizlerin Ocean zırhlısı yine Nusrat'ın döşemiş olduğu mayınlardan birine çarpıp aynı zamanda da bir top mermisi isabeti alarak hareketten atıl bir şekilde kaldı ve Çanakkale Boğazı’nın dibini boyladı. İngilizler 3 tane büyük gemisini Çanakkale Boğazı'nda terk ederek çekilmek zorunda kaldı.

Adım adım zafere götüren süreç 215lik mermiyi taşıyan tek kişi Koca Seyit değil
Saat 16.15'de Nusrat'ın mayınlarından birine çarpan İngiliz Irresistible Zırhlısı

Peki 18 Mart günü Türk milletine böylesi bir zaferi getiren ne oldu? "Bize zaferi getiren en büyük sebep ya da birinci sebep Türk tarafının doğru bir karar vererek savunmayı Boğaz girişinde ya da dışında değil Boğaz içinde yapmaya kararlaştırması ve ona göre bir savunma düzeni almasıdır" diyen Öğretim Görevlisi Dr. İsmail Sabah, "Böylelikle dar bir sahada hem manevra kabiliyeti düşecek, hem de her 2 taraftan ateş altına alınabilecekti. 18 Mart'ta zaferi getiren en önemli sebep de buydu. Öte yandan 18 Mart'a kadar geçen dönemde boğaz sürekli izleniyor. Bu keşiflerle ilgili raporlar yazılıyor. Bunlar komuta heyetinin önüne geliyor. Bu raporlarda dikkati bir şey çekiyor. Çanakkale Boğazı’ndan içeriye giren Birleşik Filo'ya ait gemilerin manevra alanı olarak Çanakkale Boğazı'nın en geniş noktası olan Erenköy Koyu'nu kullandıkları görülüyor. İkinci stratejik bir karar daha verilerek o zamana kadar Çanakkale Boğazı'na döşenmiş olan 10 mayın hattının aksine 11. mayın hattı 8 Mart sabahı Nusrat tarafından kıyıya paralel bir şekilde yani manevra alanını daraltacak ve Erenköy koyunu kapatacak şekilde döşeniyor. Ve biz bu hazırlıkla Çanakkale Boğazı'nı savunmaya başlıyoruz" dedi.

Adım adım zafere götüren süreç 215lik mermiyi taşıyan tek kişi Koca Seyit değil
Seyit Onbaşı'nın Harp Mecmuası'nda yayınlanan fotoğrafı (solda) / Seyit Onbaşı'nın savaştan sonra köyünde çekilmiş bir fotoğrafı (sağda)

MERMİYİ TEK KOCA SEYİT TAŞIMADI

İsmail Sabah 18 Mart'ın yalnızca kahramanlıkla değerlendirmemesi gerektiğin şu ifadelerle açıkladı:

"O gün kahramanlarımız yok muydu, vardı. Zafere götüren stratejiyle birlikte elbette ki zafere götüren bir diğer önemli sebep de o müthiş bombardıman altında askerimizin metaneti ve cesaretiydi. Bunlardan biri de hepimizin de bildiği üzere Havranlı Koca Seyit'ti. Bununla ilgili belgelere baktığımızda 190 ila 215 kilo arasındaki mermileri taşıdığını görüyoruz. Tabii bu mermileri taşıyan sadece Koca Seyit de değil. Yüzbaşı Mehmet Hilmi Bey’in hatıralarına baktığımızda aslında birçok askerin mermileri taşıdığını görüyoruz. Ancak Koca Seyit’in fotoğrafı çekildiği için Çanakkale kahramanı olarak öne çıkıyor. Şöyle düşünün; savaşta Türklerin harcadığı top mermi sayısı 2 bin 250. Bizim bütün tabyalarımızdan ateşlenen top sayısından bahsediyorum. Sadece o gün Dardanos Bataryası'na Birleşik Filo'nun attığı top mermi sayısı 4 binin üzerinde. Böyle müthiş bir bombardıman altındaydı bu askerler. Dardanos Bataryası’nda görevli Batarya Komutanı ÜstTeğmen Hasan ve Teğmen Mevfus isabet nedeniyle 18 Mart'ta şehit oldular."

KEŞFETYENİ
Uzun zaman sonra ilk kez paylaştı! İddialara son nokta
Uzun zaman sonra ilk kez paylaştı! İddialara son nokta

Cadde | 18.03.2025 - 07:51

Son dönemin en popüler isimlerinden biri olan Şeyma Subaşı, geçtiğimiz günlerde eski eşi Mohammed Alsaloussi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. Aşk hayatı merak edilen Subaşı'dan dikkat çeken yeni kare geldi.

Yazarlar