11.01.2022 - 12:29 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Avrupa'da koronavirüs pandemisinin merkezi haline gelen Fransa'da sular durulmuyor. Günlük vaka sayılarının 300 bini aşmasıyla salgın karşısında alınan önlemler sıkılaştırıldı. Başbakan Jean Castex, yeni önlemleri anlattığı basın toplantısında pandeminin "sonu olmayan bir film gibi hissettirdiğini" söylerken, Macron'un açıklamaları ise gündeme bomba gibi düştü.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa'da koronavirüs aşısı olmayı reddedenlerin hayatını zorlaştıracağı uyarısında bulunmuştu. Macron, Le Parisien gazetesine verdiği demeçte "Onları gerçekten rahatsız etmek istiyorum ve bunu yapmaya devam edeceğiz, sonuna kadar" ifadelerini kullanmıştı.
Siyasi rakipleri her ne kadar Macron'un bu söyleşide kullandığı sert dilin bir cumhurbaşkanına yakışmadığını savunsa da, Fransa Cumhurbaşkanı geri adım atmayacağını duyurmuştu.
Macron'un bu açıklamaları, aşı pasaportu konusundaki yasa tasarısı oylamasının, hükümete karşı birleşen milletvekillerinin çabasıyla geciktirilmesinin ardından gelmişti.
Emmanuel Macron, Le Parisien gazetesine yaptığı açıklamada, "zorla aşı yapmayacağını" ancak "sosyal hayattaki faaliyetlere erişimlerini mümkün olduğunca kısıtlayarak" insanları aşıya teşvik etmeyi umduğunu ifade etmişti.
Fransız lider, "Aşısızları hapse atmayacağım. Onlara şunu söylemeliyiz; 15 Ocak'tan itibaren restoranlara gidemeyeceksiniz, kahve içmeye gidemeyeceksiniz, tiyatroya gidemeyeceksiniz. Sinemaya gidemeyeceksiniz" demişti.
44 yaşındaki Cumhurbaşkanı Macron'un aşısızları rahatsız etmek ya da "sinir etmekten" bahsetmesi argo olarak değerledirildi ve muhalif siyasetçilerden tepki çekmişti.
Aşırı sağcı lider Marine Le Pen ise Twitter hesabında "Bir Cumhurbaşkanı bunu söylememeli. Emmanuel Macron makamına yakışmıyor" dedi. Solcu siyasetçi Jean-Luc Melenchon ise Macron'un sözlerini "müthiş bir itiraf" diye tanımlamıştı.
Fransız bir politikacı ise, Pazar günü evinin önünde toplanan göstericiler tarafından protesto edildi. İktidardaki La République en Marche partisinin bir üyesi olan Stephane Claireaux'nun evinin önü, çamur, taş ve deniz yosunu ile bombardımana tutuldu.
Sosyal medya platformu Snapchat'te paylaşılan görüntüler, Macron'un aşılanmamış insanları hayatlarını zorlaştırmak istediği açıklamalarından kısa süre sonra geldi.
Ocak ayı ortasında yürürlüğe girebilecek yasa, negatif test gösterme seçeneğini ortadan kaldıracak ve aşılanmamış kişilerin kapalı kamusal alanlara girmesini etkin bir şekilde yasaklayacak.
57 yaşındaki siyasetçi Claireaux, saldırıyla ilgili yasal şikayette bulunacağını söyledi ve Pazartesi günü yaptığı yorumlarda 'posta yoluyla ölüm tehditleri' aldığını açıkladı.
Pazartesi günü yaptığı açıklamada Claireaux, France Info'ya, "Açıkçası yasal bir şikayette bulunacağım. Bazı insanlar doğru kararların alınmadığını düşünüyor. Hepimiz posta yoluyla ölüm tehditleri alıyoruz, bunun bir an önce durması gerekiyor." dedi.
Fransa Denizaşırı Bakanı Annick Girardin, Claireaux'ya yönelik saldırıyı kınadı ve "Claireaux'ya kendi evinin önünde yapılan saldırı kesinlikle kabul edilemez. Görüntüler son derece şoke edici" dedi.
Macron'un partisinin ulusal meclisteki grubunun başkanı Christophe Castaner, geçen yıl milletvekillerinin toplam 332 ölüm tehdidi aldığını ve birçoğunun saldırıya uğradığını söyledi.
Avrupa'da salgının merkezi haline gelen Fransa'da koronavirüs vakaları büyük artış gösterdi. Ülkede günlük vaka sayıları 300 bini aştı.
Öte yandan salgının merkezüssü olan Çin, 2 Omicron vakası görülen 5.5 milyon nüfuslu Anynag şehrini karantinaya aldığını açıkladı. Koronavirüs salgınının başladığı Çin, vaka sayılarındaki artışın önüne geçmek için bir kenti daha karantinaya aldı.
Anyang’da 2 Omicron vakasının doğrulanmasının ardından Çin hükümeti, dün akşam saatlerinde şehir sakinlerine evlerinden çıkmamaları uyarısında bulunarak şehrin karantinaya alındığını duyurdu.
5 buçuk milyon nüfusa sahip olan Anyang’da yetkililer, şehri toplu test yapılmasının kolay olması nedeniyle karantinaya aldıklarını belirtti. Şehirde, temel ihtiyaç malzemeleri satan mekanların dışında ise tüm mekanların kapalı olacağı açıklandı.
Ancak yapılacak toplu testten sonra kentteki karantinanın bitip bitmeyeceğine ilişkin bir açıklama yapılmadı. Kovid-19 vakalarında ciddi bir artış yaşanan ülkede, geçtiğimiz ay da 13 milyon nüfusa sahip Xi’an şehri ve 1.1 milyon nüfuslu Yuzhou kenti karantinaya alınmış, kısıtlamalar sertleştirilmişti.
Çin sosyal medya sitesi Weibo'ya yüklenen resimler, sağlık görevlilerini polis arabalarıyla çevrili bir otobüs konvoyunun yanında tam koruyucu kıyafetler içinde gösterdi.
İnternette yayınlanan diğer görüntüler, karantina tesislerindeki ucuz ranzalar ve küçük masalarla dolu sade yaşam alanlarını gösteriyordu. İnsanlar odaların soğuk olduğunu ve yetkililerin kalacak çocuklar ve yaşlılar için uygun düzenlemeleri yapmadığını iddia etti.
Birisi şunları yazdı: "Burada hiçbir şey yok, sadece temel ihtiyaçlar... Kimse bizi kontrol etmeye gelmedi, bu nasıl bir karantina? Gece binden fazla kişiyi aldılar, çoğumuz yaşlı ve çocuk. Herhangi bir uygun düzenleme yapmadan bizi buraya yerleştirdiler."
Geçtiğimiz haftalarda Weibo'da bir kişi, "Açlıktan ölmek üzereyim. Yiyecek yok, evimden dışarı çıkmama izin verilmiyor ve hazır eriştelerim bitmek üzere... lütfen yardım edin!" diye yazdı.
Bir başkası yaşananlara isyanını "Artık her şeyin yolunda olduğuna dair laflar duymak istemiyorum. Erzak bu kadar bol deniyor ancak bunları gerçekten insanlara vermezseniz işe yaramazlar" sözleriyle anlattı.
Xi'an yetkilisi Chen Jianfeng gazetecilere verdiği demeçte, yerel hükümetin, toptancı pazarları ve süpermarketleri denetleyen kadrolarla birlikte dağıtımı hızlandırmak için işletmeleri harekete geçirdiğini söyledi.
Resmi bir bildiriye göre eyalet yetkilisi Liu Guozhong, "Genel bir saldırı durumuna girdik" dedi ve toplumu koronavirüs vakalarından en kısa sürede temizleme hedefine ulaşmanın gerekli olduğunu da sözlerine ekledi.
Kentte gıda sıkıntısı kaygıları devam ederken, kent sakinlerinin son günlerde yiyecek değiş tokuşuna başladığı bildirildi. Sosyal medya paylaşımlarında, bazı kent sakinlerinin yiyecek karşılığında malzeme ve hatta teknolojik cihazlar önerdiği görüldü.
Sosyal medya platformu Weibo'da paylaşılan video ve fotoğraflarda, lahana karşılığı sigara, bulaşık deterjanı karşılığı elma ve hijyenik ped karşılığı sebze değiş tokuş edenler var. Bir videoda da bir genç Nintendo Switch oyun konsolunu bir paket hazır makarna ve iki çörek karşılığında verirken kaydedildi.
Wang soyadlı bir kent sakini RFA Haber'e yaptığı açıklamada "İnsanlar aynı binadakilerle değiş tokuş ediyor, çünkü yeterli yiyecekleri yok" derken, bir adamın pirinç karşılığında akıllı telefonunu ve tabletini verdiği bildirildi.
Bir Weibo kullanıcısı da "Çaresiz vatandaşlar, değiş tokuş çağına geri döndü. Kulak çubuğu patatesle değiştiriliyor" derken, bir kullanıcı da durumu "ilkel topluma geri dönüş" diye tanımladı.
Çin'in düzinelerce kentinde görülen salgınlar, bu yıl denizaşırı ülkelerdeki salgınlardan daha ufak boyuttaydı ancak yerel yönetimlere, daha fazla yayılmayı önlemek için enfeksiyonların mümkün olduğunca erken tespit edilmesini ve kontrol altına alınmasını sağlamaları söylendi, bu da zaman zaman seyahat ve turizmde kesintilere yol açan yeni tedbirleri tetikledi.