12.02.2025 - 14:06 | Son Güncellenme:
Furman Üniversitesi’nde uyku ve rüya üzerine çalışan psikoloji ve nörobilim uzmanı Erin Wamsley, “Aynı kişileri uyku laboratuvarına getirip, uykunun aktif bir aşamasında uyandırıp ne hatırladıklarını sorarsanız bir şeyler hatırlayacaklardır. Herkesin rüyalarını derhal hatırlamaya zorlandığı uyku laboratuvarı koşullarında, çoğu insan her gece en az bir rüyasını hatırlıyor” diyor.
Rüya görmek göreceli sabittir, değişken olan hafızadır. Neden rüya gördüğümüzü açıklayan tek bir yanıt yoktur, rüya görmekle ilgili birçok konu da hala çözülemedi. Ancak bilim rüyaları hatırlamanın neden bu kadar zor olduğuna dair ipuçları verebiliyor.
Rüya hafızası genelde kısa ömürlüdür. Wamsley, “Uyku araştırmaları, rüya esnasında veya hemen sonrasında uyanmaz ve gördüklerinizi düşünmezseniz rüyanızı hatırlamanın çok zor olduğunu gösteriyor” diyor. Uykuda gördüğümüz rüyalara bilinçli haldeyken dikkat kesildiğimizde hatırlarız, diye açıklıyor. Aksi takdirde rüyalar kaybolup gidiyor. Bunun muhtemelen uykuya daldığımızda değişen nörotransmitter (nöronlar arasında iletişimi sağlayan kimyasal) aktivitesinden kaynaklandığı düşünülüyor. Wamsley “Geceleri uyanmak rüyaların daha iyi hatırlanmasını sağlayabilir, hatta birkaç saniyeliğine uyanıp pozisyon değiştirmek normaldir. Ama bu uyanmaların sayısı belli bir eşiği aştığında uyku kalitesini düşürebilir. Kötü uyku genelde daha fazla rüya hatırlamakla ilişkilidir. Birkaç kez uyanmak normal ve sağlıklıdır. Ama çok sık uyanmak genelde bir uyku bozukluğunun işaretidir” diyor.
Uyku, dört farklı evrede gerçekleşiyor. REM uykusu ve üç tür NREM (REM-dışı) uyku, gece boyunca döngüler halinde tekrar eder. NREM 1 uykusu en hafif evredir, uykuya geçiş yapılan ilk aşamadır, her seferinde yalnızca birkaç dakika sürer. Daha sonra, yani NREM 2 evresinde beyin dalgaları yavaşlar, elektrik aktivitesi de kısa patlamalar halinde gerçekleşir. Yetişkinlerin uyku süresinin yarısı bu evrede geçer. Beyin bu evreden NREM 3 veya REM uykusuna geçebilir. NREM 3 evresi, yani derin uyku, beyin dalgalarının iyice yavaşladığı ve daha tutarlı hale geldiği aşamadır. Bu uyku evresi gece erken saatlerde meydana gelir, iyi dinlenebilmek için vazgeçilmezdir ve toplam uyku süremizin yaklaşık dörtte birini oluşturur. Son olarak, REM uykusundaki sinirsel aktivite uyanık beynin aktivitesine benzer. Gözleriniz gözkapaklarınızın altında hızla hareket eder. Uykuda olduğunuz toplam sürenin yaklaşık dörtte biri de bu evrede geçer.
REM uykusunun, rüyaların ortaya çıktığı evre olduğunu duymuşsunuzdur. Wamsley, en canlı, en olaylı ve en uzun rüyalarımızın çoğunun bu aşamada ortaya çıkma eğiliminde olduğunu söylüyor. Ancak uyku evrelerinin her birinde rüya görülebileceğini, REM-dışı evrelerden uyanan kişilerin de bazen yoğun, hikaye gibi rüyalar hatırladığını belirtiyor. Böyle ayrıntılı rüyaları hatırlama olasılığınız REM uykusundan uyanırken çok daha yüksektir. REM uykusundan uyanırken rüyayı hatırlama olasılığı yaklaşık yüzde 80, diğer uyku evrelerinden uyanırken ise yaklaşık yüzde 50’dir.
Rüyaları hatırlamada bir başka etken de gecenin hangi saatinde olduğunuzdur. Sabah uyanacağınız saate ne kadar yaklaşırsanız, beyin aktiviteniz o kadar artıyor. Wamsley’e bakılırsa, birçok insan sabah rüyalarını daha canlı ve hatırlanabilir buluyor. Çünkü beyin aktivitesi iyice artıyor, daha hafif ve aktif bir uykuda oluyoruz çünkü biyolojik ritmimiz bize uyanıklık sinyali veriyor.
Ancak neredeyse hepimizin kullandığı uyanma yöntemi bu eğilimi tersine çevirebiliyor. Harvard Tıp Fakültesi’nde uyku ve hafıza üzerine çalışan bilişsel nörobilim araştırmacısı Jing Zhang, her sabah alarmla uyanıyorsanız rüyalarınızı hatırlama olasılığınızın düşük olduğunu söylüyor. Wamsley de alarmların rüyalarımızı hatırlama olasılığının daha düşük olduğu derin uykudan uyandırabildiğini, oysa hafif bir uyku evresinden doğal biçimlerde çıkabilsek rüyalarımızı daha iyi hatırlayabileceğimizi ekliyor.
Rüyalarınızı daha fazla hatırlamak istiyorsanız, birkaç günlüğüne alarm kullanmamak hatırlamaya başlamak için bir adım olabilir. Uyandığınızda kendinize hemen ne rüya gördüğünüzü sormak da bir başka stratejidir. Zhang, “Her hafıza ödevi gibi, her gün alıştırma yaparsanız daha fazlasını hatırlayabilirsiniz” diyor.
Zhang, “Uyanık yaşamda duygusal anılar daha uzun süre hatırlanma eğilimindedir, duygusal rüyalar da öyledir” diyor. Kişilik de bu süreçte rol oynayabilir. Araştırmalara göre, Beş Faktör Kişilik Envanteri’nde ‘açıklık’ düzeyi yüksek çıkan kişiler rüyalarını daha fazla hatırlama eğiliminde. Ayrıca beynin yapısındaki ve işleyişindeki farklılıklar bazı insanların rüyalarını başkalarına kıyasla daha kolay hatırlamalarını sağlayabiliyor.
Zhang, “Rüyaları araştırmak zordur çünkü kişinin gerçek zamanlı olarak rüya gördüğünü kesin olarak gösteren bir test veya tarama yöntemi yoktur,” diyor. Bilim insanları insanların hatırlayabildiklerine güvenmek zorunda. Bu zorluğa rağmen araştırmalar rüya ile hafıza arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya çıkardı. Zhang ve Wamsley’nin araştırmalarına göre, bir rüyayı hatırlamanız veya hatırlamamanız uyanık yaşamınızdaki hafızanızı ve duygu durumunuzu etkileyebiliyor.