Şövalyelerin adası Malta
18.07.2019 - 12:45 | Son Güncellenme:
Malta, Akdeniz'in tam ortasında yer alan ve tarih boyunca büyük savaşlara sahne olmuş bir yerdir. Osmanlı'nın Rodos'u fethetmesinden sonra Malta'ya kaça St. Jean Şövalyaleri'nin sığındığı Malta, korsanlar için de tarih boyunca iyi bir sığınak oldu.
Malta yüzölçümü bakımından küçük olsa da turizm potansiyeli yüksek bir ada. Tarihi ve konumu, Malta'nın en dikkat çekici yönleri.
Malta adasında ilk yerleşimlerler Neolitik Çağ'dan itibaren başlıyor. Fenikelilerin kalıcı olarak yerleşmeye başladığı ada, ticaret konusunda ilerleme sağlar. Coğrafi olarak Akdeniz'in ortasında yer alan ada hem doğudan hem de batıdan gelen ticaretin kesişim noktasıydı. Bu konumu, adayı tarihi boyunca hem zengin hem de sürekli ele geçirilmek istenen bir yer haline getirdi.
Fenikelilerden sonra Roma hakimiyetine giren ada, Aziz Paul'ün de etkisiyle hızlı bir şekilde Hıristiyanlığı benimsemeye başlar. Roma'nın ikiye bölünmesinden sonra Malta, Doğu Roman İmparatorluğu'nun parçası olur. Ada uzun yüzyıllar boyunca Haçlı şövalyeleri için üs haline gelir.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde kuşatılan Malta, dört aylık çarpışmaya rağmen Osmanlı hakimiyetine girmedi.
İstanbul'dan Malta'nın başkenti Valetta'ya haftanın her günü düzenli uçuşlar gerçekleştirilmekte.
Bunun dışında Malta'ya Sicilya üzerinden deniz yolculuğuyla da gelmek mümkün. Küçük bir alan kaplaması itibariyle adada metro ağı bulunmamakta. Ulaşım ağırlıklı olarak deniz taşıtları ve otobüslerle sağlanmakta.
Malta doğal güzellikleriyle ünlü bir ada. Tarihi yapıları kadar kumsalları da ziyaretçilerin dikkatini çekiyor. Mellieha, Ghajn Tuffieha, Armier ve Ramla L-Hamra adanın en önemli kumsalları. Doğasıyla ön planda olan Malta, birçok Hollywood yapımına da ev sahipliği yaptı. Bunlar arasında Truva, Gladyatör ve son yılların en çok izlenen dizisi Game of Thrones var.
Ğgantija Tapınağı ya da diğer adıyla Devin Kulesi, Neolitik Çağ'dan günümüze ulaşan bir yapıdır. Gozo adasından yer alan tapınak, bölgenin en eski insan yapımı eserlerinden biri konumunda. Öte yandan Malta limanı da doğal bir liman olması nedeniyle turistlerin ilgisini çekmektedir. 1283 yılında inşa edilen ve tüm kuşatmalara direnen Malta Kalesi de görülmeye değer noktalardan biridir.
Nüfusun yaklaşık %90'ının kentlerde yaşadığı Malta'da, ülkenin en büyük gelir kaynağı turizmdir. Dolayısıyla ülkede çok sayıda otel ve pansiyon bulmak mümkün. Öte yandan onlarca İngilizce dil okulunun da bulunduğu adada öğrencilere yönelik pansiyonlar da mevcut. Dil okulları sayesinde adaya her yıl binlerce öğrenci gelmekte.
Malta, sıcak Akdeniz iklimine sahip olması ve küçük yüzülölçümü nedeniyle tarımsal ihtiyaçlarını genellikle dışarıdan karşılar. Ülkenin en önemli ürünlerinden biri Malta eriğidir. Bunun dışında ada mutfağı ağırlıklı olarak deniz mahsüllerine dayanmaktadır.
