01.03.2021 - 12:02 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Doğu Akdeniz'den Suriye ve Libya'ya her yerde Türkiye'nin karşısına çıkan, Yunanistan'a destek için Girit Adası'na savaş uçakları gönderen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) için, yolun sonu göründü.
BAE Libya'da Türkiye'nin desteklediği ve uluslararası toplum tarafından tanınan Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne karşı savaş ağası Halife Hafter'in yanında saf tuttu, ülkeye binlerce paralı asker gönderdi.
Haziran 2020'de Trablus kuşatmasının kırılmasıyla Hafter güçleri Sirte-Cufra hattına çekilmek zorunda kalırken, ilan edilen ateşkesin ardından taraflar BM öncülüğünde 24 Aralık 2021'de başkanlık seçimleri ve anayasa referandumuna gitmek üzere anlaştı.
Amerikan Bloomberg yayın organı, 'Biden Ortadoğu'da rolüne ağırlığını koyarken Birleşik Arap Emirlikleri savaşlardan geri çekiliyor' başlığıyla, Washington'da 20 Ocak'ta yaşanan değişimin Ortadoğu'ya yansımasını haberleştirdi.
Bloomberg, BAE'nin 2011 Arap Baharı'yla başlayan yabancı topraklardaki karışıklıklardaki rolünün değişmesinde ABD'de başlayan Joe Biden döneminin kilit unsur olduğunu yazdı. Bloomberg'e göre, Libya'nın doğusunu kontrol eden General Halife Hafter'e şimdiye kadar silah ve paralı asker gönderen BAE aynı zamanda Yemen'den Eritre'ye kadar birçok noktada etkiliydi.
BAE ve diğer Körfez ülkelerinin kurdukları yakın ilişki sayesinde Donald Trump döneminin keyfini sürdüğünü yazan Amerikan yayın organı, Abu Dabi'de gerçekleşen bir istifaya da vurgu yaptı: BAE'nin Dışişleri Bakanı Enver Gargaş'ın koltuğunu kaybetmesi.
Bloomberg'e konuşan King's College London'dan David Roberts, Abu Dabi için risk hesaplamasının değiştiğini söyledi. BAE'nin Libya'daki askeri denklemin tamamen dışında kaldığı yorumuna yer veren Bloomberg, Kuzey Afrika ülkesinde halihazırda Rus Wagner Grubu'na bağlı paralı askerlerin kaldığını aktarıyor.
Libya'da 75 temsilciden oluşan heyet, Birleşmiş Milletler öncülüğünde Şubat ayı başında yaptığı seçimde, 24 Aralık'taki seçimlere kadar ülkeyi yönetecek dört kişilik geçiş konseyini seçti. Başkanlık Konseyi'nin yeni lideri Muhammed Yunus el Menfi, Başbakan da Abdulhamid Muhammed Dibeybe olacak. Konsey'de yer alacak diğer iki isim ise eski Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Musa el Koni ve Abdullah Hüseyin el Lafi.
Mısratalı bir iş insanı olan Abdulhamid Muhammed Dibeybe, Kanada'danın Toronto kentinde mühendislik yüksek lisansı yaptı. Libya Gelişim ve Yatırım Şirketi'nin başında olan Dibeybe, aynı zamanda Gelecek Akımı Partisi'nin de lideri. Libyalı diplomat Muhammed Menfi de Trablus hükümetinin Yunanistan'a atadığı büyükelçiydi. Ancak 2019'da Trablus hükümeti ve Türkiye arasında deniz yetki alanları anlaşması imzalandığında Atina, Menfi'yi sınır dışı etmişti.
Şubat ayı sonunda hükümet listesini Temsilciler Meclisi'ne sunan Başbakan Dibeybe, "Türkiye ile yapılan deniz (yetki alanlarının sınırlandırılması) anlaşması Libya ve Türk halkları için çok önemli bir anlaşma ve bu anlaşmaya sorunsuz şekilde devam edeceğiz" dedi.
Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Rusya, Fransa ve Yunanistan gibi ülkeler, Libya'da meşru yönetimi devirmeye çalışan ve Trablus'u kuşatan savaş ağası Hafter'e askeri veya siyasi destek veriyor.
Donald Trump döneminde Libya'da herhangi bir varlık göstermeyen ABD ordusu ise, geçen yıl Afrika Kuvvetleri Komutanlığı (AFRICOM) aracılığıyla Rusya'nın El Cufra ve El Kadim üslerine gönderdiği savaş uçaklarının fotoğraflarını yayınlamıştı.AFRICOM, söz konusu uçakların paralı askerler Wagner Grubu'na taarruz desteği için Suriye'den Libya'ya uçtuğunu bildirmişti.
Açıklamada, "Rus uçakları, Rusya'daki bir hava üssünden gelip Rusya menşeli olduğunu kamufle etmek için Suriye'de tekrar boyanarak Libya'ya geçti" denildi. AFRICOM'un açıklamasındaki en dikkat çekici bölümlerden biri, Rusya'nın uzun süredir Libya'da oynadığı rolü inkar ettiğini ancak şimdi bunu inkar edemeyeceği oldu.
Trablus'un kapısına kadar gelen ve Türkiye'nin sahaya inmesiyle acı bir yenilgi alan Halife Hafter'in hezimetinde, özellikle Bayraktar TB2 silahlı insansız hava araçları kilit rol oynadı.
İç savaş ülkesi, Libya, Türkiye ve Trablus yönetimi arasında Kasım 2019'da imzalanan bir anlaşmayla dünya gündemine girmişti. Söz konusu anlaşma, Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarını belirliyordu. Mısır, İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ı şoka uğratan anlaşma, beklendiği gibi bölgede depreme yol açtı.
Türkiye ise, Akdeniz'deki müttefiki Libya için 2019'un son günlerinde yeni bir hamle yaptı, asker gönderme tezkeresini meclise getirdi ve çıkan sonucun ardından Türk birlikleri Libya'ya gitmeye başladı.
Peki son aylarda Libya'da dengeler nasıl değişti? New York Times, Mayıs ayında yayınladığı bir haberde, Türkiye destekli güçlerin Libya'da elde ettiği zaferlerin General Halife Hafter'in planlarına büyük darbe vurduğunu bildirmişti. Haberde, söz konusu zaferlerin Türkiye'nin Libya'da mücadele eden yabancı ülkeler arasında belirleyici bir güç olarak yerini alışına işaret ettiği vurgulanmıştı. Haberde ayrıca Hafter güçlerinin eline yeni ulaşan Rus hava savunma sistemlerinin SİHA'larla yok edildiği kaydedilmişti.
NYT'nin haberi şöyle devam ediyordu: "Zaferler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ocak'ta asker ve SİHA'lar göndermesine kadar, zayıf ve Hafter güçleri tarafından etrafı sarılmış görünen Birleşmiş Milletler destekli Trablus hükümetinin kaderini, çarpıcı bir şekilde değiştirdi. Bu, Türkiye'nin 100 yıldan uzun süre önce Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesinden bu yana, petrol zengini Kuzey Afrika ülkesine yaptığı en güçlü müdahaleydi."
Düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin bir brifinginin 'Artık Türkiye'nin Libyası oldu' başlığını taşıdığını söyleyen New York Times, Hafter'in bir yıldan uzun süre önce Trablus'u ele geçirmek için saldırı başlattığını ve aralarında Rusya'nın da bulunduğu destekçilerini Libya'nın geleceğinde önemli bir rol oynama konumu sağladığını vurgulamıştı..
Ancak gazete, Mayıs ayında Trablus hükümetine sadık güçlerin ele geçirdikleri, Birleşik Arap Emirlikleri'nin satın aldığı, Rus malı bir hava savunma sistemiyle geçit töreni yaptıkları ve bunun Hafter'in en güçlü iki dış destekçisini hedef alan bir aşağılama olduğunu kaydetmişti.
New York Times, Türkiye'nin Libya'daki başarılarının darbeci Abdülfettah El Sisi'nin önderliğindeki Mısır'da kaygı yarattığını ve Ankara'nın yeni nüfuzunu Libya'da daimi bir askeri varlık elde etmek için kullanma ihtimalinin, Kahire'de alarm zillerinin çalmasına yol açtığını belirtmişti.
40 yılı aşkın bir süredir Libya siyasi arenasında yer alan General Hafter, 1969'da askeri bir darbeyle Kral İdris'i deviren Albay Muammer Kaddafi önderliğindeki subaylar arasındaydı. Ama 1980'lerde Çad ile çatışmalara giren Libya askerlerinin başında görevlendirilmesi ile kaderi değişti. Libya, Fransızların desteklediği Çad'a yenildi, 1987'de 300 askeri ile birlikte Hafter de esir alındı.
Serbest bırakıldığında Kaddafi onu hain ilan etmişti. Hafter 20 yılını eski Libya liderini devirmek üzere harcayacaktı. Bunu ABD'nin Virginia eyaletinde sürgünde yaptı. Burada muhalif Libya Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin askeri lideri olarak görev yaparken ABD istihbarat teşkilatı CIA ile işbirliği halinde çalıştığı tahmin ediliyordu.
Kaddafi döneminde Hafter tipik bir hain olarak görülüyor, ABD'ye kaçışı ile askeri okullarda olumsuz örnek vaka olarak anlatılıyordu. Libya'yı 1969'dan 2011'e kadar demir yumrukla yöneten Muammer Kaddafi, muhaliflerden kaçmaya çalışırken yakalanıp linç edilmiş ve Kuzey Afrika ülkesinde bir sayfa kapanmıştı.
Hafter, Kaddafi'ye karşı ayaklanmanın başladığı 2011'de Libya'ya dönerek ülkenin doğusundaki muhalif güçlere komuta etti. Kaddafi düştükten sonra Hafter iki yıldan uzun süre yargılandı. Şubat 2014'te televizyona çıkıp kurulan hükümete karşı ayaklanmaları çağrısı yaptı.
Libya'nın doğusundaki Bingazi'yi Şubat 2016'da kontrolü altına alan Hafter, Derne'ye kadar ilerledi. Peşinden Akdeniz sahil şeridinde Petrol Hilali adıyla bilinen bölgedeki limanları ele geçirdi. Aynı yılın Eylül ayında kendisini mareşal ilan etti. Hafter Libya tarihinde mareşal rütbesine gelen ilk asker olmuştu.
Doğudaki kentlerden sonra batıya, Trablus'a yönelen Hafter, Ocak 2015'te BBC muhabiri Feras Kilani'ye bir röportaj vermişti. Kilani, Hafter'i "Eski tarz asker olarak siyasete inancı yok görünüyor" cümlesiyle tarif ediyor. Kilani, Hafter'e "Ülkenin yeni Kaddafi'si olmayı mı planlıyorsunuz?" diye sorduğunda ise "Hayır" diye yanıtlamıştı öfkeyle.
Nüfusu 6.4 milyon olan Kuzey Afrika ülkesinin yüzölçümü 1.77 milyon kilometrekare. Libya, seyrek nüfuslu olmasına rağmen dünyanın en kaliteli petrol rezervlerinin üzerinde oturuyor. Bu rezervler, ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının yarısından ve devlet gelirlerinin yüzde 75’inden daha fazlasına karşılık geliyor. OPEC üyesi Libya, varlığı kanıtlanmış petrol rezervleri arasında büyüklük açısından Afrika’da birinci, dünyada dokuzuncu sırada yer alıyor.
Herhangi bir resmi istatistik mevcut değil ancak birçok araştırmacı nüfusun üçte birinin işsiz ve yoksul olduğunu ve bu sayının genç Libyalılar arasında daha da yüksek olduğunu söylüyor.
Doğuda Mısır, güneydoğuda Sudan, güneyde Nijer ve Çad ile batıda Cezayir ve Tunus ile komşu olan Libya toprakalrı, 16. yüzyıldan 1911 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olarak varlığını sürdürdü. 1911'de Trablusgarb Savaşı'nın ardından İtalya tarafından işgal edilen Libya, 1951 yılında bağımsızlığını kazandı.