Rengarenk evleriyle minyatür Venedik, Burano
30.03.2021 - 15:12 | Son Güncellenme:
Burano, Venedik'in hemen yanı başında rengarenk evleriyle İtalya'nın en gözde kasabalarından biri olma özelliğine sahip. Tıpkı Venedik gibi kanallara ve bu kanallar üzerinde uzanan köprülere sahip olan Burano, 17. yüzyıldan kalma Pisa'daki gibi eğimli bir kuleye de ev sahipliği yapmaktadır. Venedik'e gelen turistlerin son yıllarda sıklıkla ziyaret ettiği ve bu sayede de dünya çapında bir şöhret yakalayan Burano, aslında bir balıkçı kasabası. Ancak günümüzde Burano'nun en önemli gelir kaynağı turizm haline gelmiştir. Venedik'in rengarenk bir minyatürü olan Burano'ya daha yakından bakalım.
Burano, İtalya'nın kuzeyinde Adriyatik Denizi kıyısında yer alan bir ada kasabasıdır. Venedik lagünü içerisinde yer alan Burano, Venedik merkezine de oldukça yakın bir konumda yer almaktadır. Venedik'e 7 kilometrelik bir uzaklığa sahip olan Burano, geçmişinde bölgedeki önemli bir balıkçı kasabası olarak biliniyordu.
İtalya'nın en turistik rotalarından biri olan Venedik'e olan yakınlığı Burano'nun kaderini kökünden değiştirmeye yetti. Her yıl milyonlarca turisti ağırlayan Venedik'e olan yakınlığı Burano'nun da bu turizm pastasından pay almasını sağladı. Üstelik bu durum son yıllarda büyük bir ilgi patlamasıyla gerçekleşti.
Bir zamanlar bir balıkçı kasabası olan ve geçimini bu sayede sağlayabilen Burano sakinleri, son yıllarda Venedik'ten gerçekleştirilen tekne turları sayesinde büyük bir bilinirlik ve kazanç elde etmeyi başardılar. Öyle ki zaman içerisinde turizm Burano halkının ana geçim kaynağı haline bile geldi.
Vaporetto denen teknelerle Venedik'ten ortalama 45 dakika içerisinde Burano'ya ulaşmak mümkün. Venedik'in kalbinin attığı San Marco Meydanı'ndan tam 45 dakika uzaklıkta yer alan Burano, uygun konumu sayesinde Venedik'e gelen turistlerin çoğu tarafından günübirlik turlarla ziyaret ediliyor. Üstelik adaya sık sık sefer düzenleyen vaporettolara denk gelmek mümkün.
Ünlü Mazzarbo adasına bir tekne ile bağlanan Burano, Venedik Lagünü'nün en renkli noktalarından biri olma özelliği taşıyor. Normalde 2.700 dolayında insanın yaşadığı bu rengarenk ada günübirlik turlar sayesinde özellikle de bahar ve yaz aylarında nüfusunun çok üzerinde ziyaretçiyi ağırlamakta.
Esasen beş ada ve dört kanaldan oluşan bir küçük adalar birleşimi Burano, San Mauro, Giudecca, San Martino Sinistra, San Martino Destra ve Terranova bölgelerine ayrılmış durumdadır. Sestiere olarak adlandırılan bu beş adacığın hemen yanındaki komşuları ise az önce bahsettiğimiz bölgenin bir diğer ünlü rotası Mazzarbo'dur.
Deniz seviyesinde yer alan Burano'da herhangi bir yükselti bulunmamaktadır. Burano'nun en büyük bölgesi San Maura iken bölgenin tamamı 21 hektarlık bir alanı kapsamaktadır ve etrafı tamamıyla Adriyatik Denizi ile çevrelenmiş durumdadır. Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu Burano, bu yönüyle de dikkat çekmektedir.
Roma İmparatorluğu toprağı olan ve iki bin yıllık bir tarihi bulunan Burano'nun adının kaynağı konusunda iki farklı sav bulunmaktadır. Bunlardan ilki adanın isminin aynı adlı köklü bir aileye dayandığı görüşüdür. Bir diğer düşünceye göre Burano'nun adı 8 kilometre güneydeki Buranello adasından gelmektedir.
Ada 16. yüzyıla kadar dikkat çekici bir gelişme kaydetmez. Yazılı kaynaklarda isminden pek bahsedilmeyen Burano'dan ayrıntılı biçimde 16. yüzyıldan itibaren söz edilmekte. Bunun da nedeni bu tarihte adada yaşayan maharetli kadınlar yaptığı dantellerin bölgede kısa sürede bir üne kavuşmasıdır.
Kadınların burada ürettikleri el işleri o dönem Venedik kolonisi olan Kıbrıs'a kadar ulaşmış orada da büyük ilgi görmüştür. Milano'yu bir ziyareti sırasında Buranolu kadınların yaptığı dantelleri gören Leonardo da Vinci, bu el işi ürünlere büyük hayranlık duyar ve bunu etrafındakileri de ifade eder.
Dantel ürünleri 17. yüzyılda da Avrupa genelinde büyük rağbet görür ve kıtanın dört bir yanına Burano'dan ihraç edilir. Ancak 18. yüzyılda yaşanan Sanayi Devrimi ile birlikte Burano'da özellikle kadınların ürettiği bu dantellere gösterilen ilgi ve duyulan ihtiyaç zaman içerisinde azalmaya başlar. Bir süre sonra da durma noktasına gelir.
19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde 1872 yılında bir dantel öğretim okulunun açılmasıyla birlikte modern tekniklerin öğretilmeye başlanması Burano'da üretimi yeniden arttırmış ve kasaba yeniden Avrupa çapında bir şöhret yakalamayı başarır. Ancak bu tarihlerde Burano yeni bir geçim kaynağı olan balıkçılıkla da kendi kendisine yetmeyi başarmıştır.
Bu dönemde balıkçılık Burano için en önemli geçim kaynağı haline gelir. Yanı başında Venedik gibi dev bir kentin bulunduğu Burano, burası ile gerçekleştirdiği ticaret sayesinde gelişim göstermeye devam eder. Üstelik bu gelişim zaman içerisinde Burano'nun mimarisine de yansımaya başlar.
17. yüzyılda inşa edilen San Martino Kilisesi, Burano'nun en önemli ve simgesel yapılarından biri olma özelliği taşımaktadır. Tıpkı Pisa kentindeki eğik kule gibi aynı şekilde eğimli bir çan kulesine sahip olan San Martino Kilisesi, Burano 'ya gelen turistlerin mutlaka ziyaret ettiği rotalar arasında yer almaktadır.
Dört kanal üzerinde kurulu olan küçük köprüler beş adacıktan oluşan Burano'yu birbirine bağlamaktadır. Deniz seviyesinde bir yerleşim olması nedeniyle Burano'yu yürüyerek ya da bisiklet ile keşfetmek oldukça kolaydır. Bunun dışında küçük teknelerle düzenlenen turlara da katılabilirsiniz. Burano'da motorlu taşıt trafiği bulunmamaktadır.
Günümüzde Burano'yu ününe kavuşturan şey dantelleri ya da balıkçılığından ziyade rengarenk evleridir. Venedik'e yakın bir konuma sahip olması da Burano'yu dikkat çekici bir noktaya taşırken evlerinin bu sevimli hali turistler için oldukça cazip bir seyahat nedeni oluşturmaktadır.
Öyle ki Burano, özellikle sosyal medyanın da yaygınlık kazandığı 2010'lu yıllarda başlarda gezginler ve internet fenomenleri tarafından keşfedildi ve ardından da yoğun bir turist talebi almaya başladı. Adanın nüfusunun birkaç katı turist özellikle bahar ve yaz aylarında Burano'yu ziyaret ederken bu durum bölge halkının ekonomik gelişmişliğini de arttırdı.
Günübirlik turlarla 45 dakikada Venedik'ten Burano'ya ulaşmak mümkün. Üstelik bu turlar da sık periyotlarla gerçekleştirilmekte. Ancak adada, Burano'ya gelen turistleri kaldıracak kadar yeme-içme mekânı bulunmuyor. Bu da bazen adaya gelen turistlerin bir şeyler yemek için uzun süre beklemelerine neden olmakta.
Geçtiğimiz yıldan bu yana tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi elbette Burano'yu da son derece olumsuz etkilemiş durumda. En büyük gelir kaynağının turizm olduğu Burano'ya bir yılı aşkın bir süredir neredeyse hiç turist gitmedi. Bu da ada halkının zor günler yaşamasına neden olmakta.
Bununla birlikte sürdürülen aşı çalışmaları doğrultusunda önümüzdeki yaz aylarında daha fazla turist ağırlamayı hedefleyen Burano sakinleri geleceğe umutla bakmak istiyor.
