01.10.2021 - 02:25 | Son Güncellenme:
Yugoslavya, 255.804 kilometrekare yüzölçümüne sahip bir ülkeydi. 1992 yılında dağıldığında 23 milyonluk bir nüfusa sahip olan Yugoslavya, Sırbistan, Karadağ, Hırvatistan, Bosna Hersek, Slovenya, Kosova ve Kuzey Makedonya'dan oluşuyordu.
Game of Thrones'un çekildiği yer olan Dubrovnik, günümüzde Hırvatistan'ın en çok turist çeken yerlerinden biri. Tarihte bağımsız bir şehir devleti olan uzun süre ayakta kalan Dubrovnik, görünümüyle size kendinizi tarih filmlerinin içinde hissettiren bir yer. Kalesi, taş yapıları ve tarihi sokaklarıyla Dubrovnik, turistlerin özellikle yaz aylarında uğrak rotalarından.Deniz ürünleriyle ünlü kent son dönemlerde Avrupa'nın fiyatları artış gösteren bir destinasyonu haline geldi.
Belgrad, Yugosvlavya'nın başkentliğini yapan şehirdir. Günümüzde Sırbistan'ın başkenti olan Belgrad, Tuna ve Sava nehirlerinin kesiştiği noktada yer alır. Osmanlı döneminde devletin Avrupa seferleri için önemli bir hareket noktası olan Belgrad, yüzyıllar boyunca büyük öneme sahip oldu. Sonrasında Avusturya-Macaristan idaresine giren Belgrad, Sırp-Sloven-Hırvat Krallığı kurulduğunda bu devletin başkenti oldu. Bu tarihten sonra başkentlik Belgrad'ın bir nevi kaderi oldu. Balkanların en büyük şehirlerinden biri olan Belgrad, günümüzde en çok Türk turistleri ağırlıyor.
Kosova, Avrupa'nın en genç ülkesi. 17 Şubat 2008'de bağımsızlığını ilan eden Kosova, yaklaşık 2 milyon kişinin yaşadığı bir ülke. 1990'lı yıllardaki savaş ortamının ardından toparlanma evresi geçiren ülke günümüzde pek çok uluslararası kuruluşa üye olma sürecinde. Kosova'nın en büyük ikinci şehri olan Prizren, aynı zamanda ülkenin en önemli turistik rotalarında. Türkçe'nin resmi dil olduğu kentte, Osmanlı dönemine ait çok sayıda cami, çarşı, çeşme, köprü ve sivil mimari örneği günümüze kadar ulaşmıştır.
Ljubljana, Eski Yugoslavya'nın en Avrupai ülkelerinden birisiydi. Yaklaşık iki milyon insanın yaşadığı ülkenin başkenti Ljubljana, Avrupa'nın en güzel ve en sakin tatil rotalarından biridir. Alplerin hemen yanında kurulu olan kentte Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun mimari izlerini taşımaktadır. Oldukça iyi korunmuş mimarisiyle Ljubljana'nın herhangi bir Avusturya kentinden farkı bulunmamaktadır.
Balkanlarda Osmanlı döneminde kurulan kentlerden biri olan Saraybosna, tıpkı Prizren ve Üsküp gibi Avrupa'nın bize en çok benzeyen kentlerindendir. Miljacka nehri ile ikiye ayrılan kentte 1992-1995 arasında süren iç savaşın izlerini bugün bile görmek mümkün. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasına neden olan Avusturya-Macaristan Arşidükü Franz Ferdinand suikastı bu kentteki Latin Köprüsü yanında Gavrilo Princip adlı bir Sırp genci tarafından gerçekleştirilmişti. Günümüzde Boşnak, Sırp ve Hırvatların yaşadığı kentte kahve, börek ve çevapi adlı köfteleri oldukça ünlüdür. Saraybosna, Osmanlı tarihi için de çok önemli bir yere sahiptir. Saraybosna, bölge Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra Osmanlı askerleri tarafından kurulmuştur. Kentin Kurucusu olan Gazi Hüsrev Bey aynı zamanda kentin en önemli camilerinden birinin de banisidir.
Son yıllarda Avrupa'daki turizmin yıldızlarından biri haline gelen Karadağ ya da daha çok kullanılan adıyla Montenegro, Eski Yugoslavya döneminde de Hırvatistan ile birlikte ülkenin Adriyatik kıyısında önemli bir devletiydi. Günümüzde bağımsız bir ülke olan Karadağ'ın Adriyatik kıyısındaki kenti Budva en önemli turistik destinasyonları arasındandır. Sadece özel ziyaretçilerin girebileceği Sveti Stefan adası bölgenin en dikkat çekici yeridir.
Yahya Kemal'in doğdu kent olan Üsküp, Balkanlarda Osmanlı izlerini en çok hissedeceğiniz şehirlerden biridir. Vardar nehri ile ikiye ayrılan kent Kuzey Makedonya'nın başkentidir. Ülkenin Kosova sınırına yakın kuzey bölümünde bulunan Üsküp'ün doğusu tarihi kalesi, çarşısı, camileri ile ünlüyken, kentin batısı Avrupai bir görünüme sahiptir. Özellikle son yıllarda kentte inşa edilen yapılar tartışmalara neden olmakla birlikte Üsküp'e farklı bir hava katmıştır.
Hırvatistan'ın başkenti Zagreb, Eski Yugoslavya döneminde ülkenin Belgrad ile birlikte en önemli şehirlerinden biriydi. Kültür, sanat ve eğitim konusunda oldukça ileri bir noktada bulunan kent, 800 bin kişilik bir nüfusa sahiptir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminden kalma tarihi yapılarıyla dikkat çeken Zagreb'in yakınından Sava nehri geçmektedir. Görkemli yapıları ve tarihi sokaklarıyla Zagreb, turistler için de iyi bir seçenektir. Tarihte iki düşman kentin yıllarca süren çatışmaları sona erdirme kararı alıp birleşmesiyle kurulan Zagreb, renkli bir gece hayatına da sahip.
Sırbistan'ın kuzeyinde yer alan Voyvodina bölgesindeki Novi Sad, ülkenin en güzel şehirlerindendir. Aynı zamanda Sırbistan'ın en büyük ikinci kenti olan Novi Sad, Tuna nehri kıyısında yer alır. Macar azınlığın da yoğun bir şekilde yaşadığı kentte bu çeşitlilik kent mimarisine ve kültürel yaşama da olumlu bir katkı sağlamıştır. Tipik bir Orta Avrupa kenti görünümüne sahip olan kent, Sırbistan'ın petrol rafinerileri bölgesine de çok yakındır.
Kotor, tıpkı Budva gibi Karadağ'ın en önemli turistik yerlerinden biri. Adriyatik'ten Kotor Körfezi'ne doğru uzanan kent, tipik bir Orta Çağ yerleşimdir. Ağırlıklı olarak taş yapıların bulunduğu Kotor, son yıllarda vizesiz seyahat imkanı nedeniyle de Türk turistlerin Avrupa'daki gözde deniz tatili rotalarından biri haline geldi.
Kuzey Makedonya'nın orta bölgesinde yer alan Kruşevo, Yugoslavya dönemine ait en ilginç anıtlarından birine ev sahipliği yapmaktadır. İkinci Dünya Savaşı'na dair bir anıt olan Kruşevo Anıtı, günümüzde bölgenin en turistik yeridir.
90'lardaki iç savaşın sembollerinden biri olan Mostar Köprüsü, Hırvat uçakları tarafından bombalanmıştı. Mostar kentin simgesi olan bu köprü, Osmanlılar döneminde Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından inşa edilmişti. Neretva Nehri ile ikiye ayrılan kentin bir yanında ağırlıklı olarak Boşnaklar diğer yanında ise Hırvatlar yaşar.
Bosna-Hersek'teki bir diğer durağımız ise Travnik. Avrupa'da kendinizi Türkiye'deymiş gibi hissedeceğiniz yerlerden biri olan Travnik, yemyeşil doğası ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Kentte karşınıza çıkacak olan camiler ve pek çok sivil mimari örnek Osmanlılar döneminden kalma.