12.09.2024 - 16:03 | Son Güncellenme:
Yaprak dökme, birçok ağaç türü için mevsimsel bir adaptasyon sürecidir. Bu süreç, ağaçların su ve enerji kaybını en aza indirmek için uyguladıkları bir savunma mekanizmasıdır. Sonbahar aylarında hava soğumaya başlar ve topraktan su almak zorlaşır. Bu noktada, yapraklarını döken ağaçlar, soğuk ve kurak kış aylarında hayatta kalmak için gerekli olan suyu koruyarak kendilerini hazırlarlar.
Ağaçların yaprak dökme süreci, mevsimsel değişimler ve kalıtsal faktörlerin etkileşimiyle başlar. Bu süreç, yaprağın gövdeye bağlı olduğu bölgede gerçekleşen bir dizi biyolojik değişimle yürütülür. Bu bölgeye ‘absisyon bölgesi’ denir. Bu bölgede hücrelerin çeperleri zayıflar ve hücreler küçülür, bu da yaprağın gövdeye olan tutunma gücünün azalmasına neden olur. Yaprak, bu zayıflamış noktadan ayrılarak bitkiden kopar.
Yaprak koptuktan sonra o bölge tıpkı bir açık yara gibi davranır. Bitkiyi hastalıklara karşı savunmasız bırakır. Ancak, ağaç bu savunmasızlığı telafi etmek için bir yara dokusu oluşturur ve iyileşme sürecini başlatır, böylece yarayı kapatır ve sağlık durumunu korur.
Bazı ağaçlarda yaprak dökümü süreci, biraz daha farklı bir şekilde ilerler. Mesela köknar, çam ve servi gibi ağaçlar kış boyunca yaprak dökmezler. Ancak bu ağaçlar, yıl boyunca yapraklarını düzenli olarak değiştirirler. Yani, bu ağaçlar kışın yeşil kalmaya devam ederken, yapraklarını yıl boyunca sürekli olarak yenileyerek yaşlanmış olanları dökerler.
Oksin, bitkilerde büyüme ve gelişimle ilgili kritik bir rol oynayan bir hormondur. Bir ağacın yapraklarında bol miktarda oksin bulunuyorsa, absisyon bölgesinin oluşumu gözlemlenmez, yaprağın dökülmesini engellenir. Genç yapraklarda oksin miktarı yüksekken, yaprak yaşlandıkça oksin seviyeleri azalır. Bu hormonel değişiklik, yaprak dökümü yani absisyon sürecinin olgunlaşma döneminde başlamasına ve yaprağın dökülmesine yol açar.