03.10.2024 - 12:43 | Son Güncellenme:
Türkiye'nin müze olarak inşa edilen en eski binasıdır. 19. yüzyılın ortalarında Maarif Nazırı Mehmed Esad Safvet Paşa tarafından Müze-i Hümâyûn adıyla 1869 yılında kurulmuştur ve 13 Haziran 1891'de bugün önemli eserlerle dolu ana binanın inşaatı tamamlanıp ziyarete açılmıştır.
Müzenin koleksiyonunda, Balkanlar'dan Afrika'ya, Anadolu ve Mezopotamya'dan Arap Yarımadası'na ve Afganistan'a kadar, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içinde yer alan medeniyetlere ait eserler bulunuyor. Müze üç ana birimden oluştuğu için İstanbul Arkeoloji Müzeleri olarak adlandırılıyor. Arkeoloji Müzesi (ana bina), Eski Şark Eserleri Müzesi, Çinili Köşk Müzesi bu noktalardır.
Osmanlı döneminde tarihî eser toplama merakı, Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren görülebilir ancak müzeciliğin resmi olarak kurumsallaşması, İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin 1869'da 'Müze-i Hümayun' olarak kurulmasıyla denk geldi. Müze-i Hümayun, Aya İrini Müzesi'nde toplanmış arkeolojik eserlerden oluşuyor ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin temelini oluşturuyor. Müze kurulduktan son eserlerin artmasıyla Aya İrini kilisesi mekânının yetersiz olduğu anlaşıldığından, yeni bir bina yapılması gündeme gelmişti. Ancak maddi imkânsızlıklar nedeniyle yeni bina yapılamamış ve Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan ‘Çinili Köşk’ müzeye dönüştürülmüştü.
Ünlü mimar Alexandre Vallaury tarafından bugünkü arkeoloji müzesi inşa edilerek 13 Haziran 1891’de ziyarete açıldı. Müzenin ziyarete açıldığı 13 Haziran günü halen ülkemizde Müzeciler Günü olarak kutlanıyor.
İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne ulaşım çok kolay. Gülhane Parkı’na hayli yakın olan müzeye, Eminönü-Kabataş tramvay hattı ile ulaşabilirsiniz. Anadolu yakasından gelecekseniz de öncelikle Eminönü’ne vapurla geçip oradan tramvay yolunu kullanabilirsiniz. Tabii isterseniz Eminönü’nden eski İstanbul’u manzaralarına doyarak yürümeyi de tercih edebilirsiniz.