30.05.2025 - 13:34 | Son Güncellenme:
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TÜRASAŞ ve TCDD Taşımacılık arasında gerçekleşen, elektrikli lokomotif ve tren setlerinden yük ve yangın söndürme vagonlarına uzanan yeni nesil araçların teslim töreninde konuştu.
“Yerli, Milli ve Özgün Üretime Büyük Önem Veriyoruz”
Bakan Uraloğlu, “Türkiye Yüzyılı’nda, aziz milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştüren, yerli ve milli üretimle ülkemizi küresel bir güç haline getiren bir yolculuğun tam ortasındayız. Ulaşım, bilişim, savunma sanayi, otomotiv, denizcilik, demiryolu… hangi alanda olursa olsun yerli, milli ve özgün üretime büyük önem veriyoruz.” dedi.
“Yapamazsınız Denilen Ne Varsa, Bugün Bir Bir Hayata Geçiriyoruz”
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde; yerli uydularla, milli elektrikli trenlerle, metrolarla, yerli sinyalizasyon sistemleriyle, savaş uçakları, helikopterler, gemiler, yerli ve milli otomobil TOGG ile küresel bir ihracat ülkesi olduğunu ifade etti. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla ürettiğimiz ilk yerli ve milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’yı kalıcı yörüngesine ulaştırdık ve 21 Nisan’da hizmete aldık. Özellikle 2002 yılından bu yana demiryolu sektöründe attığımız adımlarla, yalnızca bir ulaşım ağını genişletmekle sınırlı kalmadık; aynı zamanda, yüksek teknolojiye dayalı, tamamen yerli ve milli bir sanayi ekosistemi inşa ettik. Bu ekosistem, sadece ülkemizin değil, bölgemizin ve dünyanın da dikkatini çeken bir başarı destanına dönüştü. Bir zamanlar ‘yapamazsınız’ denilen ne varsa, bugün bir bir hayata geçiriyor, bugün burada, bu gurur tablosuna yeni bir sayfa ekliyoruz.”
TÜRASAŞ’ın Eskişehir, Sakarya ve Sivas’taki üretim tesislerinde tamamen yerli mühendislik ve iş gücüyle üretilen araçların, Türkiye’nin demiryolu sanayisindeki liderliğini bir kez daha perçinlediğini belirten Uraloğlu, “Demiryolu; güvenli, düşük maliyetli ve hızlı oluşuyla ulaşımın vazgeçilmez bir parçasıdır. Ülkemizin ekonomik ve sosyal hayatının ötesinde, tarihi ve stratejik bir öneme sahiptir. Asya ile Avrupa arasında, Çin’den Londra’ya kadar ulaşan Demir İpek Yolu’nun Orta Koridorunda yer alan ülkemizin, uluslararası yük ve yolcu taşımacılığında stratejik önemi büyüktür.” diye konuştu.
Demiryolu Uzunluğu 13 bin 919 Kilometreye Ulaştı
Demiryollarını 2002 yılından itibaren başlattıkları gelişim hamleleriyle devlet politikası olarak ele aldıklarını ve öncelikli sektör olarak belirlediklerini söyleyen Uraloğlu, “2002 yılında yaklaşık 11 bin kilometre olan demiryolu ağımız, bugün 2 bin 251 kilometresi Yüksek Hızlı Tren hattı olmak üzere 13 bin 919 kilometreye ulaştı. Avrupa’nın 6., dünyanın 8. yüksek hızlı tren işletmecisi konumuna yükseldik.” açıklamasında bulundu.
Şu anda; Halkalı – Kapıkule, Ankara-İzmir, Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli, Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep ve Yerköy-Kayseri Hızlı Tren Hatları gibi çok önemli demiryolu projelerinin yapımlarına da devam ettiklerini dile getiren Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Demiryolu ağımızı 2028’e kadar 17 bin 500 kilometreye yükseltmeyi hedefliyoruz. Ancak bizim hedefimiz sadece demiryolu ağımızı genişletmek değil; aynı zamanda bu ağda kullanılacak her bir aracı her bir bileşeni yerli ve milli imkanlarla üretmek, teknolojiyi kendi ellerimizle şekillendirmek. Hamdolsun TÜRASAŞ, bu vizyonun en somut temsilcisi olarak, Orta Doğu’nun en büyük raylı sistem araç üreticisi haline geldi.”
TÜRASAŞ Küresel Demiryolu Sektörünün Parlayan Yıldızı
4 Mart 2020'de TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ ve TÜVASAŞ’ı birleştirerek oluşturdukları bu güçlü çatının, yerli üretimde de bir sinerji oluşturduğunu anlatan Bakan Uraloğlu, yeni nesil lokomotiflerden elektrikli tren setlerine, yük vagonlarından cer motorlarına kadar, uluslararası standartlarda üretim yapan TÜRASAŞ’ın, bugün sadece Türkiye’nin değil, küresel demiryolu sektörünün de parlayan yıldızı olduğunu söyledi.
Yüzde 100 Yerli ve Milli
Bugün teslimi gerçekleştirilecek araçların, yerli ve milli demiryolu sanayisinin geldiği noktayı gözler önüne seren birer başyapıt olduğunu vurgulayan Uraloğlu, “Eskişehir’deki tesislerimizde üretilen E5000 Milli Elektrikli Lokomotifimiz; dünyada sadece gelişmiş ülkelerin sahip olduğu bileşenlerden olan cer konvertörü, cer kontrol ünitesi, merkezi kontrol ünitesi, cer trafosu gibi araç sürüş ve kontrol sistemlerinin yüzde 100 yerli ve milli olarak tasarımı ve üretimiyle bir ana hat lokomotifi için ilk kez yapılmıştır.” dedi.
E5000 lokomotifinin TCDD Taşımacılık A.Ş.’nin ihtiyaçlarına uygun olarak; 5 megavat gücünde, saate 140 kilometre hıza sahip, Avrupa Birliği Demiryollarında Karşılıklı İşletilebilirlik (TSI) sertifikalı, yük ve yolcu taşımacılığına uygun yeni nesil bir teknolojinin ürünü olduğunu ifade eden Uraloğlu, cer motorlarının her birinin bin 280 kilovat gücünde olduğunu ve bugüne kadar Türkiye’de tasarlanan en yüksek güçlü cer motoru olma özelliğini taşıdığını belirtti.
TCDD Taşımacılık için 95 Adet E5000 Lokomotifi Üretilecek
Lokomotifte iki adet bulunan cer konvertörlerinin her birinin 2.5 megavat gücünde olduğunu söyleyen Uraloğlu, söz konusu konvertörlerin bir raylı sistem aracı için Türkiye’de tasarlanan en yüksek güçlü yüksek gerilim cer konvertörü olduğunu dile getirerek, sözlerine şu şekilde devam etti:
“TSI sertifikasına sahip olmasıyla aynı zamanda yurtdışı pazarı için yenilikçi bir ihraç ürünü olarak teknolojimizin gücünü küresel arenada gururla temsil edecek. TCDD Taşımacılık için üretilecek 95 lokomotifin ilk 5’ini bugün teslim ederek yeni bir dönemin kapılarını aralıyoruz. Bu yıl 15 adet lokomotifi daha teslim ederek 2025 yılında 20 lokomotifi hizmete almış olacağız. 2026 yılı içerisinde 30 Adet ve 2027 yılı içerisinde de 45 Adet lokomotifin üretimini gerçekleştirilerek 95 adet lokomotifi tamamlamış olacağız.”
“Demir Raylarımız Üzerinde Yol Kat Edecek Milli Elektrikli Tren Sayımızı 5’e Çıkaracağız”
2023 yılında saatte 160 kilometre hıza sahip ilk milli ve yerli elektrikli tren setlerini hizmete aldıklarını hatırlatan Uraloğlu, “Yeni Sakarya ismini verdiğimiz 3 setimiz şu an Adapazarı-Gebze arasında yolcu taşımacılığı yapıyor. Bugün 2 setimizi daha TCDD Taşımacılığa teslim ederek demir raylarımız üzerinde yol kat edecek milli elektrikli tren sayımızı 5’e çıkaracağız.” dedi.
2026 yılı sonunda kadar 17 set olmak üzere toplam 22 set Milli Elektrikli Tren Seti üreteceklerine dikkati çeken Uraloğlu, 2030 yılına kadar da bu setlerin sayısını 56’ya ulaştırarak vatandaşların güvenli ve konforlu ulaşım taleplerini karşılamaya devam edeceklerini kaydetti.
Bakan Uraloğlu, Şubat ayında da saatte 225 kilometre hıza sahip milli elektrikli hızlı tren seti projesinin ilk kaynağını yaparak üretimine başladıklarını anımsatarak bu proje kapsamında da 2026-2028 yılları arasında 225 kilometre hıza sahip toplam 14 set üretmeyi planladıklarını vurguladı.
Çevre Dostu Teknoloji
Teslim edilecek araçlar arasında bulunan 2 adet 700T Akülü Manevra Aracı’nın da hem çevre dostu teknolojisi hem de pratik kullanım özellikleriyle demiryolu sektöründe yenilikçi bir çözüm olarak Türk mühendisliğinin gücünü bir kez daha kanıtladığını dile getiren Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Demiryolu istasyonları, depo alanları ve terminallerde düşük hızlı, kısa mesafeli manevra işlemleri için tasarlanan bu araç, sıfır emisyon özelliğiyle çevre dostu bir alternatif sunuyor. Dizel lokomotiflere göre düşük işletme maliyeti ve bakım avantajlarıyla dikkat çekiyor. Bu yıl itibarıyla prototip geliştirme süreci başarıyla sonuçlandı; şu an 6 adetlik ilk seri üretim devam ediyor.”
TÜRASAŞ tarafından geliştirilen yangın söndürme ve kurtarma vagonunun özellikle petrol ve türevlerinin taşınması sırasında oluşabilecek yangın veya patlama gibi acil durumlarda hızlı ve etkili müdahale için tasarlandığını söyleyen Uraloğlu, “42 itfaiye arazözü ve 9 tankere eş değer olan 92 tonluk yüksek su kapasitesi ve 20 itfaiye arazözü kapasitesine eş değer 4 metreküp köpük sıkma kapasitesiyle olası yangınlardaki kayıp ve zararları en aza indirip güvenliği maksimuma çıkarıyor.” şeklinde konuştu.
Bakan Uraloğlu, söz konusu araçların her birinin, yalnızca birer demiryolu aracı değil; aynı zamanda milletin emeğinin, alın terinin ve teknolojik birikiminin birer sembolü olduğunu vurguladı. Uraloğlu, TÜRASAŞ’ın 100’ün üzerinde yerli tedarikçiyle iş birliği yaparak gerçekleştirdiği bu üretimin, Türkiye’nin ekonomisine ve cari açığın azaltılmasına büyük katkı sağladığının altını çizerek sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Proje kapsamında geliştirilen tüm bileşenler, daha önce Türkiye’de tasarımı yapılmamış, katma değeri yüksek ürünler. Bu bilgi birikimi, demiryolu sanayimizde yerlilik oranını her geçen gün daha da yukarı taşıyor. Artık lokomotif sektöründe kendi teknolojisine sahip sayılı ülkelerden biriyiz. Yurt dışına bağımlılığı ortadan kaldırarak, ihtiyacımız olan her türlü raylı sistem aracını kendi imkanlarımızla üretebiliyoruz. Bu, sadece bir sanayi başarısı değil; aynı zamanda milli bağımsızlığımızın göstergesidir. Türkiye Yüzyılı’nda, demiryolu sanayimizi daha da ileriye taşımak için durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz.”