Işıltılı başlangıç

Bülent Buda: İlk maç zorlu deplasman yöresinde. Ağır, incitici, eleştirel bakış açısını ilk aşamada doğru bulmuyorum. İlk hafta yeni sayılabilecek bir oyuncu grubuyla zorlu bir deplasman. Süreci gözlersin, bileti kesersin. Rakip 30 dakika 10 kişi. Dengesiz basıyor, sen birkaç hızlı atakla tabelayı ikilemeyi beceremiyorsun. Ve maçın bitimine doğru iki puanı VAR’ın varlığıyla kurtarıyorsun. Turgay Hoca, oyun alanına aşırı odaklanıp yapması gereken hamleleri ıskalıyor mu acaba? Maçtan üç puanla çıkan bir takımın teknik birimini eleştirdik galiba. İlk hafta zorlu bir deplasman, üç puan. Ne güzel değil mi?
Fatih Tanfer: Göztepe’nin lige güçlü Sakaryaspor karşısında aldığı galibiyetle başlaması taraftarlarını mutlu etti. Maçın bilhassa ilk yarısında oyun anlayışı olarak direkt ve hızlı oynamayı istedi. İkinci topları kazandı. Obinna çok etkiliydi. Yasin, hücuma iyi destek verdi. Palmer orta alanda iyi top kullanan ve kaliteli oyuncu. Ama ne olduysa ikinci yarıda rakip 10 kişi kaldıktan sonra baskı yediği zamanlar büyük hata yaptı. Ancak sezonun ilk maçı. Elbette teknik heyet tarafından çıkarılacak ders olacak. Muhteşem seyircisinin bir yıldan fazla beklemeye tahammülü yok.

Mehmet Demirtaş: Sezon başlangıçları her zaman önemli. Emeğinizin karşılığını almayı sağlar. Fakat maç içinde kimi anlarda bu kadar rahat olursanız faturanız kesilir. Savunmadaki en tecrübeli isim Arslanagic’ten takımın puan ya da puanlarını götürecek hareketler olmamalıydı. Hücum bölgesindeki alternatifli isimlerin bozuk para misali harcadığı pozisyonlar da gole dönüşmeliydi. Bir de bu ekonomik koşullarda, son galibiyetini 200 günden fazla zaman önce almış ve de küme düşme acısı yaşamış takımın taraftarı, toplamda hemen hemen 800 kişinin deplasmana gittiği haftada 1770 nefer ile Sakarya’da. Yani destek yine üst sınırda.

Vazgeçmek yok!

Bülent Buda: Çok açık, gizlenmeyen bir hedef belirledi Altay. İçine düştüğü darboğazdan çıkarmaya istekli, genç, özverili yönetim. Güçlü rakipleri karşısında dirençleri yeterli değildi. Karşı kaleyi ziyaret sayısı, gol pozisyonu üretimi kısıtlı. İki 41’lik delikanlı İbrahim ile Murat göz yaşartıyor. Şarkı gibi sanki, ‘Bu ne sevgi ah bu ne ızdırap’. ‘Bir çivi eksik kaldı. Nal gitti. Nal gidince at gitti. At gidince süvari gitti. Süvari gidince zafer elden gitti. Zafer elden gidince krallık bitti. Niye? Bir çivi eksik kaldı diye.’ Eksik çiviyi tamamlayın birlikte!
Fatih Tanfer: Altay’ın kadrosunda güç kaybına uğradığı gerçek. Ancak ligin ilk maçında büyük masraflarla transfer yapan Samsunspor karşısında iyi mücadele etti. Savunmayı geride kurdu. Orta alanda yaptığı baskı sonrası kaptığı toplarla kontra ataklara çıktı. Takımın en büyük problemi santrfor eksikliği. Tecrübeliler ile gençlerin arasındaki uyumun her geçen gün artması, gelecekte takım adına pozitif katkı verecek. Zaman lazım.
Mehmet Demirtaş: İlk maçları baz alıp olumsuz enerji yaymak, sadece takımlara zarar verir. Bir yandan gençlerin dinamizmi ve formaya olan saygısı, diğer yandan tecrübelilerin bilgisi var. Evet istenilenler net bir biçimde yansıtılamadı belki ama her şey zamanla oturacak, daha iyi olacak. Bu sezon umut sezonu. Öyle ya da böyle işin içinden çıkılacak. Başkan Ayhan Dündar ve diğer kurmaylar Altay’lıların yüzünü güldürecek cinsten adım atıyor. Altay’ın daha diri ve de istekli olacağı kanısındayım. Golün reçetesi de Paixao’dan başkası değil.

Manisa FK şok yaşattı

Bülent Buda: Konuk Bolu, tam 36 dakika 10 kişi. Topa sahip olma yüzdesinde, ataklarda Manisa FK açık ara önde. Hakem maçın bitiş düdüğünü üflediğinde konuk Bolu 1 golle önde. İronik bir durum! Gel de şaşırma. Manisa FK oyun alanı, kulübesiyle ligde üst sıralara oynayacak bir oluşum. Lakin bu oluşumda beceri ile yaratıcılık izne çıkmış sanki. Levent Eriş ile arkadaşları ve de elbette yönetim ile tüm Manisa’lı futbolseverler için büyük şok. Ve düş kırıklığı.
Fatih Tanfer: Bu güçlü kadro 10 kişi kalan rakibi karşısında kazanamadı ve yazık oldu. Manisa FK rakibinin kalabalık merkez hattını geçemedi. Manisa’nın en büyük sorunu orta sahası. Ayrıca bu maçta gördük ki, bütün hücumcuları oynatarak maçı kazanmak mümkün olmuyor. Ama ben Manisa FK’dan gelecek adına umutluyum.
Mehmet Demirtaş: Manisa’nın demografik yapısı futbol başta olmak üzere spora çok yatkın. Süper Lig’de temsil edilen şehir, o günleri yeniden yaşamak istiyor. Kulüp yapısı, transfer tercihleri ve kadrosu ile lige kafa tutacak düzeye sahipler. Deneyimlileri, kiraladıkları ve elde tuttuğu oyuncuları ile adından söz ettireceklerdir.

Altınordu, oyunuyla çok farklı

Bülent Buda: Safa Kınalı. Yurdumuza hoş geldin genç adam. İlk maçında varlığın takıma güç katıyor. Avrupa liglerinde izleyebildiğimiz, süper bir golle ışıltılı başlangıç. Sevgili kaptan. Epey özlemişim seni. Senden ancak uçanla kaçan kurtulur. Bireysel olgunluğuna kattığın sportif yanına her sezon yeni şeyler koyarak büyülüyorsun izleyenleri. Altınordu alana çıktığında futbolda izlenir oluyor. Bu eylemler rakipleri de daha iyi oynamaya zorluyor. ‘İyi olmakla büyük olmak arasındaki fark yürektir’ diyor efsane basketbolcu Michael Jordan. Bu sezon Şeytanlar’da bu farkı görmek istiyoruz.
Fatih Tanfer: Gençlerbirliği deplasmanında ilk yarıda 6 gol vardı ve seyir zevki açısından mükemmel maçtı. Gençlerbirliği transfer yasağına rağmen altyapıdan gelen oyuncularıyla iyi takım. Altınordu maç boyu çok koştu, mücadele etti. Ahmet İlhan’ın performansı etkileyiciydi. Başarı için duran toplarla ilgili problemi Altınordu’nun çözmesi gerekir. Safa’yı beğendim. Güzel bir söz vardır, ‘Safa geldin hoş geldin!’
Mehmet Demirtaş: Bir yanda kaldığı yerden devam eden kaleci Ali Emre, orta alanda Safa ve ileride demlendikçe kıvamı daha da güzelleşen Ahmet İlhan. Ali Dere ve Şeref’in kanat bindirmeleri ve Erdi’nin dik duruşu. Geride bıraktığımız futbol ikliminde gönderdikleri oyuncuların yerine yenilerini monte etmekte zamana takılsalar da Gençlerbirliği karşısında sezon başlangıcını iyi yaptılar. Bu sezon küme düşmeme başarısı değil, üst basamaklarda yaşanacak tırmanışı izleyeceğimiz kanaatindeyim.