Paris Saint Germain nihayet muradına erdi... Devler Ligi şampiyonluğunu anasının ak sütü gibi hak ettiler. Neden mi diyeceksiniz? Finale gelene kadar dünyanın 1 numaralı ligi kabul edilen Premier Lig'den tam 4 takımı saf dışı bıraktılar.
Lig aşamasında Pep Guardiola'nın çalıştırdığı Manchester City'i 4-2'lik skorla devirdiler. Son 16 turunda dev organizasyonun favorileri arasında gösterilen Liverpool'u penaltılarla elediler. Çeyrek finalde Aston Villa ve yarı finalde de Arsenal engelini aştılar.
Luis Enrique'nin öğrencileri, bu kusursuz performansı, tarihi Inter zaferiyle hitama erdirdiler. İspanyol teknik adam bu başarıda aslan payının sahibi. Kadroyu gençleştirme operasyonu ve doğru yapılanma başarının en önemli şifrelerinden...
PSG'nin sahibi Nasser al-Khelaifi, şampiyonluğu yakalama adına milyon Eurolar harcadı. Messi, Ramos, Mbappe ve Neymar gibi dünya futbolunun nadide starlarını Paris ekibinin bünyesinde buluşturdu. Her sezon başında otoritelerce favori gösterildiler ama hep hüzün ve hüsranı bir arada yaşadılar.
Demek ki doğru kadro mühendisliği yapamadığınız ve kolektif bütünlük sağlayamadığınızda para tek başına başarı için yeterli olmuyor.
Finalde dikkat çeken başka bir konu da günümüz futbolunda gençlik enerjisinin ve hızlı geçiş oyununun ne kadar önem teşkil ettiği. Inter'in kadrosunda ilk 11'de Francesco Acerbi, Yann Sommer ve Henrikh Mkhitaryan gibi 36 yaş üstü üç oyuncu görev yaptı. Bu Şampiyonlar Ligi tarihinde bir ilk...
Buna karşılık PSG'nin kadrosunda performansıyla finalin MVP'si seçilen Desier Doue 19 yaşında. Enrique'nin ilk 11'de görevlendirdiği Joao Neves 20, Nuno Mendes 22, Willian Pacho 23, Kvaratskhelia 24 ve Vitinha 25 yaşında.
İspanyol teknik adam, Marquinhos, Fabian Ruiz ve Ousmane Dembele gibi deneyimli yıldızlarla gençlik dinamizmini iyi harmanlamış. Ortaya şaheser bir sanat eseri çıkmış. Oyunu maç boyunca domine eden PSG'nin forvetleri, son bölümde final vuruşunu iyi yapabilse futbol tarihine geçecek bir skorla karşılaşabilirdik.