Yunanistan’ın bitmeyen 12 mil sevdası, daha doğrusu hayâli yine depreşti. Başbakan Miçotakis, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) savunma fonuna erişim sağlamak için Atina’nın onayını istiyorsa 30 yıllık savaş tehdidini ortadan kaldırması gerektiğini söyledi. Hem de “Türk dostlarımızdan bu tehdidi masadan kaldırmalarını istemenin zaman geldi” gibisinden barış ve dostluk güzellemeleriyle... Yersen tabii... Bir kere bu tehdit falan değil, “akıllı ol” uyarısı... Kafandaki şeytanlığı unut diye. Ama aynı Miçotakis Aralık 2021’de de TBMM’nin Yunanistan’ın kara sularını 12 mile genişletmesi halinde savaş nedeni (casus belli) sayılacağı 1995 tarihli kararının kaldırılmasını isteyerek hadsizlikte pik yapmıştı. Üstelik bunu yine “Türkiye, Avrupa Birliği ile ikili bağlarını ve ilişkilerini normalleştirmek istiyorsa” gibi saçma sapan sözlerle bir kamuflaj yaratma çabasıyla... 2022’de de Yunanistan, Girit’in güneyinde ve batısında kara sularının 12 mile çıkarılmasına ilişkin planını devreye sokma çılgınlığındaydı. Girit’ten başlayarak Türkiye’nin dibindeki adaları gezen Yunan Genelkurmay Başkanı, tahrikte sınır tanımadı ve tehditkâr sözler sarf edip kendince cüretkar! pozlar verdi... Yunanistan Parlamentosu’nun kara sularını 12 mile çıkarılmasına dair tasarıyı oy çokluğuyla kabul ettiği de herkesce malum zaten... Bunların hepsi de AB’nin gazı ve ABD’nin gölgesinin verdiği cesaretten kaynaklanan bir durum elbette... Bunun da tarihten gelen hastalıklı bir durum olduğunu da bilmeyen yok...
★ ★ ★
Yani Türkiye ısrarla dostluk ve barış çağrıları yaparken Yunanistan arada bir buna yanaşır gibi olsa da alenen ya da gizlice savaşa odaklı tahrik ve provokasyon düşüncesinden vazgeçmiyor… Miçotakis şapkasını önüne koyup neden Türkiye böyle bir karar aldı diye sorgulayacağına şansını her fırsatta zorluyor... Dolayısıyla, Türkiye’ye geldiğinde ya da ikili görüşmelerde sarf ettiği dostluk mesajları ve bundan sonra sorunları konuşarak aramızda çözeceğiz güzellemeleriyle yaratmaya çalıştığı atmosfer tam bir hikâye... Dostluk maskeli sinsilik, kamuflajlı bir politika... Kafasından 12 mil hayali hiç çıkmıyor... Ama Türkiye’nin “casus belli” konusundaki kararlılığını da anlıyor ve görüyor. Gücünün buna yetmeyeceğinin de farkında ve cesaret edemiyor... Askeri gücünün Türkiye ile mukayese edilemeyeceğini kendisi de çok iyi biliyor. Bu iş sadece gidip ABD’den Fransa’dan dilendiği üç beş uçakla olacak bir durum değil çünkü. Onun içinde aklınca dostluk güzellemeleri ve AB’yi kullanarak Türkiye’ye zırvalıklarını yutturma hesabı içinde... Olur da Türkiye savaş nedenini ortadan kaldırırsa ben de anında kara sularımı 12 mile çıkarıp Ege Denizi’ne çökerim diye… Yine bir yanılgı ve çelişki içinde olduğu da ortada... Asıl büyük çelişkisi de AB’yi kullanarak yaptığı tehditler... Çünkü savunma iş birliği denildiğinde ihtiyacı olan Türkiye değil ABD’den kazık yiyen, Rusya ile karşı karşıya kalan bizzat Avrupa ülkeleri... Bırak Türkiye’yi karşılarına almayı, yanlarında görmek istiyorlar... Bu da Yunanistan adına hüsran ve çaresizlik demek elbette...
★ ★ ★
Böyle bakıldığında da Miçotakis’in o sözleri kendi çaresizliğini ve Türkiye’nin gücünü kabullenme itirafı aslında. Yunan Başbakanı’nın her zaman olduğu gibi anlamadığı ya da anlamak istemediği gerçeklik de şu: T.C Devleti kodları barış üzerine kurulu bir ülke... Onlar gibi başka ülkeleri işgal etme, toprak kazanma, yayılma diye bir planı, düşüncesi asla olmadı yok. Tek derdi kendi vatan toprakları, denizdeki, havadaki asla vazgeçilmez hakları, yani ülkesinin bekası... Türkiye’nin savunma sanayiindeki hamleleri, geliştirdiği yerli ve milli silahlar da kimseye saldırmak, tehdit için değil savunmaya dönük caydırıcı gücünü pekiştirmek anlamında. “Sakın benimle dalaşmaya yeltenmeyin, aklınıza bile getirmeyin, gücümü, sabrımı test etme gibi bir çılgınlığa kapılmayın” durumu yani. Bu konudaki duruşu ve kararlılığı da açık ve net... Başkaları gibi atıp tutmuyor, dediğini hep yaptı, yapıyor...