Şükrü Andaç

Şükrü Andaç

sukru.andac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin ‘bir reform yorgunluğu’ görüntüsü içinde olduğunu kaydeden Bülent Eczacıbaşı, “Ülkemiz bunu üzerinden attığını gösterebilirse pozitif ayrışma sürecine girecektir. Yeni başarı hikayesine ihtiyaç var” diyor

Reform yorgunuyuz  yeni bir hikaye lazım

Frankfurt
Grup şirketleri Vitra’nın dünya devleriyle rekabette ‘Biz de varız’ dediği Frankfurt’taki ISH fuarı sonrası bir araya geldiğimiz Eczacıbaşı Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, piyasalarda hareketli günlerin yaşandığını, şaşkınlıklar olduğunu ama bunların geçici olduğunu söyledi. “Türkiye’nin önünde çok değerli fırsatlar var” sözleriyle de, önümüzdeki dönemdeki potansiyele dikkat çekti.
Türkiye için en büyük fırsatın reformlarda olduğunun altını çizen Bülent Bey, bu konudaki görüşlerini “Türkiye ‘bir reform yorgunluğu var’ görüntüsü içinde. Bunu üzerinden attığını gösterebilirse, bunu toplumsal atılıma dönüştürebildiğini gösterebilirse pozitif ayrışma sürecine girecektir. Yeni bir başarı hikayesine ihtiyaç var” sözleriyle ifade ediyor.
Bülent Eczacıbaşı, hükümetin dönüşüm programına atıfla, “Bunun malzemesi de var” diyerek, programın içeride ve dışarıda tanıtılması gerektiğini, bazı sloganlarla yeni bir dinamizmin şart olduğunu anlatıyor.
‘Çözüm süreci kritik’
Bülent Bey, bununla birlikte eğitim sisteminde acil bir reforma ihtiyaç duyulduğunu söylüyor. “Matematik ve fen bilimleri konuları ele alınmalı” diyen Eczacıbaşı’na göre iş piyasası reformları yapılmalı, istihdam esnekliği, yapısal reformlar hayata geçirilmeli. Bunların arasında yargı reformu da mutlaka olmalı.
Eczacıbaşı, çözüm sürecinin de karşılıklı iyi niyetle bir sonuca ulaşacağını umduğunu ifade ediyor. Yeni hikaye yaratılırken çözüm sürecinin kritik noktada olduğunun da altını çiziyor.
Bülent Bey, Türkiye için önümüzdeki riskleri ise şöyle sıralıyor: “İşsizlik ve orta gelir tuzağı aslında risk arz eden konular. Bunların üstesinden gelebilmek için reformların devam etmesi gerekiyor. Orta gelir tuzağını aşmak, yatırım ortamının geliştirilmesi, katma değer yaratan ürünlerin üretiminin desteklenmesi ve Ar-Ge destekleri gerekli ki devletinde bu konuda destekleri zaten var.”

Haberin Devamı

‘AŞIRI DEĞERLİ TL'DEN VAZGEÇELİM’

Haberin Devamı

Dolardaki yükselişin beklenmediğini ancak bunların geçici olduğunu ifade eden Eczacıbaşı, daha önce yaptıkları dolar kuru tahminlerinin 10 kuruş üzerinde bir piyasanın gittiğini ifade aktarıyor.
2.60 TL’nin üzerine çıkan dolarda yaşanan oynaklık konusunda çok da endişeli görünmeyen Bülent Bey, “Yılbaşındaki beklentilerimiz rakamlarla doğrulanmayınca bir şaşkınlık yaşadık açıkçası. Ancak dünya konjonktüründe yaşanan bu gelişmelerin Türkiye’ye yansıması geçici. Türkiye’de kur oynaklığına bakıldığında bunun yurtdışı kaynaklı olduğunu görüyoruz. Çok sorun etmemek lazım” diyor.
“Dolar ne olur?” diye sorulduğunda ise, Bülent Bey’in yanıtı gayet net oluyor: “Tutması ihtimali çok düşük. Tahmin yapıp itibarımı zedelemek istemem.”

‘Ufukta kriz havası yok’
Böyle bir dönemde yabancı yatırımcıların tedirgin olmasını doğal karşılayarak, “Böyle bir tedirginlik var, böyle bir düzende yatırımlarda tedirginlik olabilir. Ama bunu minumumda tutmalıyız” diye konuşuyor.
“Ekonomide bir kriz öngörüyor musunuz?” sorusunu ise Eczacıbaşı, “Geçmiş krizlerdeki ortamların hiçbiri şu anda yok. Ufukta kriz havası yok” diye yanıtlıyor.
“Artık aşırı değerli TL’den Türkiye vazgeçmeli bizim en kötü alışkanlığımız düşük kur” diyen Bülent Eczacıbaşı, bu konudaki konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“Düşük kur, belirli kesimlere yarar getirebiliyor. Ama uzun vade de sakıncaları çok. Aslında olması gereken; düşük faiz, düşük enflasyon ve rekabetçi kur. Düşük faizin kalıcı olması çok önemli. Büyüme ve enflasyona olumsuz yansıyor.”

Haberin Devamı

‘Ali Babacan vazgeçilmez değil’

Bülent Bey’le sohbette, “gerek içeride gerekse yurtdışında ekonominin vazgeçilmez adamı olarak değerlendirilen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın 3 dönem kuralına atıfla ‘Giderse ne olur, kendisi vazgeçilmez bir isim mi?” sorusu yöneltildiğinde, yanıtı şu oluyor: “Özel sektörde de kamuda da vazgeçilmez diye bir kavram olmamalı. Ali Babacan çok başarılı işler yaptı ve uluslararası alanda tutarlı biri olarak büyük güven kazandı. Ama zamanı gelince bu görev de en yetkili kişilere telim edilebilir. Ama bu ne zaman olur bilemem.”

‘Başkanlık’ karmaşık konu

Bülent Bey’in tartışılan “Başkanlık” sistemi konusundaki yorumu şu oluyor: “Karmaşık siyasi bir konu. Tartışılması olumlu. Parlamenter sistemimizin bazı rötuşlara ihtiyacı var. Örneğin seçim barajı... Başkanlık sistemi kişilerden bağımsız olarak tartışılmalı. Burada önemli olan demokrasinin güvence altına alınması.

‘İş kazaları utancımız...’

Son yıllarda giderek artan iş kazaları konusunda alınacak önlemlerin ve bilincin artması gerektiğini ifade eden Bülent Eczacıbaşı, “İş kazaları Türkiye işin utanç konusu. Sanayici olarak utanmamız gerekiyor. Mevzuat ve yaptırımların şirketler tarafından yeterince uygulanmadığı kanaatindeyim. Daha duyarlı davranılmalı, insan hayatı her şeyden önemli” diyor.