Şükrü Andaç

Şükrü Andaç

sukru.andac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Masada kriz var’, en iyimser tahmin AB’de işler 5 yılda düzelir



Avrupa Birliği Bakanlığı’nın özel sektörden sağlanan destekle yürüttüğü “Avrupa Koleji” yüksek lisans programının bu yılki ayağında 22 öğrenci burs alarak Belçika’ya gidiyor. Programın amacı üst düzeyde AB uzmanı yetiştirmek. Projeye destek vererek burs sağlayan şirketlerin patronlarını ve üst düzey yöneticilerini buluşturan önceki akşamki özel yemeğin ev sahibi Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış. Bakanlığın Ortaköy’deki çalışma ofisinin bahçesindeyiz.

Bakan Bağış’ın, bu eğitimin gelecekte Türkiye’nin AB yolculuğuna büyük destek sağlayacağını, müzakerelerde ülkenin gücünü artıracağını öne çıkaran konuşması sonrasında iş dünyasının ağırlıkta olduğu masaya Euro Bölgesi’nden gelen son haberler ve Avrupa’daki kriz damgasını vuruyor.

Haberin Devamı

Sohbetin ortasında, Bağış’ın sağ yanında oturan Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel’in “Avrupa’daki kriz kaç yılda son bulur?” sorusu masadaki tahminleri de beraberinde getiriyor.

Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, “En az 10 yıl sürer. Şimdiden 3-4 yılı buldu, kısa sürede de bitecek gibi durmuyor” diyor.

Tam karşısında oturan Abdi İbrahim İlaç’ın Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut da bu görüşe katılıyor. Barut, asıl endişesinin krizin bölgenin büyük ekonomilerinden İspanya’ya sıçraması olduğunu anlatıyor.

Haluk Dinçer: Kriz dibe vurmadı

Avrupa’daki krizin bölgedeki bankacılık sistemini oldukça sıkıştırdığının altını çizen Haluk Dinçer, krizin henüz dibe vurmadığı tespitinde bulunuyor ve ‘Dibe vurmamış, dolayısıyla çıkışı başlamayan bir kriz ortamının hakim olduğu Avrupa’nın sorunları aşmasının çok uzun zaman alacağını’ ifade ediyor.

Akkök Grubu’nun İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali Berkman, bu konuda en iyimser tahmini yapıyor. Önümüzdeki 5 yıllık süreçte krizin dinebileceğini belirtiyor. Yılın ilk aylarındaki ağır kış koşullarının ekonomideki yavaşlamayı beraberinde getirdiğini anlatan Berkman, buna karşılık ilk 3 ayda enerji tarafında şirketin iyi çıkış yakaladığını, son bir ayda ise durgunluğun etkisini hissetmeye başladıklarını belirtiyor. Kurdaki hareketliliğin piyasayı olumsuz etkilediğini anlatan Berkman, tüm yaşananlara karşılık Türkiye’de büyük bir sorun olmamasına dikkat çekiyor. Avrupa’daki krizin Yunanistan’dan bölgeye sıçramasından endişe eden Berkman, “Büyük işlerimiz, yatırımlarımız, borçlarımız var. Bu ortamda krize yakalanmak istemeyiz” diyor.

Haberin Devamı

Arsel’in kriz yorumu

Yemeğin sonunda soruyu yönelten isim olan Semahat Arsel’in yanına gidiyorum. Yanıtı, “Bize gelen yabancı uzmanlar Avrupa Birliği’nin toparlanmasının 2020’yi bulacağını söylüyor. Ben buna bakıyorum” şeklinde oluyor. Ekonomi Bakanı Egemen Bağış ise bu konunun uzmanlık alanı olmadığının altını çiziyor ve bir tarih vermiyor.


22 öğrenci AB yolcusu
2010’da Egemen Bağış’ın fikriyle başlatılan Avrupa Koleji yüksek lisans burs programı Fransızca ve İngilizce bilen üniversite mezunlarından kapsamlı bir değerlendirme sonrası seçiliyor. Galatasaray Üniversitesi burada öne çıkan kurum olurken, çoğunluğu kız öğrenciler oluşturuyor. İlk yılında 14, geçen dönem 17, önümüzdeki dönemde ise 22 öğrenci Brugge’daki üniversiteye burslu olarak gönderilecek. Önceki akşamki yemeğe Avrupa Koleji Rektorü Prof. Paul Demaret de eşlik etti.


Ağır hastalık geçirdi iyi hemşire’ yetiştirdi
Son 40 yıldır Türkiye’de hemşireliğin geliştirilmesi için Vehbi Koç Vakfı bünyesinde bir “Hemşirelik Fonu” oluşturan ve bu mesleğe büyük katkıda bulunan 84 yaşındaki Semahat Arsel’e, 3 gün önce İstanbul Üniversitesi tarafından ‘Fahri Doktora’ ünvanı verildi. Tarihe damga vuran bir işe imza atan Semahat Hanım’ı tebrik ediyorum ve ‘Neden hemşireler’ diyorum.
Semahat Hanım, bu mesleğe neden önem verdiğini üniversite ve gençlik yıllarına geri dönerek anlatıyor... “Çok ağır bir hastalık geçirmiştim. Üst üste 8 hatta 10 ameliyat geçirdim. Çok zorlu günlerdi. Uzun süre hastanede kaldım. O dönem iyi hemşire ile kötü hemşirenin farkını gördüm. İyi bir hemşirenin hastanın ızdırabını nasıl dindirdiğine şahit oldum...”
Vergide buruk sevinç...
Hastane çıkışı babası merhum Vehbi Koç’a giderek, hemşireliğin Türkiye’de hiç de iyi şartlarda yapılmadığını bunun için harekete geçilmesi gerektiğini anlattığını hatırlatan Semahat Hanım, Vehbi Bey’in “O kadar da kötümüymüş” dediğini ama yaptıkları araştırma sonrası Koç Grubu olarak bu mesleğe destek verme kararının çıktığını ifade ediyor. Ardından “Bunu yaz” diyerek, “Hemşireler için uluslararası standartların oluşturulması şart” diyor.
Son bir not... Vakıf Başkanlığı’nın yanı sıra Koç Holding’in Yönetim Kurulu Üyeliğini de yürüten Semahat Hanım’ı, son vergi rekortmenleri listesinde Koç Ailesinin ilk 10’da 6 üye ile yer aldığını hatırlatarak sohbette ikinci kez tebrik ediyorum. Yanıtı bana üzüntü veriyor: “Değerini biliyorlar mı Şükrü Bey.”