İstanbul’da sanat dünyasına hareketlilik katan “Contemporary İstanbul” için verilen davetteyim. Ev sahibi Akbank... Finans dünyasının etkili isimleri, sanat yatırımcısı denildiğinde parmakla gösterilecek işadamları The Marmara otelinin tepesindeki Raika’da.
Uluslararası finansçılar ve bankacılarla sohbette konu ekonomiye geldiğinde geçtiğimiz ay Wall Street Journal’a yansıyan endişenin hala sürdüğü görülüyor: “Ocak 2013’te, Meclis’te bütçe görüşmeleri sonrası öngörülen kabine revizyonunda ekonomi cephesinde (Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek) bir değişiklik olacak mı?”
Türkiye’nin Fitch’ten adeta kopararak aldığı not artışında bütçe performansının yanı sıra bu ikilinin bire bir temaslarının önemli etkisi olduğunu hatırlatan bankacılar, şimdiden böylesine bir revizyonun önlerinde risk olarak durmadığını söylese de, bununla ilgili sisli bir ortam arzu etmiyor.
Şu günlerde neredeyse herkesin adeta “garanti” gözüyle baktığı ikinci not artışı en azından önümüzdeki 6 ay için bankacılar cephesinde beklenmiyor, “sürpriz” olarak görülüyor.
Büyük bir risk var
Not artışıyla birlikte Türk ekonomisinin rekabetçiliği oldukça önemli konu. Yatırımlarımızı kendi tasarruflarımızla finanse etmek buna giden yolda olmazsa olmaz. Yüzde 14’lere düşen tasarruf oranı ise ciddi riskimiz. Kabine bu cephede yeni bir oyun kurguluyor. Burada da Maliye’nin yıl sonuna kadar yapmayı planladığı “mevduattan alınan yüzde 15’lik stopaj (vergi)” düzenlemesi öne çıkıyor. Kabine
1-3-6 ay vadeli kısa dönemli mevduatların toplamdaki payının yüzde 90’ın üzerinde olmasından endişeli. Hedef, 1-2 yıl arası vadede yüzde 15’lik stopajın aşağı çekilmesi. Böylece parasını uzun vadeli yatıranın daha çok kazanmasının önü açılacak, tasarruflar da artacak.
Stopajda sürpriz yöntem
Uluslararası dev bir bankanın tepe yöneticisi, dikkat çekici bir bilgiyi paylaşıyor: “Vergi gelirlerini artırmayı planlayan Maliye ‘tasarrufları artıracağım’ diye sadece uzun vadeli mevduattaki stopajı yükseltmeyecektir. Çünkü vergi geliri düşebilir. Şu sistem daha ağır basıyor... Uzun vadenin vergisini düşür, kısa vadeli mevduatın stopaj oranını yükselt! Burada da rakamlar kısa vadede yüzde 15’in yüzde 20’lere çekilmesi, uzun vadede de yüzde 15’in yüzde 10’a inmesine işaret ediyor. Bu hem tasarrufların artmasını hem de vergi gelirlerinin yükselmesini sağlar.”
Köprüler Halkbank’ı katlar mı?
4.5 milyar TL’lik Halkbank halka arzını başarılı bulan bankacılar, bunun üzerinde rakamının bir aksilik olmazsa önümüzdeki hafta köprü-otoyol özelleştirmesinde çıkmasını bekliyor. Kabinenin özelleştirmelerde gaza basacağına ise kesin gözüyle bakılıyor. Bu netliğin sebebi, masadaki “3. köprü”, “3. havalimanı” ve “İzmit-İzmir otoyolu” projelerinin finansman zorunluluğu. Türkiye’de tahvillere adeta para yağdığı, çılgın projelerin havada uçuştuğu bir dönemde kabinenin ekonomi kanadını ve iş alemini hareketli günler bekliyor.