Önceki hafta Anadolu’da girişimciliğin kalesi Kayseri’deydim. Yolculuğun ana durağı Kayseri, İncesu’ydu.
İncesu ilginç bir yer. Her ne kadar Kayseri nice girişimci işadamı ve ticari fikre ev sahipliği yapmış olsa da, şehre en yakın ilçe olmanın sıkıntısını çeken İncesu bir o kadar girişimden yoksun. Avantaj gibi görülen merkeze 30 kilometre yakınlık aslında İncesu için büyük zorluk.
Neredeyse tüm ihtiyaçların Kayseri’den sağlanması ilçede ticari hayatı yok denecek noktaya getirmiş. Başlatılan girişimler “Kayseri’de var” denilerek bir türlü ayakta duramamış, yaşatılamamış.
Ekonomik aktivitedeki durgunluk gençleri ilçeden uzaklaştırmış. Sosyal yaşam zayıf. Bu yüzdendir ki işadamı, ticaret erbabı az olan İncesu kendisine hep “okuyan” cephesinde bir yer aramış.
İncesu’nun nüfusu 20 bini aşıyor. Bağ, bahçe, buğday işleri ilçede öne çıkıyor. Kayserili İpek grubunun Çinkom’u (eski adıyla Çinkur) ile geçen yılın yatırımı Filli Boya en büyük işler. İlçe son yıllarda Doğu ve Güneydoğu’dan yoğun göç almış.
‘Merzifonlu’nun mülkü: İncesu
Erkilet Havalimanı’nda Kapadokya’yı gezmek için şehre gelen turistleri görünce İncesu adına üzülüyorum. Gelip bir de burayı görseler, ne de etkilenirler.
Küçüklüğümden hatırlarım. Aynen de duruyor. İstanbul’un meşhur Arnavut kaldırımlarını andıran taşlarla kaplı İncesu sokaklarında sağlı sollu muazzam taş evler var. Dağların içine gömülen evler başka bir boyut.
Derebağ’dan akan su, derenin iki yanındaki bağlar, dağın eteğine yaslanmış kiliseler, mağaralar ve elbette Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın bıraktığı eserler.
İncesu, 1670’lerde dönemin Sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın mülkü olarak yazılan ve sonrasında art arda cami, hamam, medrese yaptırılan bir merkez. Bu eserler ilçenin en değerli varlıkları.
Acımız büyük...
İncesu’daydık... Memleketim olan ilçe. Babamın hep “Biz İncesuluyuz” sözüyle üstüne basa basa hatırlattığı yer.
Acımız büyük. Annem kardeşini, biz teyzemi (Kevser Nasırlı, 1945) kaybettik.
Nice çilelere katlanıp beş oğlunu okutmayı başaran ve onları başarıyla hayatın içine katan teyzem...
Ölüm Allahın takdiri. Ama topraklarında, tarihinde keşfedilmemiş bir servet yatan İncesu’nun kaderi değişebilir.
Atılım içindeki Türkiye’nin rüzgârını arkasına alan bir İncesu, İstanbul’da ekonominin etkili kanatlarında yer alan İncesu kökenli işadamları ve profesyonel yöneticileriyle bunu başarabilir. İncesu’nun gelişmesi için “organize olmak” şart...
Bir lezzet durağı...
Anadolu’da gittiğimiz hemen her yerde meşhur lokantalara uğrarız. İmam Çağdaş (Antep), Mevlana (Van), Sultan Sofrası (Hatay), Cercis Konağı (Mardin). İncesu’da da bu konuda iddialı bir lokanta var. “Hacı’nın Yeri”. İncesu’nun meşhur tavası ve kuşbaşılı pidesi kesinlikle yenmeli. Diğerleri keyfe keder... Kayseri’ye yolu düşenleri pişman etmeyecek bir yer.