THY Şanlıurfa Göbeklitepe’de 12 bin yıllık bir geçmişi olan ‘ilk ekmeğin’ tarifini günümüze taşıyarak yolcularına sunacak. Ahmet Bolat, “Bu bereketli ekmeğin, Anadolu ve Türkiye’nin bilinirliğine ciddi katkı sağlayacağını düşünüyoruz” dedi.
Şirketlerin yaptığı sponsorluklar yoluyla ülkenin kültür ve tarihine yaptığı katkılara en iyi örneklerden biri Göbeklitepe için yapılan çalışmalar olabilir. Türk Hava Yolları’nın (THY) bu katkıyı bir adım öteye taşıyarak; 12.000 yıllık tarihe ışık tutan Anadolu topraklarında (Urfa - Göbeklitepe) bulunan buğday tanelerini, bir diğer ifadeyle ilk tarımın ve ilk ekmeğin bulgularını geçmişten bugüne ulaştırması ise çıtayı daha da yükseğe çekiyor.
Göbeklitepe ve Taş Tepeler’e verdiği destek ile ülke turizmine yaptığı katkıyı; dünyanın en çok noktasına uçan havayolu şirketi olarak, uçuşlarında sunduğu ekmekle daha da güçlendiren THY’nin Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, “Medeniyetin başladığı Anadolu izlerini taşıyan ilk ekmeği ve bereketi yolcularımızla paylaşıyoruz. Bundan böyle tüm kıtalararası uçuşlarımızda özel olarak üretilen bu ekmeği sıcak olarak Business Class’ta sunacağız. Bu bereketli ekmeğin, Anadolu ve Türkiye’nin bilinirliğine ciddi katkı sağlayacağını düşünüyoruz” dedi.
‘Yoğun üretilmiş’
Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, “İnsanın elinden çıkan ilk aletler 3.2 milyon yıl öncesine dayanıyor. Yerleşik hayat ise sadece 12.000 yıl öncesi. Ve bu dönemin en anıtsal en somut kazıları Anadolu’ya ışık tutuyor. Yerleşik yaşamla birlikte hayvanlar evcilleştirilirken, bitkiler tarımla tanışıyor. Öğütme taşları; el taşları, bitkilerin kesildiği çakmak taş aletler ve bitki kalıntıları bizi tahılların toplanıp hazırlanmasına ve üretilmesine götürüyor. Bu bulgular Anadolu’da ekmeğin yoğun olarak üretildiği ve tüketildiğine ışık tutuyor. Ekmeğin bu bölgede ana beslenme kaynağı olduğu görülüyor. THY’nin kazılara 2023 yılında destek vermeye başlamasıyla Taş Tepeler’in tüm dünyada önemli bilinirliğe ulaşması sağlanacak” dedi.
İza buğdayıyla…
‘Dünyanın ilk ekmeği’ projesinde; kazı ekipleriyle birlikte 3 yıldan bu yana Taş Tepeler’de çalışan ünlü şef Ömür Akkor da yer alıyor. Ekmeği tarihteki bulgular ve tariflerden yola çıkarak eski usullere göre hazırladıklarını belirten Akkor; öncesinde laboratuvar ortamında formülasyonun çıktığını anlattı. Akkor, “Doğal bitki taşla dövülüp suyla buluşarak kabarıyor ardından da ateşte pişiyor” diyerek; ekmeğin formülünü ve hazırlanışını anlatıyor.
Bunun sadece bir tarif değil gastronomi ve tarihe ışık tutan bir inovasyona karşılık geldiğini ifade eden Akkor, “İza buğdayı kullanıyoruz. Uzun zamandır Atalık tohum yetiştiren anlaşmalı üreticilerden alınıyor. Anadolu’nun en eski buğdayı olarak biliniyor. Bazı bölgelerde bunun adı siyez olarak da kullanılıyor. Do&Co şefleriyle birlikte hazırlandı ekmeklerimiz. Mayalanmasını kendisini fermante ederek gerçekleştiriyor” diye konuştu.
12.000 yıllık bir tarihi var
İlk başta doğal halleriyle toplanan ve tüketilen bu tahıl ve baklagiller, yeni işleme ve tüketim yöntemleri gerektiriyordu. Tarımın ilk yenilikçileri, deneme yanılma yoluyla tahılların öğütülüp ezilmesini ve yenilebilir hale gelmesini sağlayan ilkel araçlar, havanlar, öğütme taşları ve el taşları geliştirdiler. Bu araçlar, daha yerleşik bir yaşam tarzına doğru atılan ilk adımlardı.
Bu erken dönem çiftçiler, zaman içinde tohum ekme deneylerine başladılar; bu bitkilerin büyüme döngülerini gözlemlediler ve yeni yöntemler geliştirdiler. Günümüzün temel gıda maddelerinin yabani ataları olan buğday, arpa ve diğerleri seçilerek kademeli olarak ehlileştirildi.
Bu tarım devriminin merkezi Taş Tepeler’di. Karahan Tepe ve Göbeklitepe gibi mekanların ortaya çıktığı bu bölge, insanlığın yerleşik hayata doğru attığı ilk adımların hikâyesini anlatır. Buğdayın bu bölgede evcilleştirilmesi; sosyal yapılar, beslenme alışkanlıkları ve toplumsal düzen üzerinde köklü değişikliklere yol açan bir dönüşümdü. Evcilleştirilen buğdaydan elde edilen ekmek, yaklaşık 12.000 yıl önce Taş Tepeler’de bulunan insan toplumları arasında günlük yaşamın temel yapı taşı haline geldi.