Kazandığından daha fazla harcamak günümüzde hem bireylerin hem de devletlerin ekonomideki en büyük sorunu. Tasarruf yapmak yerine eldekinden fazlasını harcamak bir süre yürütülebilse de sonrasında mutlaka krize neden oluyor. Avrupa bölgesindeki son krizin, öncesinde Amerika’da yaşanan finans krizinin temel sebebi de bu. Türkiye’nin en zengin işadamlarından bir ismin harcama biçimi bütün iş dünyasının, birçok ülkenin ve bireylerin örnek alması gereken ipuçları içeriyor.
Bu işadamı Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin tepesinde, iş geçmişi bundan 52 yıl öncesine dayanıyor. 74 yaşında. Uzmanlığı bankacılık, finans ama holdingin tüm iç ve dış operasyonlarında son derece etkili bir isim.
Konuşurken, dinlerken karşısında oturana büyük güven ve rahatlık veren bu işadamı Türkiye’de istikrar denilince akla gelen önemli isimlerden, Sabancı Topluluğu’nun Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erol Sabancı. Kendisiyle holdingin merkezinde, Levent’teki İstanbul manzaralı Sabancı Center kulelerinin tepesindeki ofisinde buluştuk. Çoğu özel olan konuşmada alışkanlıkların başarıdaki rolünde en çok tasarruf öne çıktı...
İşte birkaç örnek
Erol Sabancı son derece yoğun bir tempoda çalışmasına rağmen asla özel uçak kullanmıyor. Tasarruf tarafına vurgu yaparak iş dünyasında özel uçakların tarifeli seferlerin yerine geçmesinden endişe duyuyor. “İstesem ben de her yere özel uçakla giderim. Şirketlerimden birine de masraf yazarım. Ama yapmam, yapamam” diyor...
Özel harcamalar konusunda son derece dikkatli olan, servet liginde Türkiye’nin ‘ilk 100’ü’ içerisinde yer alan bu isim yurtdışı seyahatlerinin dönüşünde havalimanında o ülkede yaptığı alışverişlerin vergi iadelerinden (tax free) mutlaka yararlanıyor. 1 doları, 1 euro’yu bile yurtdışında bırakmıyor.
Bu alışkanlık ailede sadece onunla sınırlı değil. Türkiye’nin en çok tanınan işadamı merhum abisi Sakıp Sabancı’nın da bizzat kendisi “tax free” kuyruğuna girerek vergi iade tutarını alan ve çevresindekileri de bunu yapmaya teşvik eden biriydi.
Son satır not edilsin
Türkiye’nin enerji devlerinden birine yön veren Erol Sabancı, günlük tüketimde enerji tasarrufu konusunda da çok dikkatli. Gün bitiminde, ofisinden çıkarken odanın bütün ışıklarını bizzat kendisi kapatıyor.
“Bu benim için bir alışkanlık. Eğer böyle yapmazsam rahat edemem” diyor...
İş dünyasının duayeni Erol Sabancı’nın bu tavsiyeleri sadece bireyler için değil, Türkiye ve devlet kurumları için de oldukça önemli. Tüm dünyadaki yaşanan krizin Türkiye’ye gelmemesi için en basit kuralı unutmamak gerek. Kazandığından fazlasını harcamayacaksın...
Erol Sabancı ile geçen cuma günü öğleden sonraki buluşmamızın gerçekleştiği saatlerde, Sabancı Ailesi’nin bir grup üyesi Ayvalık’taki Ayışığı Manastırı’nın açılış etkinliğindeydi. Söz bu noktaya geliyor. Erol Sabancı, geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan Cunda’daki tarihi manastırın oldukça etkileyici ve muazzam bir eser olduğunun altını çiziyor. “Çok iyi iş yapıldı” diyor. (Ayışığı Manastırı’nı 2008’de Suzan Sabancı Dinçer ve Haluk Dinçer çifti satın aldı ve restore ettirdi.)