Şükrü Andaç

Şükrü Andaç

sukru.andac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geleneksel olarak her yılın başında ABD’nin Las Vegas kentinde düzenlenen dünyanın en büyük teknoloji fuarı CES’in bu yılki havasına bakıldığında kenarlarından kıvrılan TV ve cep telefonları, 4K’yı bir adım öteye taşıyan 5K görüntü teknolojisi, laptop-tablet karmaları ve giyilebilir bilgisayar ürünlerinin öne çıktığına şahit olduk.
İngilizcesi ‘wearable’ olan ve Türkçeye ‘giyilebilir’ olarak çevrilen ve vücudumuzda taşıdığımız ürünler olarak adlandırılan bu kategorinin CES’teki yıldızlarından biri de “PulseWallet” oldu.
Kısaca bu ürünü nabızda, damarlarımızda taşıdığımız cüzdan olarak tanımlayalım ve gelelim PulseWallet’ın hikâyesine...
Öncelikle bu ürün bir Türk icadı...
CES 2014’ün CEO’su Gary Shapiro bile kendi Twitter hesabından PulseWallet’ın nasıl çalıştığına ilişkin bir makalenin linkini paylaştı.
Shapiro “Kendinizi cüzdan olarak kullandığınız yeni bir kartsız ödeme sistemi” diyerek Huffington Post’un “Kredi kartını evde unuttuysanız damarlarınızı kullanın” başlıklı haberini takipçilerine aktardı. PulseWallet’ın mucidi ise 8 yaşında ailesiyle ABD’ye göç etmiş bugün 25 yaşında olan bir Türk genci. Mehmet Sarıçiçek.

Mehmet oldu, Amerika’da ‘Matt’
Konya’dan kalkıp ABD’nin New Jersey eyaletine yerleşen Mehmet, ailesiyle birlikte uzun yıllar restoran ve süpermarketlerde çalışmış.
Bugün ailesi, ağırlıklı olarak Türkiye’den ithal ettikleri gıda ürünlerini satan bir market işletiyor. Amerika’da Mehmet isminin zor söylenmesinden dolayı kendisine “Matt” ismini seçmiş.
Penn State Üniversitesi’nde “Siber Güvenlik ve Kriptoloji” okuduktan sonra Silikon Vadisi’nde ödeme sistemleri üzerine çalışan Revel Systems şirketinde işe girmiş. Burada da biometrik ödeme sisteminin şef mühendisliğini yapmış. PulseWallet’ın doğuşu da aslında bu tecrübeye dayanıyor.
“Küçüklükten beri ailemle birlikte çalışıyorum. Ödeme sistemleri konusunda kullanıcı, işletmeci tarafından ne tür ihtiyaçların olduğunu, sistemin nasıl çalıştığını biliyorum. Bunu bir adım öteye taşıyacak bir fikir PulseWallet. Bu ürünü yaparken ilk önce parmak iziyle başladık. Sonra damara yöneldik. Şimdi de avuçiçi damarıyla kendi patentimiz olarak ödeme sistemi geliştirdik” diyor, Mehmet.
Liseden sınıf arkadaşı Aimann Rashid ile birlikte geliştirmiş sistemi. Aimann da 24 yaşında, Arap asıllı bir genç. Mehmet’ten tek farkı onun ABD’de doğmuş olması.

70 bin dolarlık yatırım yaptılar
Hem Mehmet hem Aimann bir taraftan kendi işlerinde bir taraftan da PulseWallet ile ilgili çalışıyorlar. İlk hedefleri ise tam mesaili işlerinden ayrılarak geliştirdikleri ürünün üzerine odaklanmak.
CES 2014’te çeşitli restoran zincirlerinden aldıkları siparişler bunu gerçekleştirmeye yakın olduklarını gösteriyor. Şirkete yatırımcı ve teknoloji firmaları cephesinden de ilgi var.
Mehmet, “İşin emek maliyetini saymazsak, ürünün geliştirilmesi, yazılımları, patenti için harcadığımız toplam miktar 70 bin dolar gibi bir rakam” diyor.
PulseWallet’ın yazılımsal tarafını ağırlıklı olarak Mehmet geliştirirken Aimann da donanım kısmındaki geliştirmelerle ilgilenmiş.
Çok cüzi ücretlerle Avrupa’daki bazı yazılımcı arkadaşlarından da destek almışlar.

Haberin Devamı

Damar kopyalanır mı?

Haberin Devamı

Pulse Wallet teknolojisinin ödeme sistemleri tarafında örnek uygulamaları şu sıralar Japonya ve Brezilya’da ATM makinaları üzerinde kullanılıyor. Kızılötesi kameralar, kart sahibinin elini okutmasının ardından damar yoluyla bilgilerini sistemde karşılaştırarak ATM makinasında şifre yerine bu yolun kullanılmasına aracılık ediyor. Bu yöntem kart şifresinin çalınması ve kopyalanmasından daha güvenli olarak gösteriliyor. Bu arada hatırlatalım Pulse Wallet’ın içerisinde Japon Fujitsu’nun Palm Secure gibi uluslararası standartlardaki altyapı sistemi var.

Haberin Devamı

‘PULSE WALLET’ NASIL ÇALIŞIYOR?

Yarım saniyede ‘ödeme’ tamam!

PulseWallet temelde üç parça donanımdan oluşuyor: Bir tablet bilgisayar, bir kredi kartı okuyucusu ve bir avuçiçi damar okuyucusu.
Son günlerde Türkiye’de devlet hastanelerine gittiyseniz avuçiçi damar okuyucu sistemiyle karşılaşmış olmanız muhtemel. Kimlik doğrulama için tüm devlet hastanelerinde kullanılmaya başlanıldı.
Sıklıkla ziyaret ettiğiniz kafe, restoran, market gibi yerlerde kullanılabilecek sistemde öncelikli olarak kullandığınız bir kredi kartını, avuçiçi damarlarınızla entegre ediyorsunuz sistemde.
Bu bir seferlik işlem. Daha sonra aynı yere gidip alışveriş yaptığınızda yapmanız gereken tek şey avuçiçinizi ödeme cihazına yerleştirmek. Sistem avucunuz ile ilişkilendirilmiş kredi kartınızdan gerekli tutarı tahsil ediyor.
İşin teknolojisine gelince. Cihaz, kızılötesi teknolojisini kullanarak avucun içindeki damarlardan rakamlar alıyor. Ve o rakamlar sizin sisteme tanınmanızı sağlıyor. Ödeme işlemi ise yarım saniyede yapılabiliyor.