Teknolojide söz sahibiyiz...
İnovasyon denilince tüm dünya Türkleri takip eder...
Küresel marka olmak mı? İlk akla bizim şirketlerimiz gelir...
Katma değerli üretimde ve ihracatta bir numarayız...
Eğitim, sağlık, dev projeler bizden sorulur.
Geleceğe yön veren ülkelerden biri kesinlikle biziz...
Türkiye’de yine bir seçim günü. Hemen girişte alt alta dizerek altını çizmek istediğim hususlar, iktidara geldiği zaman yönetimin ülkemizi taşıyacağı nokta olmalı.
Kısır çekişmeler, anlamsız tartışmalar, vakit kayıpları yerine “Güçlü bir Türkiye” iddiasıyla yola çıkılması tartışmasız bir numaralı önceliğimiz. Büyüklerimiz (yönetime geçenler) bizden daha iyi bilir elbet ama bizim de vatandaş olarak isteğimiz bu.
İyi yetişmiş gençler
Yukarıda yazılanlar mucize gibi mi geliyor? Ulaşılması imkânsız mı? O zaman biraz geçmişe dönmekte fayda var.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçekleştirdiği mucizelere bakalım.
Genç nüfusun yıllar süren savaşlarda kaybedildiği bu topraklarda eğitim, sağlık ve ekonomide büyük başarılar elde edilmiştir.
Üretimi sıfır olan bir ülkede pek çok fabrika kurulmuş, demiryolları inşa edilmiş, salgın hastalıklarla mücadelede büyük başarı sağlanmıştı.
İşin sırrı neydi?
İnanmak, çalışmak ve memleketi her şeyin üzerinde tutmaktı.
Hiç unutmayalım, 2018 Türkiye’si 1923 Türkiye’sinden çok daha zengin, iyi yetişmiş gençlere ve sermaye gücüne sahip.
Bu topraklar daha önce mucizelere şahit oldu, bir daha olmaması için hiçbir neden yok.
Yeter ki kaynaklarımızı doğru kullanalım ve çalışmaktan vazgeçmeyelim.
Bunun için en çok, sandıktan çıkacak liderlerin vizyonuna ihtiyaç var.
Yeter ki geleceğe umutla bakarak uyanalım.
Sanat varsa, umut vardır
Türkiye tek parti iktidarının yaşandığı son 16 yıllık dönemin büyük bölümünde gerek yerli gerek yabancı sermaye tarafında ciddi çıkış yakaladı, iddialı yatırımların altına imza atıldı.
Büyüme ve zenginlik noktasında önemli kazanımlar elde edildi.
Başa bela IMF ile bile vedalaştık.
Avrupa Birliği’ne (AB) giremesek de üyelik yolunda atılan adımlar ve bütçeyi sağlamlaştıran Mali Kural uygulaması önemliydi.
Bu güçlü rüzgârın da etkisiyle 2001’de ülkemizin üzerinden adeta silindir gibi geçen krizin sonrasında gelen 2008’deki küresel krizi ‘teğet’ geçirmeyi başardık.
Üretimin önemini kavrayamamamız kuşkusuz en büyük hatamızdı. İnşaatla bir yere kadar... Ülke genelinde uygulanan OHAL de gelince sermaye cephesinde soru işaretleri arttı, enflasyon, faiz, dolar yükselişi zamları beraberinde getirdi. Olan oldu, erken seçim kararı alındı ve bugünlere gelindi.
Şimdi umutsuzluk değil, umut zamanı.
Bir ülkenin gelişiminde unutulmaması gereken en önemli nokta ise her şeyin “para” ya da “fabrikalarda üretilen mallar” olmadığı. Spor ve sanat bir ülkenin gelişmiş olduğunun en önemli göstergelerinden biri.
Ülkemizin en değerli isimlerinden usta ressam Devrim Erbil, Suadiye’deki atölyesinde yaptığımız bir sohbette daha yeni imza attığı eserlerini işaret ederek, “Bir ülkede sanat varsa, umut vardır” demişti.
Moral doluydu, çizmek, üretmek istiyordu.
Çok yaşayın Hocam, çok yaşasın ülkem.
Usta ressam Erbil, İstanbul temalı eserleriyle tüm dünyada tanınıyor.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024